Son Güncelleme: 28 Mart 2016 16:29 Özgür-Der Şube Başkanı Murat İslam, sol-Kemalist ve Gülenci medyada ve çevrede Ensar Vakfını hedef alan, ama asıl olarak Ensar Vakfı üzerinden İslam’ı ve Müslümanları yıpratmaya yönelik bir kampanya yürütülmekte olduğunu belirterek konu ile ilgili açıklamalarda bulundu.
İslam, açıklamasında; “Karaman’da sınıf öğretmeni olarak görev yapan bir kişinin kurs verme gerekçesiyle gittiği vakfa ait evlerde gayri ahlaki davranışlar sergilediği ve bu öğretmenin Ensar Vakfı’nda bir müddet gönüllü faaliyet göstermiş olduğuna dair haberlerle birlikte başlatılan kampanya doludizgin devam etmekte. Ensar Vakfı ve bu vakıf üzerinden de tüm İslami camiaları ve çalışmaları karalamaya yönelik kampanyaya iktidarın bu konuyu örtbas etmeye çalıştığı iddiasıyla da siyasi boyut kazandırılmaya çalışıldığı biliniyor.
Bu nasıl bir örtbas çabasıymış ki, suçlanan kişinin 600 yıl hapis cezasıyla yargılanması talebiyle bir iddianame mevcut! Ayrıca; Başbakan Davutoğlu ‘o kişi gün yüzü göremeyecek!’ açıklaması yaparak, sürecin takipçisi olacaklarını belirtmişken!
Öncelikle bahsi geçen olayın korkunç bir hadise olduğunun altını çizelim!
Yine her ne kadar Ensar Vakfı adı geçen kişiyle resmi bir irtibatlarının bulunmadığını, bu kişinin vakfa ait evlerde açılmış kurslara kısa süreli olarak gönüllülük temelinde katıldığını ifade etse de, bu kadar alçakça bir olayın farkına varılamamış ve engellenememiş olmasından ötürü vakıf yetkililerinin ihmalinin olmadığını söylemek vicdanen mümkün değildir. Bu vahim olayla ilgili olarak sanığın en ağır biçimde cezalandırılması gerektiği gibi, ihmali bulunan kişilerden de mutlaka hesap sorulmalıdır.
Bununla birlikte konuyu Ensar Vakfı’na yönelik bir linç kampanyasına dönüştürmeye çalışan malum çevrelerin neyin peşinde olduklarının da görülmesi gerekmektedir.
Tek bir sapık üzerinden koca bir camiayı hedef alan yayınlar yapanların ne hukukla, ne vicdanla bir alakalarının olmadığı gayet açık olduğu gibi, bu çevrelerin geçmişten bu yana benimsedikleri söylem ve tutumlar göz önünde bulundurulduğunda da bu tür bir konuyu gündeme getirmeye asla haklarının bulunmadığı açıktır.
Siz değil misiniz LGBT ve benzeri adlarla her türlü sapıklığı savunanlar, zinanın ceza kapsamına alınmasına karşı çıkanlar, pornoma dokunma pankartlarıyla yürüyenler, gazete ve ekranlarını her türlü ahlaksız, yoz, sapkın ilişkilere ait fotoğraf, haber ve filmlerle dolduranlar? Siz bu çürümüşlüğünüzle kimi kandırıyorsunuz ve ahlaktan bahsetmeye hiç hakkınız yok! “Dedi.