Çorum İHH tarafından vuruluşunun 13. Yılında, 31 Mayıs 2010’da Gazze’ye yardım götüren Özgürlük Filosu Mavi Marmara konferansları düzenlendi.
Programı konuşmacı olarak Çorum İHH Mütevelli Başkanı ve Mavi Marmara katılımcısı Selim Özkabakçı gerçekleştirdi. Programlar iki kez art arda Çorum İHH Dernek binasında gönüllülere yönelik gerçekleştirilirken Buharaevler Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde de gençlere yönelik bir Mavi Marmara Konferansı gerçekleştirildi. Ayrıca Selim Özkabakçı 3 Haziran’da Kastamonu’da Mavi Marmara programına katıldı. Programlara yoğun katılım sağlandı.
Çorum İHH Ofisi’nde gerçekleştirilen konferansa İHH Genel Merkez yönetiminden misafirler ve bölge koordinatörü katıldı. Program sonunda İHH Teşkilat başkanı Ahmet Göksun, İHH ile 30 yıldır birlikte yürüyen Çorum İHH mütevelli başkanı Selim Özkabakçı’ya teşekkür plaketi takdim etti.
Selim Özkabakçı duygularını, “Ahde vefanın diğer adı olan İHH İnsani Yardım Vakfımız’a teşekkür ediyorum. Bosna Savaşı’nda 30 yıl önce başlayan İHH ile yürüyüşümüz ölene kadar devam edecek. İyi ki varsın İHH..” şeklinde dile getirdi.
Mavi Marmara Kudüs’ün Özgürlüğü İçin Yola Çıkmıştır.
Çorum İHH Mütevelli Başkanı Selim Özkabakçı, öğrenci ve gönüllülere 2009 yılında İngiltere’den yola çıkarak Türkiye’den İHH’nın organize ettiği, Gazze’ye araçların bırakıldığı Filistin’e Yol Açık, Gazze Konvoyu’ndan Mavi Marmara’ya kadar olan süreci anlattı.
Çorum İHH’nın ambulans götürmek üzere yola çıktığı Gazze’de, Mısır askerlerinin saldırısına rağmen araç Gazze’ye ulaştırıldı. Bir ay süren Gazze yolculuğunda sayısız badireler atlatıldı. Mısır’da, Mübarek yönetiminin polis ve askerleri taşlarla sopalarla yardım götüren gönüllüleri öldürmek/engellemek için saldırdılar. Çekilen tüm sıkıntılara rağmen Gazze’ye girildi. Mısır’da araç konvoyunda yaşanan sıkıntılar bir sonraki sefer projesinin denizden olması gerektiğini düşündürdü. Nitekim gelinen nokta ve gelişen süreçte denizden Gazze’ye yola çıkmak üzere proje organizasyonu başlatıldı.
Selim ÖZKABAKÇI: Mavi Marmaralar Özgür Kudüs Yolunda yoluna devam etsin
Mavi Marmara Gemisi yola çıkmadan önce Türkiye’de kampanyalar yapıldı, kermesler düzenlendi ve bir filo oluşturuldu. Bu gemide yaşlılar, gençler ve kadınlar da vardı. Her dinden her ırktan insanın bulunduğu gemiye uluslararası sularda sabaha karşı, gemide namaz kılınırken baskın yapıldı. Bir anda geminin etrafını hücum botları sardı ve tepemizde helikopterler belirdi. Tüm dünyaya yapılan yayını kestiler ama ikinci yayını akıl edemediler. Bu sayede yapılan katliamı tüm dünya izledi ve ilk defa Birleşmiş Milletler yapılanın bir katliam olduğunu kabul etti ve İsrail devleti ilk defa yaptıklarından dolayı özür diledi.
Mavi Marmara’da on kardeşimizi şehit verdik. yaralandık, işkenceler gördük. İsrail’de hapisten çıktığımda hava alanında bana on civarında İsrailli asker ağır bir şekilde saldırdı, öldürmeye kasteden darbeler aldım. Hava alanında arkadaşlarım Türkiye’ye dönerken İsrail Askerleri beni tekrar Tel Aviv’e kaçırdı. Saatlerce işkence yaptılar. Mavi Marmara Yolcusu kardeşlerimin eylemi sonunda tekrar beni Türkiye’ye dönen uçaklara bindirdiler. Türkiye’ye geldikten sonra on gün hastanede yattım. Bir süre tedavilerim devam etti.
Siyonist İsrail Mavi Marmara’ya İstanbul’dan ilk binen kırk kişilik bir grubu terör listesine ekledi ve Mavi Marmara’da düştüğümüz durumdan bunlar sorumlu diyor. Allah’a şükürler olsun ki bende İstanbul’dan binenlerdenim ve Siyonist İsrail’in terörist olarak gördüğü kırk kişilik listenin içerisindeyim.
Bir Filistinlinin “Biz kaybettiğimizi kabullenmedikçe kazanamayacaklar.” Bu yüzden diyoruz ki Mavi Marmara halen yoluna devam ediyor. Mavi Marmara yolculuğu insanlığın dikkatini Filistin için uygulanan ambargo ve ablukaya dikkat çekmek için yapılmış insani yardım taşıyan bir organizasyondu, özgürlük filosu amacına uygun hareket etmesine rağmen filo uluslararası sularda İsrail saldırısına uğradı.
Her şeye rağmen inanıyoruz ki Mavi Marmara aktivist katılımcılarıyla birlikte çıktığı yol olan amacında ambargoyu delmiş ablukayı kırmış İsrail’i uluslararası politika da yalnızlaştırmıştır. Mavi Marmara olayında İsrail ve Siyonizm çok büyük yara almıştır. Gazzeliler Mavi Marmara’yı milat kabul ediyorlar. Mavi Marmara’dan öncesi ve Mavi Marmara’dan sonrası diyorlar.
Mavi Marmara olayı ve Siyonizm’i anlayabilmek için Ben-i İsrail’in bugünkü zalimliğinin, gaddarlığının ve vahşiliğinin tarihi arka planını görmek gerekir. Esasında bazı insanlar İsrail oğullarının ıslah edileceği noktasında iyi niyetler taşıyorlar. Hâlbuki olay böyle değildir. Onları bu noktaya getiren bozulmuş inançlarıdır. İsrail oğullarının inanç sistemlerini ve algılama biçimlerini özel bir incelemeyle analiz etmeden bugünün İsrail’ inin ne olduğunu anlamak mümkün olmaz.
Allah Kur’an da İsrail’in çok daha büyük sapkınlıklar icat edeceklerini ve yeryüzünü fesada vererek insanlığın dikkatini çekmiştir. Kuran İsrail oğullarının dünyanın başına bela olacağını bin dört yüz yıl öncesinden haber vermiştir. Ne yazık ki insanlık bu uyarıyı yeteri kadar kavrayamadı ve İsrail oğullarının hegemonyasına imkân sundu. Kompleksli olan Yahudilerin temel sapkınlıkları 1400 yıl içinde katmerleşerek gelişti ve bugün son haddine ulaştı. İsrail oğullarının bu tarihi sapkınlıkları onları mavi Marmara ve Gazze’yi yok etmeye sevk etti. İsrail Filistin’den kovulmalı, devletleri ellerinden alınmalı. Yahudiler eskiden olduğu gibi dünyanın her tarafına sürülmeli. İnsanlık, ancak o zaman rahat nefes alacaktır.
İnsanlık Kur’anı okudukça Siyonistleri tanıyacaktır. Siyonistler tanındıkça da bozgunculuk azalır ve yeryüzünde bir daha Gazze, Sabra, Şatilla kamplarında olduğu gibi soykırımlar yaşanmaz, Mavi Marmaralar amacına ulaşır.