Son Güncelleme: 16 Aralık 2016 19:00 Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eyüp Baş, dünyada olağanüstü bir durumun yaşandığını belirterek, “İnsanlığın yaşatılmak değil yok edilmek istendiği bir dönemde Mevlana gibi bir değeri anlamaya ve anlatmaya çok ihtiyacımız var” dedi.
Kırıkkale Üniversitesi tarafından Mevlana Celaleddin Rumi’nin 743. vuslat yıldönümü nedeniyle anma programı düzenlendi. Öğrenci Konseyi ve İlahiyat Topluluğunun katkılarıyla gerçekleşen anma programına Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Yıldız, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Osman Çağlayan, dekanlar, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eyüp Baş, “Peygamber Efendimizin (sav) vefatından sonra İslam dinini anlama ve anlatma çabası olmuştur. Bu çaba içerisinde olumlu temsiller olduğu gibi ne yazık ki olumsuz temsiller de söz konusudur. Ancak İslam dini çağlar ötesi bir din olarak insanlığa huzur vaad eden son ve mükemmel bir dindir ve dinimiz en olumlu ve en iyi temsilciler üzerinden takip edilmelidir. Bugün bu olumlu temsil noktasında sadece İslam dünyasını değil tüm dünyayı tesiri altına almış büyük bir değeri anmak için buradayız” dedi.
Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Eyüp Baş ise, bugün büyük insanların kültürümüze, davranışımıza yansıyan çok büyük özellikleri olduğunun görüldüğünü belirterek, “Burada elbette Hz. Mevlana’nın çok büyük tesiri var. Hz. Mevlana’yı çok anmalıyız ve okumalıyız. Hz. Mevlana’nın eserlerinin çok okunmasına, üzerinde düşünülmesine ve anlaşılmasına ihtiyaç var. Programda emeği geçen herkese ve öğrencilerimize teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Kırıkkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu’da, bugünü yaşayanların mutlaka yeni değerler, yeni çabalar, yeni gayretler üretmek durumunda olduğunu söyledi.
İnsanoğlunun varlığı canlılık ve diriliği temsil ettiğini dile getiren Prof. Dr. Karaismailoğlu, Hz. Mevlana Mesnevi’sinde hitaba geçerken “Ey oğul” diye başladığını hatırlatarak, yeni nesillere ve çağlara hitap ettiğini belirterek, şarihler ve şairlerin Mesnevi’nin hayat yolunun yolcularına hayatın esaslarını, yöntemlerini öğrenmeleri için yazıldığını söylediğini belirtti.
Konferanstan sonra İslami İlimler Fakültesi Tasavvuf Musikisi Topluluğu tarafından konser verildi.
Sema gösterisi eşliğinde tasavvuf musikisine ait birbirinden güzel eserlerin seslendirildiği konser büyük ilgi gördü.