‘’ Küçük hesaplardan bahsetmeyin bana, Ben onları bahşiş bıraktım, Karakteri fakir olanlara’’

 Filler tepişir çimenler ezilir. İnsanlık aleminde iyi ve kötü olarak ikiye ayrılmıştır. Dünyanın varoluşundan itibaren ikisi de sahnedeki yerini almıştır. Niyeti halis olanla nazik ve hoş gözüküp içten pazarlık eden tiğ zihniyetler ancak yaşamakla, iyi bir analizle tespit edilmektedir. His ve duygularını tesis etmek için kullanabilecekleri sahaları ve toplulukları belirlerler. Önce planlarlar sonra uygulamaya koyarlar.

 Kitle hareketlerinde sistemli ve disiplinli hareket eden gruplara dışarıdan müdahale çok basit değildir, kurallarının dışına çıkan, aykırı hareket edenler anında ifşa olur. Bir amaç ve fikir teatisinde bir araya gelmeyen topluluklar sadece bulundukları ortamın havasına kendisini kaptırır toplum psikolojisi ile söylemeyeceklerini haykırırlar, elbette sonradan hatasını anlar ancak iş işten geçer, söz kurşun gibidir ağızdan bir kez çıkar. Yeryüzünün tarihsel gelişiminde kullanan ve kullanılan her daim olmuştur, kendilerini açık gözlü, uyanık olarak görsellerde hakkın adaletinden asla kaçamamışlardır, fakat büyük ustalıkla tebalarına kendilerini kabul ettirerek istediklerini elde etmişlerdir, bu tutum ve davranış esnasında hiç bir olayda kendileri zarar görmemiş yalnızca piyonları harcanmıştır.

Dost gözüküp alicenap yaklaşan, içindeki zehri enjekte edip bir robot edasıyla sahaya sürerler her istediklerini yaptırtırlar. Geçmiş tarihler de Hasan Sabbah ve Haşhaşiler gibi, velhasıl zamanın hiç bir evresinde hasan sabahlar bitmediği gibi onlara yem olan Haşhaşiler de bitmez taki uyanıp kendine gelinceye kadar. Fitne ateşini yakan harlayacak maşaları da tespit edip bir  satranç ustası edasıyla bir bir yem edecek, taki şah mat diyene kadar. Bugün yaşadığımız zaman dilimi içerisinde bazı insanlar hedefe ulaşmak için denedi başarılı olamadı çünkü ahali uyandı ancak, fikir birliği olmayan sadece ve sadece demokratik üslupla elde edemeyeceğini anti demokratik yollarda sahiplenmek istiyor, bunun içinde örgütsüz halk yığınlarını kullanıyor, böylece kitleleri harekete geçirerek asıl uyuyanları faal edip karşı tarafı yenmeye çalışıyor. Bu tip hadiseler bir kaç defa cereyan etti, milletin itibar etmemesi ile saf dışı oldu.

Spor müsabakalarına giden insanlar her fikirden ve siyasi görüşten olsa da hedefleri sevdikleri takımlarını desteklemek, yoğun çalışma temposundan oluşan sitreslerini atmak için destek vermekteler, hiç birisi bir birine şucu, bucu demez, ateşli bir ortam zuhur eder ve bunu bilen efendiler uşaklarını kurguladıkları istikamette gruplara söylettirirler, o heyecanla toplu hareket ederler taki iş bitip dışarı çıktıklarında kullanıldıklarını anlarlar. Kitleleri etkileyen isteklerini dillendirebilenler acaba efendilerinden ne aldılar hangi payeye bu işi yaptılar, analizinin yetkili makamlarca tespit edilmesi gelecek zaman içerisinde bir daha tekerrür etmemesi açısından elzemdir.

Gezi olayları bizlerin hafızasından hiç silinmesin ağaçlar kesiliyor yaygarası ile genç nesilleri bir araya getirerek devlete karşı isyan başlattılar, oysa ne ağaç kesildi nede söküldü ve park olduğu gibi yerinde, peki amaç neydi

İktidarı sarmak, istifa ettirmek kısmi ayaklanma, elbette başarı elde edilemedi ancak bir çok can feda edilmesine sebep oldular işte bu konudan yola çıkarsak asıl yapmak istenileni daha net anlama imkanına sahip oluruz, hiç bir vakit dünü unutmayacağız, unutulduğu gün yaşanan olaylara kolay müdahale edemeyiz. Bu olayların akabinde 15 temmuz hadisesi patlak verdi fakat halkın direnişi ile karşılaşınca geri adım attılar. O günleri ve kimlerin nerede ne şekilde olduğunu, kimlerin devletin yanında yer aldığını tahlil edeceğiz ve ona göre yol haritası çizeceğiz.

Yeryüzünün hiç bir yerinde bu denli devletini savsaklayan çıkmamıştır. Spor normalde dostluk ve kardeşlik etkinliğidir ancak amaçlarına demokratik yönden ulaşamayanlar antidemokratik yollarla masum seyircileri piyonları ile gaza getirmekteler, bu toplum psikolojisini iyi analiz edenler tarafından sahnelenmektedir. Ülkemizin siyasi tarihi incelendiği vakit çok partili siyasi hayatın başlaması ile gençlik hareketleri zuhur etmiştir sandıkta istediğini alamayan muhalefet genç nesilleri kullanmıştır, emellerine ulaşamayınca bahaneler sürerek ihtilaller ve muhtıralarla mevcut iktidarı devamlı surette çekilmeye zorlamıştır. Düzenli kitle hareketleri disiplinli olduğu için bu tip hadiseler de detayı bilmeden katkı vermez, ancak bilgi sahibi olduklarında doğru istikamette ise elbette ama yanlışsa karşısında duvar olur.

Aşağılık kompleksi olan, başarısız siyasi liderler seçmenini diri tutmak için kışkırtıcılık ve kaos eylemleri tertip ederler ki tebalarının başka bir siyasi aksiyona kaymasını önlerler. Bu toplum mühendisliği ile planlanır ki başarı elde edilsin. Siz değerli okurlarımız bugün üniversiteler deprem nedeniyle online eğitime geçti şayet açık olsaydı hareketlilik orada başlayacak ve yayılacaktı ancak devlet tam zamanında önlemini aldı, oyuncağı elinden alınan bu güruh spor camiasına dadandı. Spor kulüp yöneticileri toplumsal gerginliği körükleyici söylem ve davranışlara asla müsaade etmemeli, zira taraftarların içinde her siyasi görüş mevcut trübünleri anarşiye terk etmemeli, sporun ruhu korunmalı.

 Milletin her bir ferdinin acısı hepimizin acısıdır, yası yine öyle. Atalarımız bizlere bu vatanı bırakırken bir mücadelenin, azmin neticesinde bırakmışlardır, ucuz ve basit hadiselerle bahaneler uydurularak zayi edilmemeli, edenlerinde o ataların torunu olmadığı gün gibi aşikardır.

‘’ İnsanlar kötülüğü, arzuları kuvvetli olduğundan dolayı değil, vicdanları zayıf olduğundan dolayı yaparlar. İşte bu yüzden ben mükemmelliği vicdanda ararım. Çünkü vicdanı eksik olan başkalarına zarar verir’’