Son Güncelleme: 15 Nisan 2017 22:45 Memur-Sen İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Çorum Şube Başkanı Ahmet Saatcı, 16 Nisan’ın Türkiye’nin vesayetten arınma, milli iradeyi, millet iradesini tahkim etme, hakemin de hâkimin de millet olduğu bir zemine geçme tarihi olduğunu söyledi.
Ülkenin vesayetten arınması, ülkenin kalkınması anlamına geldiğini dile getiren Saatcı, “Son toplu sözleşmede 213 kazanım elde ettik. Fakat aradan geçen süreçte siyasetteki dalgalanmalar, 15 Temmuz gibi darbe görünümlü işgal hareketi ve Türkiye’deki ekonomik operasyonlar, küresel spekülasyonlar bizim aldığımız kazanımlar kaldı mı ki tartışmasını beraberinde getiriyor. Bu ülkenin sorunu istikrar. Bu ülkeyi yönetsel istikrarı yakalarsa bizim ekmeğimiz büyüyecek mutfağımıza giren pay artacak, yoksa yerinde saymaya devam edeceğiz” dedi.
“Avrupa denilen köleci düzenin üzerindeki yaldızlar döküldü” diyen Saatcı, açıklamasında şunları ifade etti:
“Altından sağıyla soluyla sığınmak zorunda kaldıkları kilise ve faşizm anıtı çıktı. Tarihi bir dönemeçteyiz. Ezberlerden oluşmuş kulelerin yıkılma zamanı şimdi. Köhne dünyanın çürümüş sütunları çatırdıyor. Vesayetin çarkları kırılıyor artık. Yarasalar vesayet mağarasının dehlizlerinden kirli kelimeler fırlatıyorlar. Türkiye güneşi en berrak şekilde mazlum coğrafyaların üzerine doğuyor. Alman Medyası: ‘Evet Çıkarsa Türkiye 63 Ülkenin Lideri Olacak’ diye yazıyor. Suriye, zihnimiz kadar uzak. Irak, gönlümüz kadar yakın. Haritalarla üstü örtülen Afganistan, biziz. Arakan, Moro ve daha nice kardeş yurtlar, emperyalizmin kelimeleriyle örülmüş sahte sınırlar kadar uzak bize, Kireçle boyanmış beyaz taşların sanal sınırlar olduğunu, gönül coğrafyamızın, medeniyet coğrafyasının meftunları olduğumuzu unutmadan, Zulmü akradite eden küresel mevzuat söylevlerine karşı, “dünya beşten büyüktür” iradesine sahip çıkacak, Küresel çirkefe karşı, hakkı haykıracak, Mazlumların hukukunu ayağa kaldıracağız.
“Cumhuriyet elden gidiyor” diye haykıranlar, 1960 darbesinin arkasında yer alanlardır. Darbeye bayram diyenler ve ders kitaplarına yazıp kutlatanlar onlar. 61 Anayasa’sına ‘Özgürlükler Anayasası’ diyenler onlar. Fakat ne hikmetse, 60 darbesi bizzat cumhuriyete vurulan bir darbedir. Daha açık bir ifadeyle, cumhuriyetin bağımsızlığını, NATO’ya veren darbe ‘27 Mayıs Darbesi’dir. 61 Anayasası NATO’cu vesayetin mevzuatıdır. 12 Eylül anayasası da, bu mevzuatın yenilenmesinden ve tahkimatından ibarettir. Yani ‘Neo-liberalizm’in tahkimatıdır.
28 Şubat içeriden bir müdahale değil, dışarıdan içeriye müdahaledir. 27 Nisan ‘e-muhtıra’ da kısık sesle yoklama alıp nabız ölçtüler. Şapkayı alıp kaçmak yerine kürsünün başına geçen siyasetçi profili doğru bir duruştu. 15 Temmuz’da ülkemizi işgal etmeye çalışanlara karşı; ‘Halkın Gücünün Tankın Gücüne Galebe Çalması’ onurlu bir meydan okuyuştu. ‘15 Temmuz’daki Nöbet, 16 Nisan’da Evet’ ile taçlansın diye sahayı terk etmedik, terk etmeyeceğiz. Ter akıtıyoruz. 81 İl, 100 İlçe hedefledik. 350 merkezi aştık ve yüz binlerle buluştuk. Şimdi son bir ‘hervele’, yeni bir ‘besmele’ zamanı Bir kişiden ne olur diyemeyiz. Biz birlerin hikâyesi ve bereketiyiz.”