Son Güncelleme: 18 Şubat 2018 19:23
Programa MHP yöneticileri, Kamu Sen’e bağlı sendikaların başkanlarının yanı sıra ülkücü gençler katıldı.
Ülkü Ocakları İl Başkanı Yavuz Ünlü, yaptığı konuşmada şöyle dedi;
“Dopdolu geçirdiğimiz güz döneminde fedakârca, yiğitçe mücadele ettik, gece uyumadık, gündüz oturmadık, teşkilatımızın emirleri doğrultusunda, davamıza hizmet bilinciyle yılmadan yorulmadan, bıkıp usanmadan bayrağı hep bir adım daha öteye taşıma gayretinde olduk. Allah’ın davasına, şehitlerin emanetine sahip çıkmak, hak bildiğimiz yolda dosdoğru yürümekten geri durmadık. Ben demekten sakındık biz dedik… Bir olduk.
Tapduk’un dergahında Yunus olduk, bu kapıdan eğri odun sokmadık. Dik durduk, eğilmedik, yanlışa boyun bükmedik. Ülkücü ahlaktan, ülkücülük hukukundan ödün vermedik. Ülkücü ülkücünün öz kardeşidir düsturundan yola çıkarak bütün ülkücü kardeşlerimize kapımızı, gönlümüzü açtık. Bundan sonra da kapımız, gönlümüz daima kardeşlerimize açıktır.
Bir yılı aşkın görev süremizde onlarca program, seminer, konser ve çeşitli faaliyetler vesilesiyle ülküdaşlarımızla bir araya geldik. Dertleştik, hasbihal ettik. Çeşitli meslek kuruluşlarındaki dava arkadaşlarımızla istişare toplantıları düzenledik, STKlarımızın fikirlerini dinledik. ‘Danışan dağ aşar’ sözü gereğince ülküdaşlarımızın görüşlerini daima baş üstünde tuttuk. Davamızın ikbali, geleceği adına samimiyetle çalıştık. Bu süre zarfında belki hata da yaptık ancak hiçbir zaman art niyetli olmadık, gönül kırmadık. Bu mücadelede bizleri yalnız bırakmayan bütün ülküdaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.
Sizlere; Has Hacib’in duasıyla, Kaşgarlı’nın nidasıyla sesleniyorum. Sizleri Piri Türkistan Ahmet Yesevi’nin hikmetli diliyle selamlıyorum. Yükneki’nin hakikatler eşiğinden, İmam Maturidi’nin gönül dilinden sesleniyorum sizlere.
Bizler binlerce yıllık devlet aklının, nizam-ı alem ülküsünün, kızıl elma sevdasının bugünkü temsilcileri, doğrudan varisleriyiz. Bizler bayrağa kan veren, vatana can veren Türk’ün ili, töresi bozulmasın diye mücadele eden bu asil milletin delileriyiz.
Bizler; gök bayrağın sancaktarı hürriyete kavuşuncaya, al sancakla gök sancak buluşuncaya, büyük Turan devleti kuruluncaya Yüce Allah’ın dini yeryüzünde hakim kılınıncaya kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.
Dostumuz da düşmanımız da iyi bilmelidir ki Türk’ün kudreti bir gün cihana hükmedecektir. O gün bütün zalimlerden mazlumların intikamı alınacak, küfür yerle bir olacaktır.
Bugün Türkistan coğrafyasından, ata yurdumuzdan, Urumçi’den, Kaşgar’dan gelen bilgiler, kısıtlı da olsa alınan haberler bizi endişeye sevk etmekte, yüreğimizi dağlamaktadır. Doğu Türkistan’da Çin esareti altında yaşayan kardeşlerimiz her gün yeni bir imha ve asimilasyon politikasına maruz bırakılmaktadır. Kardeşlerimizin her türlü yaşam hakkı ellerinden alınmakta, zalim Çin her geçen gün baskı ve şiddetin dozunu artırmaktadır. Gelen bilgiler bugün Doğu Türkistan’da 900 binden fazla insanın sudan sebeplerle, sözde eğitim kampı adı verilen hapishanelerde tutulduğunu göstermektedir. Zalim Çin yaptığı zulmün bedelini ödeyecek, bir gün Türk’ün çelik yumruğu katil Çinlinin tepesine bir yıldırım gibi inecektir.
Bugün ülkemizin güney sınırlarında emperyalist güçlerle ve onların işbirlikçi uşaklarıyla Mehmetçik bir mücadele içindedir. Bu mücadele; Hilal’le haçın, Hak’la batılın, küfürle imanın mücadelesidir. Bu mücadele haçlı zihniyetine karşı Kılıçarslanların Selahattin Eyyubilerin mücadelesidir. Bu mücadele vatanın birliği, milleti dirliği adına yapılması gereken bir mücadeledir. Bu haklı mücadelede amasız, fakatsız daima kahraman Türk askerinin yanında, zalimin karşısında dimdik duracağımızdan kimse kuşku duymamalıdır. Bütün zalimler bilmelidir ki ‘Cihan yıkılsa bu cephe sarsılmayacaktır’. Bu vesileyle başta Zeytindalı Harekatı şehitleri olmak üzere bütün şehitlere Allah’tan rahmet diliyorum “