Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüsü salgını yurt dışına ihracat yapan yumurta üreticisini etkiledi.
Çorum Ticaret Borsası Başkanı Naki Özkubat, virüs salgınının etkilerinin devam edeceği taktir de tavukçuluk sektörünün bunu kaldırma şansının olmadığını söyledi.
2019-2020 yıllarının tavukçuluk sektörü açısından zor bir yıl olduğunu dikkat çeken Ticaret Borsası Başkanı Naki Özkubat, 2019 yılı Nisan ayında Irak kapısının kapmasıyla sektörde başlayan krizin korona virüsüyle birlikte daha da ağırlaştığını vurguladı.
Tavukçuluk sektörünün zor günler geçirdiğini, sektörde yaşanan sorunlarla ilgili geçtiğimiz ay Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli başkanlığında bir toplantı yaptıklarını anlatan Özkubat, “Burada bir sunum yaptık. Tavukçuluk sektöründe olağanüstü durum ilan edilip, kuş gribi salgınında yapılan çalışmaların aynen uygulanmasını istiyoruz. Bu destekler belirli yaş üstü hayvanların kesimi, itlafı ve itilafa devlet desteğinin verilmesi. Ayrıca banka kredilerinin vadelerinin uzatılması. Faizsiz olarak bir yıl ertelenmesi. Bununla birlikte bu kredilerden daha sonraki aşamalarda ofisimizin üretecimize sunmuş olduğu 3 ay vadeli mısır tedarikinin bu süreçte geri dönüşümü ve ödenmesinin mümkün olmadığı için bunun 6 ila en az 1 yıl banka teminatıyla üretecimize verilmesinin sağlanması sektör açısından faydalı olacaktır” dedi.
Tavukçuluk sektöründe üretim kapasitelerinin düştüğünü dile getiren Özkubat, bu durum devam ettiği taktirde yumurta sektöründe krizler yaşanacağını tahmin ettiklerini belirtti.
“Hayvan refahı bir an önce uygulanmalı”
Sektörde yaşanan sorunların uzun vadede çözüme kavuşması için devletimizin hayvan refahını bir an önce uygulamasını beklediklerini açıklayan Özkubat, “Hayvan refahı eğer uygulanırsa Türkiye’de üretim kapasitesi yüzde 30 fazla olan ve ihratacata dayalı olan sektörün küçüleceğini, dolaysıyla sadece kendi ülkemize yönelik üretimin başlayacağını bununla birlikte de fiyat istikrarının oluşacağına inanıyoruz. Eğer hayvan refahı uygulanmazsa hazırda bulunan kapasiteler 3 ay, 6 ay sonraki fiyat dalgalanmaları nedeniyle tekrar dolacak. Buda bizlere yeni krizler oluşturacaktır. Her 6 ayda bir her yıl ortasında veya yılbaşında krizler artacaktır. Bunun en doğru yolu hayvan refahı uygulanması ve kapasite sınırlamasının getirilmesidir. Bunun çözümü uygulama şekli yumurta birliği ile birlikte Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, bakanlığımızın birlikte yürüteceği bir program çerçevesinde kapasitelerin sınırlandırılması gerekmektedir. Hazır kapasitelerin hayvan refahı getirilip kapasite oranları buna göre kayıt altına alındıktan sonra rastgele kümes yapımı ve hayvan çiftliklerinin yapılması önlenmesi gerekmektedir. Yumurta sektöründe artık ihracatların özellikle bu salgın hastalıkların artacağını düşünerek uzun vadeli bir işlem olacağını düşünüyorum. Kendi kendimize yeterli, kendimize yetenin biraz fazlasını üretmenin ülkemiz menfaatine olacağını düşünüyorum. Ayrıca Tarım Bakanımız ve Hayvancılık Genel Müdürümüzle yaptığımız görüşmelerde yumurta tozu ve likit yumurta üretim tesislerinin artırılması, projelendirilmesi kapsamında yaptıkları çalışmaları takdir ediyorum. Sektörümüz bu konuyla ilgili bir kooperatif çalışması yapmaktadır. Bu kooperatif çalışması başarıya ulaştığında en kısa sürede toz yumurta ve likit yumurtayla ilgili yeni tesisler devreye girdiğinde yumurtada birikmelerin ve yıl genelinde fiyat istikrarının oluşacağı ve üreticiye büyük katkı sunacağı kanaatindeyim” diye konuştu.
“Gezen veya dolaşan tavuk üretimleri devlet kontrolü altına alınmalı”
Sektör olarak ana problemlerimizden bir tanesi de gezen tavuk, dolaşan tavuk adı altında rast gele ortamlarda hijyene tam uyulmadan yapılan kontrolsüz üretimler olduğunu dile getiren Özkubat, şunları kaydetti:
“Hayvan sayılarının Türkiye genelinde net olarak belirlenemediği üretime ne kadar girdiğinin tam tespit edilemediği ancak bununla beraber vergisini ödeyen gerçek üreticilerin bu konuda mağdur olduğu bir sistem var. Bu sistemin tam kontrol altına alınması gerekiyor. 1 milyon kapasiteli bir çiftliğin yanına gezen tavuk yapıyorum diyerek bin tane tavuk koyuyor. Açık alanda yapılan bu iş nedeniyle o küçük işletmeye gelen hastalık diğer 1 milyon kapasiteli işletmeyi de etkileyebiliyor. Bu yüzden bunların şartnameleri, şartları devletin kontrolünde ve hijyene uygun oluşması gerekiyor. Özellikle gezen tavuk yumurtaları samorella, antibiyotik ve toksin bakımından da Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından marketlerden alıp yaptığı örneklemeleri bunlar içinde yapmasını rica ediyoruz. Bunlar kontrol altına alınırsa Türkiye’de gerçek üretici üretime katkı sunan insanlarımız bundan fayda sağlayacak ancak rast gele üretim kontrolsüz üretimde önlenmiş olacaktır. Devletimizden istediğimiz şuan ki olağanüstü şartlardan dolayı üreticimize acilen banka kredilerinin, faiz oranlarının ertelenmesini sağlamak. TMO’dan uzun vadeli mısır verilmesi sağlanmalı. Devletin hayvan itilaflarında katkı sunmasını bekliyoruz”