Son Güncelleme: 3 Ocak 2019 19:52 Eğitim-Bir-Sen Çorum Şube Başkanı Tekin Çınar, İskilip Kaymakamı’nın bir okul ziyareti sırasında eğitim çalışanlarından kravat takmalarını ve tıraş olmalarını istediğini ve bunu dayattığını belirterek, “Bu hadise, adeta yasakçı vesayet odaklarının uygulamalarını hatırlattı.” dedi.
Sendika yönetimi ve üyeleriyle birlikte basın açıklaması yapan Çınar, şunları kaydetti:
“Eğitim-Bir-Sen olarak, her zaman özgürlüklerden yana olduk, kısıtlamalara ve dayatmalara karşı çıktık. Haklıdan ve doğrudan yana oluşumuz, haksızlığa ve yanlışa karşı kavi duruşumuz, üye kazanarak büyümemize, ülke olarak özgürlüklerin sınırının genişlemesine vesile oldu.
Türkiye’nin geçmişten günümüze birçok alanda kat ettiği mesafeler, çalışanların kazandığı haklar, milletin dirayetiyle kaldırılan vesayet odakları, sivil inisiyatiflerin gayretleriyle ters yüz edilen darbe ürünü mevzuatlar ülkemizi bugün herkes için ümit var bir eşiğe getirdi. Tüm bu değişimden ne hikmetse bir türlü nasibini alamayan kılık ve kıyafet dayatmasıyla yetki kullanmayı yönetim zanneden aciz bir anlayışla ne yazık ki hâlâ karşı karşıyayız. Eğitim çalışanlarını huzursuz eden, yıldıran, baskıcı ve kaba yönetim anlayışı artık yaşadığımız çağda anlamını kaybetmiştir.
‘DARBE DÖNEMLERİNİN DAYATMALARINA UYMAYACAĞIZ’
Eğitim-Bir-Sen olarak, darbe dönemlerinin dayatmalarına uymayacağımızı buradan ilan ediyoruz. İnsan onurunu ve tercihlerini hiçe sayan yaptırımlar zorla yasal çerçeveye oturtulmuş olabilir ama bu yaptırımları asla meşru görmüyoruz. Temel insan hakkının bir ikamesi, kişisel özgürlüğün belirgin bir nişanesi olarak gördüğümüz kılık ve kıyafet özgürlüğü hakkının da alınabilmesi için bu eylemi başlatan sendika olarak, üyelerimizle birlik ve dayanışma içerisinde eylemimizi yöneticiler nasıl davranırsa davransın sürdüreceğimizin bilinmesini istiyorum. Serbest kıyafet eylemi kararını aldığımız günden bugüne, geçen altı yıllık zaman zarfında darbe ürünü yönetmeliğin öngördüğü kısıtlama ve yasaklamaların devam ediyor olmasının yeni Türkiye’ye yakışmadığını; pantolonun kumaşı, kazağın yakası, ayakkabının topuk boyu, ense tıraşı ve bıyıkla ilgilenen bir yönetmeliği, antidemokratik dayatmayı kabul etmediğimizi defalarca dile getirdik, Eğitimcilerin neyi, nasıl giyeceğine karar verilmesi ayıbına bir an evvel son verilmesi çağrısında bulunduk. Bununla da yetinmedik, 15/03/2013 tarihinde, kamu görevlilerinin, Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik’in 5. maddesindeki yasak ve sınırlamalara uymadan kamu hizmeti sunmalarına, bu sınırlamaları dikkate almaksızın milletimizin değerlerine ve genel kabul görmüş kılık ve kıyafet şekillerine uygun olmak, herkesin bu kapsamda tercihlerine azami saygı gösterilmesi kaydıyla inançları ve/veya tercihleri doğrultusunda belirleyecekleri kılık ve kıyafetle göreve gitmelerine ve görev mahallinde bulunmalarına, bu eylem sürecini, kamu görevlilerinin kılık ve kıyafet özgürlüğünü teminat altına alan yasal ve yönetsel düzenleme yapılıncaya kadar devam ettirmelerine karar verdik. Halk, nasıl giyinileceğini, saçların nasıl taranacağını, saç ve sakalının şeklini belirlesin diye hiçbir zaman otoriteye yetki vermemiştir. Kimse kendisine verilmeyen yetkiyi kullanmaya kalkmasın. Halk, despotlaşan yönetimlerin insan hak ve özgürlüklerini hiçe sayan yaptırımlarını ortadan kaldırsın diye demokratik hakkını kullanmış ve mevcut iktidarı iş başına getirmiştir. Bu konuda yerel yöneticilerin yetki kullanımıyla üyelerimize aba altından sopa göstermeleri yaşadığımız çağın gerisinde kalmaktır. Tarihinde topluma hep örnek olmuş, sınıfta lider, öğrenen ve kendisini sürekli geliştirmek zorunda olan öğretmenlerimizin giyim kuşamına da kendisinin karar vermesi için uzun süredir mücadele veriyoruz.
Saç, sakal, kravat, ceket, başındaki örtüsünün bağlanma biçimi gibi insan onurunu rencide eden müdahalelerin çağımız insanının fıtratına uygun olmadığından hareketle, onlarca basın açıklaması yaptık, eylem ve etkinlikler düzenledik fakat bütün çabalarımıza rağmen hala yasakçı zihniyetin tortuları eski Türkiye’ye ait alışkanlıklarla kıyafet konusunu istismar ederek vesayet oluşturmaya çalışmaktadır. Bu durumu tanımadığımızı ve kınadığımızı buradan ilan ediyorum. Bu bağlamda ilçemizde bir okul ziyareti sırasında kaymakam beyin sergilediği yasakçı ve vesayet odaklarının uygulamalarını hatırlatan kılık kıyafet tepkisini şiddetle kınıyoruz. Ve asla kabul etmiyoruz. Sendikamızın ülke genelinde olduğu gibi İskilip ilçemizde de kılık kıyafet konusundaki serbest kıyafet eylemi kararlılıkla devam edecektir.
18.03.2013 tarihinden itibaren üyelerimizin, yasak ve sınırlamalara uymadan kamu hizmeti sunmaları, bu sınırlamaları dikkate almaksızın milletimizin değerlerine ve genel kabul görmüş kılık ve kıyafet şekillerine uygun olmak, herkesin bu kapsamda tercihlerine azami saygı gösterilmesi kaydıyla inançları ve/veya tercihleri doğrultusunda belirleyecekleri kılık ve kıyafetle göreve gitmeleri ve görev mahallinde bulunmaları, bu eylem sürecini kamu görevlilerinin kılık ve kıyafet özgürlüğünü teminat altına alan yasal ve yönetsel düzenleme yapılıncaya kadar devam ettirmeleri kararımızı kamuoyuyla defalarca paylaştık Bu karar doğrultusunda, kamu görevlileri kılık-kıyafet özgürlüğüne kavuşuncaya kadar kararlılıkla eylemimize devam edeceğimizi tekrar tekrar hatırlatıyorum.”