Son Güncelleme: 22 Mayıs 2017 09:58 Saadet Partisi İl Teşkilatı her ay mutat olarak gerçekleştirilen genişletilmiş il divan toplantısını Faruk Cıdık başkanlığında Saadet Partisi Çorum İl binasında gerçekleştirildi.
Divana Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Ahmet Bölükbaş Saadet Partisi İl Başkanı Faruk Cıdık, Merkez İlçe Başkanı Orhan Sakınmaz, İsomder İl Başkanı Abdullah Gökgöz, Esder Çorum Şube Başkanı Sedat Aksungur Cansuyu Deneği Çorum Şube Başkanı Adnan Cıdık, İlçe Başkanları ve teşkilat mensupları katıldı.
SP İl Başkanı Faruk Cıdık, toplantıda çeşitli konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. Cıdık, “Güçlü bir ülke olmak istiyorsak iç barışı sağlamalıyız. Dışlamak kutuplaşmak sadece partilere fayda verir, ülkeye değil. İç kavga, çekişme emin olun dış güçlerin bayram etmesine vesile olur. Bizi zayıflatır. Ne olur birbirimizin yanına gelsek. Ne olur kucaklaşsak. Birbirimizin yanına gelmek, aynı politikaları benimsiyoruz manasına da gelmez” dedi.
Cıdık, gündemi değerlendirdiği konuşmasında şunları söyledi;
Görüşmeyi değerlendirirken Erdoğan’ın Türkiye’den ayrılırken sarf ettiği ‘virgül değil nokta mesafesinde’ ifadesini de hatırlatmak istiyorum “Her halükarda Amerika’ya yapılan bu seyahat önemli. Amerika bu güne kadar Türk siyasetçilerin oldukça sık gittikleri bir ülke. Amerika’ya en çok ziyareti süre itibariyle de iktidarda oldukları için Sayın CB Recep Tayyip Erdoğan yaptı. İnönü’den tutun, Özal’a kadar oldukça sık ziyaret edilmiş ama rekor Sayın Cumhurbaşkanımızın. O Amerika’yı hiç ihmal etmemiş ama bu ziyaretler neticesinde ne olduğu, dün yapılan ziyarette bir neticeye varıldı mı tam olarak anlayamadık. Nokta mı kondu, virgül mü kondu. Bazıları ‘ne nokta ne virgül diyor sadece soru işareti veya ünlem var’ deniyor. Çünkü PYD ile ilgili konuyu Sayın Cumhurbaşkanı dile getirmiş olmasına rağmen Trump’ın ağzından bununla ilgili hiçbir şey çıkmadı. Kalkışmanın baş aktörü Gülen’in iadesi ile ilgili de hiçbir konu gündeme gelmedi”
TRUMP, KENDİ AYAĞI KAYMIŞ BİR BAŞKA
Türkiye ile Amerika arasında yaşanan sorunların çözümünden çok Trump’ın kendi sorunları ile ilgilenildi, “Sayın Cumhurbaşkanımız Amerika’ya gitti. Güya bu problemlere çözüm bulabilmek için. Hiçbirisine çözüm bulabildiği kanaatinde değiliz. Trump ise zaten ayağı kaymış bir başkan. Kendisi ayakta zor dururken Türkiye’ye faydalı olacak bir takım adımları atmasını beklemek tam manasıyla hayal olur. Sayın Cumhurbaşkanımız memlekete döner dönmez, yeni adımların atılmasını sağlamalı. Yeni bir ümit var. Ak Parti Kongresi yapılacak. Bunu ise yeni müjde olarak aktarıyorlar. Şimdi yeni bir hamleye başlıyor diyorlar. Bunun ilk adımı olarak kardeşçe tavsiyemiz var. Politikaların doğru olabilmesi için önce bu güne kadar yapılan hatalar kabul edin ve yenisine başlayın”.
HARİTALARI YENİDEN ÇİZİYORLAR
Amerika’nın terör şebekelerine desteğini eleştirerek, “Amerika bütün gücüyle Ortadoğu’da meydana gelen hadiseleri terörle ama IŞİD ile özdeşleştiriyor ve bütün gücünü bu terör örgütünün güya ortadan kalkması için sarf ediyor. Türkiye’nin yaklaşımı da bundan o kadar farklı değil. Ortadoğu’nun şekillenmesinin son dönemlerinde bulunuyoruz. Biz şunu açık ve net görüyoruz. Ortadoğu’daki hadiseler ne Irak, ne Suriye, ne Kürt, ne PYD, ne IŞİD meselesidir. Ortadoğu yeniden şekillendiriliyor, burada baş aktörü Siyonizm ve İsrail’dir. Ortadoğu’daki ülkeler birbirlerini yiyor, ülkeler ortadan kaldırılıyor ama bunun asıl gerekçesi üzerinde durulmuyor. Bu şekillenmeden en ciddi direnç ise Türkiye ve İran’dan gelecek deniyor. Irak ile Suriye hallettiler, her iki ülkeyi parçalamaya başladılar. Israrla Türkiye ve İran hedeflerindedir”
OYUN KURUCULARLA BU OYUN BOZULMAZ
Bölgede YPG üzerinden yürütülen projenin emperyalist amaçlar taşıdığını ve Amerika’nın da bunun arkasında olduğunu biliyoruz, oyun kurucular ile Türkiye’nin bir araya gelerek bu oyunu bozamayacağını sizlere iletiyoruz: “Bu gün Rakka’da meydana gelen hadiseler, Kandil’in tavrı, falan yerdeki bir bölgede Amerikalıların PYD’ye desteği. Bütün bunların içinde İsrail’in adı ise hiç geçmiyor. Biz de gidiyoruz oyunu planlarla birlikte onların desteğini alarak bu oyunu bozmak istiyoruz güya. Aklımıza gelen tek söz şu. Allah akıl fikir versin. Oyunun planlayıcıları ile o oyunu siz bozamazsınız. Bu çok uzun vadeli bir plan. 1991 yılında Irak müdahalesi ile başladı. Sonra sınırlar çizildi, şunun altına inemezsin, şunun üstüne çıkamazsın. Arkasında 2003 yılında müdahale etti, bölünme fiziken gerçekleştikten sonra. O günün şaşkınlığı ile bugünkü iktidar Amerika’ya destek verdi. Meclis’ten bu işin reddedilmesi bu desteği kesmedi. Biz, yedi limanımızı ve altı havaalanımızı tahsis ettik. Uçaklarına hava sahamızı açtık. Bununla da
tatmin olmadı, askerimizin başına çuval geçirdiler. Hesabını bu güne kadar soramadık. Şimdi biz bu planları bu noktaya getirenlerle bir araya gelip planın gerçekleşmesini önlemeye çalışıyoruz. Siz, bazı gerçekleri göz önünden kaçırarak problemi gizleyemezsiniz, orada bir gerçek yürür ve siz bu halinizle de sizi yok etmek isteyenlerle ittifak kurarak onlara maalesef destek olursunuz”
ARABASININ MOTURUNU YAPAMAYANLAR, TANK, UÇAK YAPAMAZ
Ortadoğu’da yaşanan bu gelişmeleri önlemenin yolları ve yöntemleri olduğunu da söylüyoruz, bunun için Türkiye’nin her alanda güçlü olması gerekmektedir.
“Savunma sanayide kendi kendimize yeterli hale gelmeliyiz. Türkiye bundan çok uzak. Halkımız aldatılıyor. Uçağımızı yapacağız diye, tankımızı yapıyoruz diye, kendi helikopterimizi inşa ediyoruz diye, kendi gemimizi kendimiz inşa ediyoruz diye aldatılıyor. Tankımızın motorunu Ukrayna’da bulmuşuz. Uçaklarımızın İngiltere ile yapılacağına ilişkin bir takım anlaşmalara imza atmışız. Siz Türkiye’de daha kendi arabanızın motorunu inşa edemezken, bu projeleri gündeme getirmek ve inanmak anlaşılması güç bir durum. Şunların bir tanesi nerede üretiliyor diye bir şey ortaya koyun. Siyasi irade ortaya konsa, bu gün Türkiye uçağını da yapardı, tankını da”.
MEYDAN OKUMAK GÜÇ İFADESİ DEĞİLDİR
Meydan okumanın bir ülkeyi güçlü hale de getiremediğinin altını da çizmek istiyorum, “Biz güçlü olmadan, kendimizi savunma imkanına kavuşamayız, dış politikada da etkili olamayız. Meydan okumak güç ifadesi değildir. Meydan okumak maalesef sadece dış politikayı iç politikaya alet etmek, milletin gönlüne bir su serpmektir. One Minute bile dedik. Kimsenin diyemeyeceğini dedik İsrail’e ama bu gün geldik kapısına muhtaç olduk. Ortadoğu’da en ciddi problem sebebi olan İsrail stratejik müttefikimiz. Ortadoğu’da bu projelerinin esas sahibi İsrail. Doğu Akdeniz’de çıkarılacak gazın İsrail ile ne alakası var. Uluslararası sularda bulunan bir gaz. Bu bölgedeki bütün ülkelerin de orada payı olur. Biz geleceğimizi onlara endekslemişiz. Onun için Türkiye güçlenmeli, lafla değil. Gerçek manada güçlenmeden, sanayi politikaları geliştirilmeden Türkiye kendi başına dış politika da etkili olamaz”.
MEZHEPÇİLİĞİ KÖRÜKLEYENLER AMERİKA’DAN DAHA ZARARLI
“Bölgedeki ülkeler ile bir araya gelmeden, İran ile dostluğu pekiştirmeden, dayanışmamızı artırmadan bir araya gelip Ortadoğu’da oynanan bu oyunu nasıl bozacağımız konusunda projeler üretmeden bu bölgeye de huzur gelmez. Bir takım aklı evvellerin kalkıp, dostlukları pekiştirmek yerine mezhep farklılıklarını gündeme getirerek, bizi birbirimiz ile kapıştırmak isteyenlerden bu bölgeye daha büyük zarar gelmez. Bunlar Amerika’dan daha zararlıdır. Bizim hakkımızda da ne derlerse desinler. Biz Ortadoğu’da niye kavga edeceğiz. Biz birbirimizi yer zayıflatırsak kim kazanacak. Bunu görmemek için kör olmak icap eder”
GÜÇLÜ ÜLKE İÇ BARIŞI SAĞLAMAK İLE OLUNUR
Güçlü bir ülkenin iç barışını sağlaması gerekmektedir, “Güçlü bir ülke olmak istiyorsak iç barışı sağlamalıyız. Dışlamak kutuplaşmak sadece partilere fayda verir, ülkeye değil. İç kavga, çekişme emin olun dış güçlerin bayram etmesine vesile olur. Bizi zayıflatır. Ne olur birbirimizin yanına gelsek. Ne olur kucaklaşsak. Birbirimizin yanına gelmek, aynı politikaları benimsiyoruz manasına da gelmez”