Çorum İnsani Değerler Platformu Sözcüsü Ayhan Boyraz, terör örgütlerinin kaos alanına çevirmeye çalıştığı, devlet ve millet düşmanlarının, yakılmaya çalışılan isyan ateşine odun taşıdığı Boğaziçi eylemlerinin bir an önce son bulması çağrısında bulunarak, “Katil devlet, katil polis sloganlarının rektör ataması ile ne alakası vardır? Toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında sergilen rezilliklerin rektör atamasıyla ne alakası vardır? PKK, DHKP-C, FETÖ birlikteliğinin rektör atamasıyla ne alakası vardır?” dedi.
İnsani Değerler Platformu üyeleri Boğaziçi Üniversitesi’ndeki olaylara tepki gösterdi. Cuma namazı sonrası Hürriyet Meydanında bir araya gelen İDP üyeleri, bir basın açıklaması yaptı.
Türkiye’de bütün devlet üniversitelerinde rektör adaylarının aynı yöntemle belirlendiği ve süreç sonunda Cumhurbaşkanı tarafından atanan rektörlerin üniversiteleri yönettiğini dile getiren İDP Sözcüsü Ayhan Boyraz, yüksek öğretimin ana unsuru olan üniversitelerde bugüne kadar görev yapmış bütün rektörlerin, görev yaptıkları bu konuma Cumhurbaşkanı atamasıyla geldiklerine dikkat çekti.
Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Prof. Dr. Melih Bulu’nun ismi ve göreve geliş yöntemi üzerinden bir tartışma açılarak 50 yıllık bir öğretim kurumunun, toplumun damarlarına kaos pompalayan bir mekanizmaya dönüştürülmeye çalışıldığına vurgu yapan Boyraz, Türkiye’nin türlü sıkıntılar nedeniyle pas geçtiği 20. asrın ardından, milli değerlerine sarılarak aslına rücu ettiği ve bölgesel lider, küresel aktör olma vizyonuyla başını kaldırdığı 21. asrın ilk çeyreğinde her yıl yeni bir badireyle sınandığının altını çizdi.
2004-2005 yıllarında gerçekleşemeyen darbe planları, 2007’de yaşanan e-muhtıra ve cumhuriyet mitingleri, 2012 MİT tırlarıyla başlayan ve 15 Temmuz 2016’ya dek süren FETÖ’cü darbe sürecinin, 40 yıldır bu coğrafyayı kanatan PKK terörü ve 2013’te yaşanan gezi kalkışması Türkiye’ye ayar verme girişimleri olarak tarihe geçtiğini anlatan Boyraz, “Bütün bu hadiselerin ortak amacı Türkiye’yi mecalsiz bırakmak ve tarihi misyonuna dönmesini engellemektir. Dünyaya hükmeden küresel güçler, bir ülkeyi karıştırmak isterse önce istismar edecek bir konu aramakta, ardından uygun bir mekan bularak işbirlikçileri harekete geçirmekte oyunun farkında olmayan masum kitle de algı operasyonlarıyla eylemlerin içine çekilmektedir” dedi.
Ülkede sadra şifa politika üretemeyen kimi siyasetçilerin de mal bulmuş mağribî gibi, enfekte edilmiş bu alanlarda boy gösterdiğini belirten Boyraz, “Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanmakta olan tam olarak budur. Bir rektör ataması bahane edilecek Türkiye’nin sinir uçlarına dokunulmaktadır. Katil devlet, katil polis sloganlarının rektör ataması le ne alakası vardır? Toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında sergilen rezilliklerin rektör atamasıyla ne alakası vardır? PKK, DHKP-C, FETÖ birlikteliğinin rektör atamasıyla ne alakası vardır? Hele hele Müslümanların kıblesi Kabe-i muazzama görselini ayak altına sermenin rektör atamasıyla hiç mi hiç alakası yoktur. Bunun adı provokatörlüktür. Bunun adı İslam düşmanlığıdır, bunun adı Müslüman mahallesinde salyangoz satmaktır. Bunun adı alçaklıktır. Hiç kimsenin aziz milletimizin dini değerlerine saldırmaya hakkı yoktur. 1,5 milyar müslümanın kutsalı olan harem-i şerifi ayaklar altına serme cesaretini hangi cehalet ve ihanet odağı beslemekte ise bunun bir an önce açığa çıkarılması şarttır” diye konuştu.
Müslüman hoşgörüsünün, kutsallara hakaret ve saldırıyı kapsamadığının bilinmediğini kaydeden Boyraz, “Bu alçaklığı yapanlar bir an önce bedelini ödemelidir, aziz milletimizin sabrı daha fazla sınanmamalıdır. Terör örgütlerinin kaos alanına çevirmeye çalıştığı, devlet ve millet düşmanlarının, yakılmaya çalışılan isyan ateşine odun taşıdığı Boğaziçi eylemleri bir an önce son bulmalıdır. Boğaziçi’nde sapla saman karışmış, meselenin rektör olmadığı açıkça ortaya çıkmıştır” ifadelerini kullandı.