Son Güncelleme: 7 Ekim 2016 09:30 Milliyetçi Hareket Partisi Çorum İl Başkanı Mehmet Akif Aras, Alaca İlçe Başkanlığını ziyaret etti.
Ziyarete; İl yöneticileriyle birlikte yapılan ziyarete MHP Alaca İlçe Başkanı Şeref Ercoşkun, önceki dönem ilçe başkanları, şimdiki ve önceki dönem belediye meclis üyeleri ve partililer katıldı.
Milliyetçi Hareket Partisi Çorum İl Başkanı Mehmet Akif Aras, ziyaret sırasında yapılan toplantıda ilçe teşkilatlarının dinleyerek gündeme dair bilgi alışverişinde bulundu.
Toplantıda Milliyetçi Hareket Partisi Çorum İl Başkanı Mehmet Akif Aras bir konuşma yaptı.
İHANETİN ELEBAŞLARINI BU MİLLET NE ZAMAN ÖĞRENECEK?
Ülkenin zor bir dönemeçten geçtiğini belirten Aras, “Bizler de bu nedenle sabırlı, sorumlu ve soğukkanlı hareket ediyoruz. Artık siyaset ve demokrasi hayatımızda her şey 15 Temmuz sonrasına göre şekil alacak, bitmeyen tehditler, azalmayan tehlikeler ancak bu şekilde göğüslenecektir” dedi.
Devlet ve toplum hayatının kilidinin henüz açılamadığına değinen Aras, “Gelişmelerin denetim ve kontrolü sağlanabilmiş, insiyatif tam manasıyla ele alınabilmiş değildir. OHAL şartları her düzeyde etkisini sürdürmektedir.
Devlet ve toplum hayatının kilidi henüz açılamamıştır. Huzur, asayiş ve emniyet tam anlamıyla tesis edilememiştir. Milletimiz endişe girdabının içine yuvarlanarak hapsolmuştur” diye konuştu.
TELEVİZYONLARDAKİ UCUBE YORUMLARA SON VERİLMELİ
Televizyonlarda 15 Temmuz’dan beri FETÖ konuşulduğunu ifade eden Aras, konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Bundan sonra ne olacak sorusu zihinlere ipotek koymuştur. Ekranlarda epey FETÖ bilirkişisi ve itirafçısı türemiştir. Bunlar gün aşırı boy göstermekte, uzun uzadıya analiz yapmakta, hatıralarını paylaşmaktadır.
Düne kadar FETÖ için himmet ve hizmet kuyruğuna girenler sıkıyı görünce birden çark etmişler, telaşla günah çıkartmaya koyulmuşlardır.
FETÖ’den ağzı yananların, geçmişini unutturma gayesiyle çırpınanların, yakayı kurtarma niyetinde olanların pişmanlık beyanları neredeyse külliyat boyutuna varmıştır. Bu yüzden televizyonlarda yapılan ucube yorumlara, ekranları kirletip korku salan değerlendirmelere son verilmelidir.
KRİPTOLARIN FAALİYETLERİ DEVAM EDİYOR
Devlette çok yoğun bir ihbar ve şikayet furyası masumların haklarına kast etmektedir. Vatandaşlarımız arasında kriptoların hala faaliyette olduğuna dönük yaygın bir kanaat hâkimdir.
Elbette FETÖ’nün her kademe ve kesimden teker teker temizlenmesi, geriye hiçbir kalıntısının bırakılmaması acil ve kaçınılmaz bir ihtiyaçtır.
Suçlu ile suçsuzun birbirine karıştığına yönelik yoğun rahatsızlık ve çağrılara iktidarın kulak vermesi, dikkate alması şarttır. Şikâyetlerin mağduriyet edebiyatı görülmesi ise yanlıştır.
İHANETİN ELEBAŞLARINI BU MİLLET NE ZAMAN ÖĞRENECEK?
Devlette en alt düzeyde görev yapan bir memurun suçu görüldüğü an gereği yapılmaktadır. Ancak üste çıkıldıkça, makamlar yükseldikçe bir yavaşlama, bir duraksama, bir savsaklama görülmektedir.
Henüz hatırlı ve sözü geçen ‘’bylock’’ kullanıcılarıyla ve ‘’1 dolar şifresi’’ saklayan suçlularla ilgili bir ifşa, bir izahat yoktur.
Eğer 15 Temmuz darbe teşebbüsü gerçekleşmiş olsaydı, Türkiye’nin kaderi kimlerin eline geçecek, devlet ve siyasete kimler hükmedecekti?
Bu sorunun cevabını bilmek milletimizin en tabi hakkıdır. İhanetin elebaşları kimlerdir? ‘’Yurtta Sulh Konseyi’’ isimli ihanet yuvası yapılanmanın ana kadrosunu, siyaset ve bürokrasi alanındaki elebaşlarını bu aziz millet ne zaman duyup, ne zaman öğrenecektir?
FETÖ; aynen PKK, IŞİD, PYD-YPG, DHKP-C gibi Türkiye’nin katıksız, amansız, ilelebet düşmanıdır. Düşmanın ise tüm hat ve cepheleri mutlaka düşürülmelidir. Dahası düşmanın başı ezilmelidir.
VERDİĞİMİZ DESTEK TÜRKİYE’YEDİR
Biz hükümete ‘’terörizm ve teröristlerle mücadelede’’ hep destek verdik. Verdiğimiz destek Türkiye’yedir. Verdiğimiz destek Türk milletinin beka ve dirliğini muhafazaya yöneliktir. Herkes bilmelidir ki Milliyetçi Hareket Partisi devletiyle beraber, milletiyle yan yanadır.
Güya biz hükümete bastonluk yapıyormuşuz, avukatlığına soyunuyormuşuz. Bu iftiraları atan densizler, FETÖ’nün kurşun askerliğine talip olurken bir şey olmuyor da, bizim Türkiye’yi müdafaa etmemiz mi gözlerine batıyor. Bu gayri milli ve yerli olmayan bakışın maksad ve mantığı nedir?
Duracağımız yeri de biz belirleriz, söyleyeceğimiz sözü de biz seçeriz. Cenab-ı Allah bizi doğrudan ayırmasın, ihanetin kuryeliğinden, FETÖ’nün zelil mensuplarından olmaktan, onlara uşaklık etmekten korusun, kollasın.
Türk milleti kan ağlarken, üstelik tüm terör örgütleri üzerimize üzerimize gelirken, bizim siyasi tartışma ve çekişmenin içinde olmamız kendimizi inkâr, milletimize haksızlıktır.
Kimse merak etmesin, haklı ve meşru sebeplerle hükümete elbette demokratik eleştirimizi yaptık, yaparız, yapmaya da devam edeceğiz.
Biz milletin yanında, Hakk’ın yolundayız. Biz Müslüman Türk milletinin çelikten iradesiyiz.
Ve bundan da taviz vermeyiz, dayatmalara gelmeyiz, onun bunun sağdan soldan, sosyal medya ve diğer zeminlerden üfürdüğü yalan ve saptırmalara itibar etmez, ihtimam göstermeyiz.
YENİKAPI RUHUNUN MERKEZİNDE MHP BULUNUYOR
Yenikapı ruhuna bağlı kalacağız dedik. Milletimize teminat verdik. Siyasi kan davalarından bu ülkenin çok çektiğini tecrübeyle biliyor ve hafıza kayıtlarımızda taşıyoruz.
Bizim fıtratımızda Türk milleti için gerekirse kefensiz toprağa girmek vardır, gerekirse Türk-İslam ülküsü için çile çekmek vardır, şartlar oluşursa dün olduğu gibi bugün de Allah’a can borcumuzu seve seve ödemek vardır.
15 Temmuz’u yaşayan bizatihi Türkiye’dir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Ekim’de TBMM’de yaptığı konuşmada Yenikapı ruhunu titizlikle korumaktan bahsetmiş ve bundan hepimizin sorumlu olduğunu söylemiştir.
Pek tabii, biz de aynı kanaat ve karardayız. Ancak CHP’nin bu konuda su kaynattığını görüyoruz.
ERDOĞAN VE AKP YENİKAPI RUHUNA UYGUN DAVRANMALI
Beklentimiz Sayın Erdoğan’ın Yenikapı ruh ve manevi sözleşmesine bağlı ve sadık kalması, AKP hükümetinin de buna uygun davranış göstermesidir.
15 Temmuz itibariyle Türkiye’nin siyasi ve sosyal yapısı farklılaşmıştır.
Korumamız gereken bir demokrasimiz vardır.
Üzerinde titrememiz gereken bir bağımsızlığımız vardır.
Savunmamız gereken bir vatanımız, gözümüz gibi bakmamız gereken milli varlığımız söz konusudur.
Cepheleşmelere dur demeli, birlikte ve kardeşçe yaşamayı tercih etmeliyiz.
Türkiye’nin iç ve dış sorunlarına karşı ortak, aşılmaz, yıkılmaz ve sağlam milli bir set inşa etmeliyiz.
Milletimizin ihtiyaç ve talepleri neyse, ortak akıl ve uzlaşmayla cevaplamak durumundayız.
Milliyetçi Hareket Partisi huzur ve iç barış ortamının tesisi için ne gerekiyorsa yapmaya dünden hazırdır.
HAİNLER TEKRAR AYAKLANIRSA, BEDELİNİ DE MİSLİYLE ÖDERLER
Diyorlar ki, Kasım ayına dikkat edilsin. Yeni bir darbe teşebbüsü olacakmış.
FETÖ, vazgeçmemiş, uyuyan hücreleri bir kez daha silaha sarılacakmış.
Bu iddia sahiplerinin kriz ve kaos rüzgarı estirmesi, karamsarlık ve korku aşılaması kesinlikle art niyetliliktir.
Ne demek ikinci bir kalkışma olacak? Hainler ayaklanırken, milletimiz de oturacak, kaçıp saklanacak değildir. Rüzgâr eken fırtına biçmeye razı olmalıdır.
15 Temmuz’da Türk milletinin direniş ve destanından hala bir şey çıkaramayan varsa, ya aklını kaçırmış, ya da teneşir özlemi hortlamış demektir.
Yeter ki, Türkiye’nin etrafını terör kampına çeviren canilerle mücadele edilsin, hepsinin hakkından gelinsin.
Yeter ki, ya devlet başa, ya kuzgun leşe irade ve iddiasından sapılmasın. Sağ olun, var olun “ şeklinde konuşmasını tamamladı.