Son Güncelleme: 2 Mayıs 2017 21:21 Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı (TÜRKAV) Çorum İl Başkanı Fikret Aktağ, 3 Mayıs Milliyetçiler Günü nedeniyle bir basın açıklaması yaptı.
“Milliyetçilik tüm dünya milletleri arasında geçen mücadelede, sosyal yapıdaki en büyük silah ve güç olma özelliğini korumaktadır. Türk milliyetçilerinin bu duruşu ile 3 Mayıs 1944 günü resmi devlet yetkilileri tarafından her türlü işkence ve zulümle yargılandılar. Vatanına, milletine olan bağlılığını en açık ve berrak şekilde ifade eden insanlar, maalesef bu sevgisinin bedelini en ağır şekilde ödemişlerdir” diyen Aktağ, açıklamasında şunları ifade etti:
“Şairin “Öz yurdunda garipsin, öz yurdunda parya” dediği gibi; vatan, millet, din ve bayrak sevdalısı bilim adamı, aydın, siyasetçi, asker ve üniversite öğrencilerinin bulunduğu bir grup Türk milliyetçisi, 3 Mayıs1944’te devrin iktidarı tarafından uyduruk nedenlerle “ırkçılık” yaptıkları gerekçesiyle, “Irkçılık-Turancılık” suçlamasıyla tutuklanıp tabutluklara konuldular. Bu zulüm ve çilelere rağmen Türk Milliyetçileri bildikleri yoldan ayrılmadılar.
Türk milletini emperyalizmin her çeşidinde korumak için varlıkları ortaya koyan Türkçülerin verdikleri mücadele, bugün net bir şekilde anlaşılmıştır. 3 Mayıs 1944 tarihiyle birlikte başlayan yargılama süreci sonrasında “tabutluk” denilen ölüm hücrelerine atılan Türkçülerin kutlu mücadelesi, her Türk‘ün okuması ve idrak etmesi gereken bir olaydır. Dün Türk milliyetçilerini en ağır şekilde eleştirenler, şimdilerde ise onlara hak vermenin mahcubiyetini yaşamaktadırlar.
3 Mayıs 1944, Türk milliyetçiliği hareketinin kendini aksiyon ve muhteva olarak ortaya koyduğu dönüm noktasıdır. Dönemin iktidar sürecini elinde tutanların gayr-ı milli unsurlara kendi eliyle hayat hakkı tanıması karşısında, Türk milletine kara sevdalı Türkçüler tarafından haykırışın en ve anlamlı günüdür. 3 Mayıs, Türk milliyetçilerine en acımasızlığı yaşatanların karşısında “Çileler bizim rütbemizdir” diyerek her türlü olumsuzluk ve zorluk karşısında Türk milletine en derin sevginin tüm dünyaya ilan edildiği gündür.
3 Mayıs, Türk’ün değer yargılarını hapislere, tabutluklara hapsederek, beyinlerinin körleştiğini ispat edenlerin Türk milliyetçileri tarafından tescillendiği gündür. 3 Mayıs, Atatürk’ ün ölümünden sonra onun Türk milliyetçiliği ölçüsünde geliştirdiği devlet politikasına dinamit koymak isteyenlerin dinamitlerinin elinde patlatıldığı gündür. 3 Mayıs, Türk milliyetçiliği ülküsünü en sert haykıran; H.Nihal Atsız’ın önderliğinde başlatılan kutlu savaşın zafer naralarıyla Türk’ün makus talihinin değiştiği gündür. Bu açıdan maziyi hatırlayıp gelecekle ilgili umutlarımızı yeşerteceğiz. Her çile sonrası olgunlaşarak büyüyen Türk milliyetçiliğiyle, 3 Mayıs Türkçülük Bayramı’nın anlam ve öneminde yatan tüm gerçekleri yürek ve beyinlerimize kodlayarak sedalarımızla, ülkülerimizle Türk milleti için var olacağız. Türk gençliğinin böyle kutsal bir günde yeniden teşkilatlanmasına ve bir fikir cephesi kurulmasına hayati ihtiyaç vardır. Helal ve haramın birbirine karıştığı günümüzde Türk toplumuna ve Türk gençliğine yeni bir ruh ve dürüstlük ahlakı aşılamanın yolu da bu kendine dönüş ve muhtaç olduğu kudreti kendinde bulma iradesinden doğacaktır.
Globalleşen dünyanın birçok sinsi atmosferinde, milleti millet yapan değerlerin kurban edilmesine tüm güçleri ile savunanlar, Türk milliyetçiliğinin iman ve azmi karşısında tutunamayacaklardır. Türk milliyetçileri çıktıkları hiçbir yoldan geri dönmemişlerdir. Ufkun genişliğinde verdikleri mücadelede şartların en ağır yönünü yaşasalar bile zafer her daim bizlerin olmuştur.
Bu duygu ve düşüncelerle Türklük bayrağını her türlü fırtınaya karşı dalgalandırmayı kendilerine hayat felsefesi edinmiş ülkü devlerini, başta Başbuğumuz Alparslan Türkeş, H. Nihal Atsız, Orhan Şaik Gökyay, Necdet Sançar, Fethi Tevetoğlu, Zeki Velidi Togan, Muzaffer Eriş, İsmet Tümtürk ve daha birçok Türk milliyetçisini rahmet ve minnetle anıyoruz. “3 Mayıs 1944 Türkçüler Gününü” Türk milliyetçilerinin bu tarihi gününü kutluyorum.”