Son Güncelleme: 30 Ekim 2018 10:02 UNESCO tarafından ‘Dünya Kültür Mirası’ ve ‘Dünya Belleği’ listelerindeki tek antik şehir unvanıyla Türkiye’nin en gözde turizm merkezleri arasında yer alan Hattuşa Antik Kenti’nde bulunan 5 bin yıllık tarihi tapınak restorasyona alındı.
“Bin tanrılı kent” olarak anılan Hattuşa’da, 1906 yılında İstanbul Arkeoloji Müzesi adına başlatılan kazılar, 1931 yılından bu yana ise Alman Arkeoloji Enstitüsünün himayesinde devam ediyor. Milattan önce 1280’de Hititler ile Mısırlılar arasında yapılan ve tarihte bilinen ilk yazılı antlaşma Kadeş Antlaşması’nın da imzalandığı başkent olarak da bilinen Hattuşa’da arkeolojik kazıların yanı bilimsel çalışmalar yapılıyor. Uzmanlık gerektiren restorasyon çalışmaları Alman Arkeoloji Enstitüsü adına kazı çalışmalarını yürüten Kazı Başkanı Prof. Dr. Andreas Schachner tarafından titizlikle takip ediliyor.
Restorasyon çalışmaları hakkında bilgi veren Kazı Başkanı Prof. Dr. Andreas Schachner, büyük tapınağın Hititlerin en önemli dini yapılarından birisi olduğunu söyledi.
Tapınağın Hititler dönemindeki çıkan bir yangın sonucu tahrip olduğunu açıklayan Prof. Dr. Adrneas Schachner, “Yangında yapıdaki kireç taşlar zarar görmüş, parçalanmış. Bunları birkaç yıldır yoğun ve masraflı bir çalışma ile restore ediyoruz. Bu çatlakları temizleyerek restorasyon harcı ile doldurarak taşları birbirine yapıştırıyoruz” dedi.
Yapılan restorasyon çalışmalarıyla eserlerin koruma altına alındığını dile getiren Prof. Dr. Schachner, “Bu restorasyonlar 20-30 yıl daha eserleri koruyacak. Küçük çaplı çatlamalar olabilir. Şu anda tapınaktaki restorasyon çalışmalarının yüzde 20’si ancak tamamlandı. Çalışmalar uzmanlık gerektiriyor” diye konuştu.
Tarihi tapınağın özellikleri
Tarihi tapınak Hatti, ülkesinin en önemli tanrısı olan Fırtına tanrısı ve Arinna şehrinin Güneş tanrıçasına adanırken Hattuşa antik kentinin de en büyük tapınağı olma özelliğine sahip. Yapının temel kısmı büyük kireç taşı bloklardan yapılırken üst yapısı kerpiç duvar, çatısı düz dam ve topraktan inşa edildi. Tapınağın üst yapısı günümüze kadar korunamazken taş blokların üzerindeki üst yapıyı temel taşlarına bağlamaya yarayan çok sayıda zıvana (dübel) bulunuyor.
Tapınağa güney batıdaki kapıdan önce üstü açık avludan giriliyor. Avluda dua ve ilahiler eşliğinde ayinler ve kurban törenleri yapılmış. Yapının kuzey doğu kenarında ise iki kült oda bulunuyor. Kült odaların su basmanında koyu yeşil renkli Gabro taşı kullanılmış. Tapınağın en kutsal bölümüne yalnızca rahipler ile ülkenin en büyük ruhani başkanları olma sıfatıyla kral ve kraliçenin girebildiği bu kült odalarında tanrının tasviri olan heykel yada heykelciğin bulunduğu ifade edildi. Tapınağın etrafındaki depolarda ayinlerde kullanılan kült araç gereçleri, adak eşyaları, çivi yazı tablet arşivleri ve erzak muhafaza ediliyordu. En büyükleri 2 bin litrelik kapasiteye sahip büyük küpler öncelikle tahıl, yağ ve şarap depolamakta kullanılıyordu. (İHA)