Son Güncelleme: 11 Ağustos 2017 07:23 Türk Tarım Orman Sen Çorum İl Başkanı Necati Gül, 1 Ağustos’ta başlayan toplu sözleşme görüşmeleriyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Yüzdelik oranlar değil; hakça adilane paylaşım ve özel sektöre sunulan imkanları istiyoruz” dedi.
Kamu çalışanlarının 1 Ağustos 2017’te başlayan toplu sözleşme masasından çıkacak sonuca odaklandığını ifade eden Necati Gül, “toplu sözleşme takviminin ne zaman başlayıp, ne zaman sonlanacağı iki yıl öncesinden bilindiği halde hükümetin masaya teklifsiz gelmesi ve teklifini 14 Ağustos 2017 sunağını belirtmesi kamu çalışanlarını ciddiye almadıklarını ortaya koymuş ve bizi üzmüştür” ifadesini kullandı.
Necati Gül konu ile ilgili açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Özel sektöre teşvik pirimi verilirken, vergi yükleri hafifletilirken, hatta vergi borçları bir kalemde silinirken, toplu pazarlığın dışında kalan bazı kurum çalışanlarına, üst düzey bürokrat ve milletvekili maaşlarına en düşük memur maaşı kadar artış sağlanırken; kamu çalışanlarının talepleri masaya geldiğinde; “kamu çalışanlarını enflasyona ezdirmeyecek, mali disiplini bozmayacak, bütçe imkanlarını zorlamayacak bir iyileştirme yapılmasından yanayız” tavrı kamu çalışanlarını önemsememe ve yok sayma anlamına gelmektedir. Her toplu sözleşme öncesinde hükümetin başvurduğu “mali disiplin”, “bütçe imkanları” ve “enflasyona ezdirmeme” gibi kelimler kamu çalışanları açısından anlamını yitiren ifadelerdir. Bu sözlere artık karınları toktur. Bu tavır sosyal çalkantıya sebebiyet vermektedir. Hükümet ve Devletin hizmet eli olan biz kamu çalışanları; popülist yaklaşımlarla, devletten ne koparırsak kardır mantığıyla değiliz. Ülkemizin içinde bulunduğu sosyal, siyasal ve ekonomik durumu en az sizler kadar biliyoruz. “Bizim ilkemiz önce ülkemiz” diyen bir ekolden geliyoruz. Devlet, Hükümet Kamu çalışanlarının içinde bulunduğu zor şartları da dikkate alarak iyi niyetli bir yaklaşımla hareket etmekteyiz. Mali disiplini bozmanın, bütçe imkanlarını zorlamanın değil; kaynakların hakça paylaşmanın peşindeyiz. İstediğimiz şey külfetin yüklenilmesinde de nimetin paylaşılmasında da adil olunmasıdır. Biz külfetten payımıza düşeni bu zamana kadar hiç itiraz etmeden üslendik. nimetten payımıza düşeni itiraz edilmeden istiyoruz. Bu zamana kadar ülke büyüdü denmesine rağmen kamu çalışanları hep küçüldü. Büyümeden pay alarak yoksulluk sınırı altında kalan ücreti unutmak istiyoruz. Başkasına verme bize ver, kimsenin olmasın sadece bizim olsun, hep bana hep bana peşinde değiliz. Hükümet, teklifleri eksiltme yerine artırma, sorunları büyütme yerine indirme çabası içinde olmalıdır. Hükümetten, kabul edilebilir, ihtiyaçlarına cevap verebilir bir ücret belirleme gayreti içinde olması beklentimizdir. Hatta hükümetin kamu çalışanı taleplerini az bulup biz size daha fazla vereceğiz demesini istiyoruz. Sonuç olarak hükümetin özel sektöre sunduğu imkanların kamu çalışanlarına da verilmesi hem sosyal barışı sağlayacak; hem de hak, hakkı olana teslim edilecektir diyoruz. Yüzdelik oranlar değil; hakça adilane paylaşım ve özel sektöre sunulan imkanları istiyoruz”