Son Güncelleme: 15 Ağustos 2017 17:34 İnşaat Mühendisleri Odası(İMO) Çorum Şubesi Başkanı Özgür Kılıç, 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 18’inci yıldönümü nedeniyle basın açıklaması yaparak, ülke topraklarının yüzde 92’si, ülke nüfusunun yüzde 70’i, büyük sanayi tesislerinin ise yüzde 75’inin deprem tehlikesi altında olduğunu söyledi.
‘TOPRAKLARIMIZIN BÜYÜK BİR KISMI DEPREM TEHLİKESİ ALTINDA’
Konuyla ilgili dün Davutoğlu İş Merkezi 6. şatta bulunan şube binasında açıklama yapan İMO Başkanı Özgür Kılıç, Türkiye tarihinin en büyük ve sonuçları itibariyle en acı depremlerinden biri olan Gölcük merkezli Doğu Marmara Depremi’nin üzerinden 18 yıl geçtiğini belirterek, “Topraklarımızın büyük bir kısmının deprem tehlikesi altında bulunduğu kısa bir süre sonra unutulacak, unutturulacak. Deprem toplanma bölgeleri imara, üzerinde yapı bile bulunmayan alanlar “afet riski” altında alan olarak ilan edilerek yapılaşmaya açılmaya devam edilecek. Oysa Çanakkale, Manisa, Adıyaman ve İzmir ilimiz, son olarak da Muğla ilimiz ve ilçeleri yakın zamanda deprem gerçeğini yaşayarak gördü. Evet, deprem ülkemizin bir gerçeğidir. % 66’sı birinci ve ikinci derece olmak üzere ülke topraklarımızın % 92’si, ülke nüfusumuzun % 70’i, büyük sanayi tesislerimizin % 75’i deprem tehlikesi altındadır.” dedi.
‘OTUZA YAKIN BÜYÜK ÖLÇEKLİ DEPREM MEYDANA GELDİ’
Özgür Kılıç, Türkiye’de 1900’lü yılların başından günümüze kadar otuza yakın büyük ölçekli deprem meydana gelmiş ve resmi kayıtlara göre 100 binden fazla insan hayatını kaybettiğini, 100 binlerce insanının yaralanıp, 100 binlerce yapının da yerle bir olmuş veya kullanılmaz hale geldiğini söyledi.
‘7 VE ÜZERİ BİR DEPREMİN OLMA OLASILIĞI YÜZDE 63’
Kılıç, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Dünyanın en tehlikeli fay hatlarından biri olarak kabul edilen Kuzey Anadolu fay hattı ülkemizde, Bingöl ilimizin Karlıova ilçesinden başlayıp Marmara Denizi’ne uzanmakta, oradan da Yunanistan’a geçmektedir. Bu fayın herhangi bir yerinde oluşan deprem, başka bir yeri, yeni bir depremle karşı karşıya bırakmaktadır. Bu nedenle 17 Ağustos Gölcük merkezli deprem, İstanbul’u deprem tehlikesi ile karşı karşıya bırakmıştır. Kuzey Anadolu fay hattının ürettiği tarihsel depremlere baktığımızda, yaklaşık 250 yıllık dönemlere denk gelen ve büyüklüğü 7 ve üzeri büyüklükte olan depremlerin olduğu görülmektedir.1766 depremini dikkate aldığımızda 250 yıllık periyoda ulaşıldığı anlaşılmaktadır. Yine İstanbul’un yaşadığı ve küçük kıyamet olarak bilinen 1509 yılı depremi ile 1766 yılında yaşanan deprem arasında 257 yıllık bir dönem bulunmaktadır. Bu fayın üreteceği 7 ve üzeri bir depremin olma olasılığını bilim insanları %63 olarak öngörmektedirler.
Bilim ve tekniğin yok sayıldığı bir ortamda ticari kaygı teknik kaygının önüne geçiyor. Bilgi ve beceriye dayalı yöneticilerin yerini şirket ve cemaat ilişkileri alıyor. Üniversiteler, meslek odaları sürecin dışına itiliyor. Bilimin, tekniğin ve insan yaşamının dikkate alındığı bir kentleşme ve yapılaşma yerine, kişi ve grupların çıkarlarına dayalı bir yapılaşma anlayışı kentlerimizi yaşanmaz bir hale getiriyor. Ormanlar, ağaçlar, yeşil alanlar, su havzaları, park ve bahçeler yok edilerek kentlerde boş alan bırakılmıyor. Güvenli yapı ve yaşanabilir bir çevrenin yaratılması Ülkenin karar vericilerinin öncelikleri arasında yer almıyor.