Son Güncelleme: 15 Temmuz 2017 08:54 Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı (TÜRKAV) Çorum Şube Başkanı Fikret Aktağ, 15 Temmuz FETÖ kalkışmasının, asırlardır süren saldırı ve habis senaryoların en vahşi, en acımasız türü olduğunu söyledi.

Aktağ, “15 Temmuz’da asker kamuflajına giren bir avuç hain tepelenmiştir. İstiklalimize göz diken, varlığımıza diş bileyen barbarlar püskürtülmüştür. 15 Temmuz FETÖ kalkışması, asırlardır süren saldırı ve habis senaryoların en vahşi, en acımasız türüdür. Türk milleti işgali engellemiştir. ‘İstiklal ve Cumhuriyetimize kastetmek’ üzere bir araya toplanmış harici düşmanlar ile bu Vatan’ın ekmeğini yiyip ihanet etmiş alçak menfaat çeteleri karşısında Türk Milleti, Türklüğe kefen biçen eli ve emeli kanlı güçlerin tezgâh ve oyunları defalarca bozmuş, buruşturmuş ve musallat olan bela def edilmiştir. Millet şanlı mazisini şerefli istikbale taşıma iradesiyle girdiği ölüm-kalım savaşlarından alının akıyla, bileğinin hakkıyla çıkabilmiştir” diyerek, konuya ilişkin açıklamasında şunları dile getirdi:
“15 Temmuz’da TSK’de bazı üniformalı hainlerin Türk demokrasisine karşı başlattıkları başkaldırıyı, demokrasi ve insan hakları adına da anlamak ve kabul etmek mümkün değildir. Bildiğiniz üzere, TSK tarihinin her döneminde ki başarılarına kahramanlıklarına, muharebe alanlarında dahil, bahçeden yediği meyvelerin yerine ekonomik değerini bırakan bir emir komuta anlayışına tarih örnekleriyle şahittir. Böyle bir komuta anlayışı yerine ihtilalci anlayış içinde olanların demokrasiye kesinti yapmak arzusu ile millet egemenliğini hiçe sayanlardan dün olduğu gibi bu günde aynı senaryolarla TSK içinde ki düşürülen gölgeyi de TÜRKAV adına şiddetle kınıyoruz.

Türk Vatanının muhafazası genlerine işlemiş milyonlar, bulundukları yerden başlayıp bir an bile tereddüt etmeden bu Devlet’in silahını bu Millet’in üstüne ateşleyen ihanete karşı kutlu ve destansı bir direniş başlattılar. Saatler içinde coşkun bir sele dönüşen bu direnme, Milletimize kastetmiş darbeci hainleri ve onların tül perde arkasındaki alçak destekçilerine dünyayı dar etmiştir. Bu uğurda 249’umuz şehit düşmüş binlercemiz de gazilik mertebesine erişmiştir. Sonuçta dost düşman iyice bellemiştir ki, ‘vatan sağ olsun‘ deyip gözünü budaktan esirgemeyen milyonlarca Türk evladı mübarek Vatanımızı küffara çiğnetmemek uğruna canını feda etmek için tereddütsüz beklemektedir.

15 Temmuz vesilesiyle yakalanan özlediğimiz bu ahenk ve birlik ve beraberlik, tehdidin henüz bertaraf edilmediği bu buhranlı günlerde mutlaka devam ettirilmelidir. Vatanın selameti dışında hiçbir talep ileri sürmeden 15 Temmuz’un hemen sonrasında meydanları hıncahınç doldurmuş bu toprağın sahiplerini bir araya getiren his hayati derecede önemlidir.

15 Temmuz, karanlık bir planın; istismar ve takiyye fanusuna saklanmış hain bir terör örgütünün Türkiye’yi yıkma teşebbüs ve tertibidir. Ederi bir dolar olan şerefsizler verilen salalarla, tankın önüne sere serpe yatan kahramanlarla durdurulmuş, dağlanmış ve dağıtılmışlardır. 15 Temmuz’da 249 vatan evladı şehit, 2 bin 193 vatan evladı gazi olmuştur. Hepsine şükran borçlu olduğumuz unutulmamalıdır.

Milletin birliğine karşı kötü düşünce ile yolda olduğu görülen üniformalı bu alçaklıklara, TÜRKAV, ülkemiz için demokrasinin yanında olarak bütün mensuplarıyla karşı durmuştur. TÜRKAV, “Egemenlik kayıtsız ve şartsız millete ait” olduğu halde Milletin Gazi Meclisine alçakça saldırılarıyla, milletin askerleri yerine işgalci davranışlarını ortaya koyarlarken meclisini bombalayan alçaklara karşı durmuştur.

“15 TEMMUZ’DA DESTAN YAZAN MİLLETİMLE ÖVÜNÜYORUM”

15 Temmuz’da destan yazan milletimle övünüyorum. Aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize uzun ömürler diliyorum. Yanılıp yenilip yeni bir darbe girişimini aklından, havsalasından geçiren varsa ölümü göze almış demektir, bunu da özellikle hatırlatıyorum. Milliyetçi-Ülkücü Hareket konu vatan ve millet olunca fedakârlıkta sınır tanımaz. Ülkücülük en kutlu vasıf, Ülkücü ise en şuurlu varlıktır.

Bu vesileyle, 15 Temmuz’da Şeytanla ittifak etmiş dahili ve harici hain ve alçakları büyük Türk Milletine iman, cesaret ve direnme gücü bahşedip rezil-rüsva ettiren, hilelerini başlarına geçiren, şerefli Milletimize zillet yaşatmayan Cenab-ı Allah’a sonsuz şükreder, Cihan’a nizam verme misyonuna mecbur olan Türk Milleti’nin birlik ve dirliğinin daha da güçlenmesini temenni ederim. Ne Mutlu Türk’üm diyene…”