Son Güncelleme: 12 Kasım 2018 14:19 Çorum Emek ve Demokrasi Platformu Sözcüsü Av. Ahmet Özdel, hedeflerinin Çorum için Adalet olduğunu belirterek, ‘biz’ olmadan, birlik olmadan kazanmanın imkanının olmadığına dikkat çekti.
Çorum Emek ve Demokrasi Platformu tarafından Pazar günü Özdoğanlar Düğün Salonu’nda gerçekleştirilen ‘Nasıl Bir Belediyecilik’ konulu forumun açış ve kapanışında bir konuşma yapan Platform Sözcüsü Av. Ahmet Özdel, “Mustafa Kemal Atatürk; ‘Benim manevi mirasım akıl ve bilimdir’ diye belirtmiştir. Bu mirasa sahip çıkmanın yolu akıl ve bilim yolundan ilerlemektir. Akıl ve bilime önem vermeyen topluluklarda politikacılar ve yöneticiler forum yapılmasını çok sevmezler. Çünkü onlar gelir nutuk atar, yandaşlar alkışlar ve toplantı sona erer. Genelde de politikacı gerçek olmayan hususları belirtir vatandaşta hoşuna gittiği için alkışlar” dedi.
Uzun yıllardan bu yana şehrimizi rant ve çıkar ilişkileri çerçevesinde AKP ve onun önceli partilerin yönettiğine dikkat çeken Çorum Emek ve Demokrasi Platformu Sözcüsü Av. Ahmet Özdel, tek hedeflerinin Çorum için adalet olduğunun altını çizdiği konuşmasında satır başları ile şunları söyledi:
“Bu yönetim şekli ise şehrin doğasına, insan yaşantısına, kentli olma bilincine, insanların kardeşliğine ve barışına-kültürüne ve tarihine aykırılık içermektedir.
Bu belediyecilik anlayışı halkın değil bir avuç rantiyecinin çıkarına hizmet etmektedir.
Kamu alanları satılmakta ve kapitalistlere peşkeş çekilmektedir. Örnek mi? Pazar yerleri, otogar yeri, belediye arsaları sermaye kesimine peşkeş çekilmektedir. Şehre tepeden baktığınızda kim yüksek kat yapmış ise o zengindir bunun bilinmesi gerekir.
Bu zenginliğin kaynağı ise belediye yönetimidir. Bu yönetim şekli doğaya zarar vermektedir örnek mi tarım arazileri imara açılamaktadır. Bu yönetim insana zarar vermektedir, insanlar eğitimsiz ve işsiz kalmaktadır.
Bu ve sayacağınız birçok nedenle bu kentte demokrasiyi, eşitliği, kardeşliği, en önemlisi de emeği düşünen tüm kurum kuruluş ve partilerin ve bireylerin yan yana gelmesinin zorunlu olduğunu düşüncesi ile bir araya geldik.
Bu köhnemiş iktidardan kurtulmanın yolunun ne olduğunu tartışmak için bir aradayız. Tabi ki seçimi kazanmanın sadece buradaki insanlarla olmadığını biliyoruz. Fakat toplumun daha geniş kesimleri biz birlik olursak/ güç olursak yanımıza gelir. Biz bireysel davranırsak / sadece kendi çıkarlarımızı öne çıkarırsak yanımıza gelmez. Bu nedenle konuşmalarımız fikirler, somut öneriler üzerine olsun, bunları birbirimizi kırmadan, incitmeden ifade edelim.
Fikir üreteceğiz diye kavga üretmeyelim. İktidarın bu kadar yolsuzluğuna hırsızlığına rağmen bugün muhalefet partisinde bulunanların ortaya attığı gereksiz tartışmalar gündemi doldurmaktadır.
‘BİZ OLMADAN, BİRLİK OLMADAN KAZANMANIN İMKANI YOKTUR’
Bir koltuk/makam kazanmanın insanı insan yapmadığı ve topluma da bir fayda sağlamadığı yaşananlar ile ortaya çıkmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi aklı ve bilimi kullanacağız.
Seçimi kazanmanın yolunun nelerden geçtiğini biliyoruz. Bunun için birlik olmanın zorunlu olduğunun bilincindeyiz. Karşımızda yalan ve yağma düzeninin temsilcileri olacak.
Bizler ise hakkın ve adaletin yanında halkın çıkarlarının peşinde olacağız.
Şimdi sizlere soruyorum arkadaşlar, biz zulüm yapılırken, hırsızlık yapılırken, yolsuzluk yapılırken sessiz mi kalacağız?
Biz halkız, haklıyız. Halk için adalet, adalet için birlik olmak gerektiğine inanmalıyız.
Eğer tek adam iktidarından memnun değil isek, önce kendimiz tek adam olmayacağız sonrada kimsenin tek adam olmasına olanak tanımayacağız.
Sağda solda şikayetlenip makam mevkii verildiğinde kendimize sahte gerekçeler uydurmayalım.
Doğruluk bizim rehberimiz olsun. Hedefimiz Çorum için adalet olmalı. Çorum’u mutlu insanların yaşadığı bir kent haline getirmeliyiz. Çıkarcı yönetimleri ortadan kaldıracak gençlerin önünü açacak, teknoloji, sanat ve tarih kenti haline getirmeliyiz.
Bu kentte yaşayan tüm kültürleri hiçbir ayrımcılık yapmadan yaşatmalıyız.
Ulaşım, çalışma koşulları, sağlık, eğitim ve sosyal olanaklarıyla emek dostu bir kent haline gelmeli.
Güvenli kreş, çocuk yuvası, yaşlı gündüz bakımevleri ve sağlık merkezleriyle çocukların, yaşlıların ve ana-babaların dostu bir kent haline getirmeliyiz.
Kadın sığınma evleri ve kadına yönelik pozitif ayrımcılığın egemen olduğu bir kent haline gelmeli.
Sosyal hizmet ve gönüllü sivil dayanışma ağlarının eşgüdümünü sağlayan, sosyal yardımları sadaka olmaktan çıkaran, yoksullara onurlu bir yaşamın ve yeniden yaşama sarılmanın mümkün olduğunu gösteren bir dayanışma kenti haline gelmeli.
‘BİZLER TOPLUMDA ‘BEN YAPTIM OLDU’ MANTIĞINI ORTADAN KALDIRMALIYIZ’
Bu çerçevede; tüm toplumda tek adam anlayışı olan “Ben yaptım oldu” mantığı ortadan kaldırılacak; katılımcı yönetim anlayışıyla büyük projeler, uzmanlarla, STK’larla vb. konuşarak, proje yarışmaları düzenlenerek hazırlanmalıdır.
İlgili tüm STK’ların ve meslek örgütlerinin belediye meclisleri ve çalışma komisyonlarına katılımı sağlanmalıdır.
Kentin bütçesini tüm halk bilmeli. Belediye Başkanının fotoğrafları yerine bütçenin durumu halka anlatılmalı. Denetlenir, şeffaf ve hesap verilebilir bir bütçe hazırlanmalıdır.
Çorum’un tüm ekonomik, fiziksel ve sosyal planları güncellenmeli, uygulama planlı yapılmalı: planlı bir gelişim dönemi başlatılmalıdır.
Ulaşımı insana yaraşır bir noktaya taşımalı, ulaşım planları güncellenmeli toplu ulaşıma öncelik verilerek; toplu ulaşım kamusal hale getirilmelidir.
Çorum’un çevresel-ekolojik değerleri geleceğe taşınmalıdır.
Parklar park gibi kullanılmalı, yapılan betonlaşma ortadan kaldırılmalı, kaldırım işgallerinin önüne geçilmelidir.
Çorum’un tarihi dokusu ortaya çıkarılmalı ve günlük yaşamın içerisine dahil edilmelidir. Çorum Müzesi, sokakları halka tanıtılmalıdır. Örneğin: halkımız Melikgazi kim bilmeli?
Mahallelerin tamamına kreşler yapılmalı. 0-4 yaş çocuklarımızın tamamına kreş ortamı sağlanmalıdır. Küçük çocuklarımız yaz ayları sosyal ve sportif etkinliklere katılmalıdır.
Gençlerimiz özgür bir şehirde yaşamalı; gençlerimizin enerjisinden, dinamizminden en etkin şekilde yararlanılmalı; onlara mesleki eğitim ve iş imkanları başta olmak üzere her tür eğitsel, sanatsal ve sportif olanaklar sağlanmalıdır.
Yoksul gençlerin çalışması için olanaklar sağlanmalıdır. ‘ İşsizlik geçim sıkıntısı ve hayat pahalılığı altında ezilen Çorumlular saptanarak yaşam standartlarının artırılmasına destek olunmalıdır.
İçinde yaşadığımız kentin kaldırımları, sokakları, caddeleri, parkları, meydanları birer okuldur. İmar planları bu anlayışla ele alınmalı ve kenti oluşturan semtlerin, mahallelerin kültür genleri hayata kazandırılmalıdır.
Her mahalle, her semt öncelikle o bölgede yaşayan insanların gelişimini, yaşadığı kentle bütünleşmesini sağlayacak şekilde yeniden ele alınmalıdır.
‘ÇALIŞMA BİRİMLERİMİZİ MAHALLE MAHALLE, SANDIK SANDIK, APARTMAN APARTMAN PLANLAMALIYIZ’
Mahallerde yaşayanların katılımını sağlamak için mahalle evleri oluşturulmalı; uzman gönüllü katılımcıların desteğinde çalışma mekanları ve yaratıcılık merkezleri kurulmalıdır, bu yerler aynı zamanda katılımcı mahalle örgütlenmelerinin buluşma mekanları olmalıdır.
Mahalle düzeyinde uzmanların ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla kentte yaşayanlara imar konularında şeffaf bilgi veren ve haklarını aktaran danışma merkezleri kurulmalıdır.
İnsanların doğumundan, ölümüne kadar tüm zaman dilimi yerel yönetim tarafından planlanmalıdır. Doğum yapan yoksul ailelere destek verilmelidir. Cenaze ve mezarlık hizmetleri geliştirilmelidir.
Camilerin bakımına özel önem verilmeli, cem evleri de ibadet yapılan yerler olarak kabul edilmelidir. Bu nedenle bunlara bedelsiz arsa sağlanmalı ve binaları yapılmalıdır.
Bu hedeflerin belirlendiği, çalışma birimlerinin oluşturulduğu, mahalle mahalle, sandık sandık, apartman apartman planlamanın ve çalışmanın yapıldığı bir seçimi hedeflemeliyiz.
Bunu yapabilmenin yolu ise adayların belirlenmesine halkın tamamının/ parti üyelerinin değil katılımının sağlanması; meclis adaylarının bir fikir etrafında yan yana gelmiş ekip olmasının sağlanması gerekir.
Bu nedenle seçme hakkımıza sahip çıkalım. Bu hak sadece oy vermek demek değildir. Seçme demek: seçileceklerin de belirlenmesine katılma, seçtikten sonra denetleme, azletme demektir.
Bir tek bireyin enerjisi bile boşa harcamadan halk için halkla birlikte bu seçimi kazanacağımıza inanmalıyız.
Bunun için yeni bir söz yeni bir eylem gerekli olduğuna inanıyoruz.”
Forum, Özdel’in değerlendirme konuşması ile sona ererken, toplantı ve anketin bir sonuç bildirgesi olarak, CHP ve diğer siyasi partiler ile derneklere ulaştırılacağı açıklandı.