Son Güncelleme: 12 Mart 2019 12:11 İYİ Parti Çorum İl Başkanı Bekir Özsaçmacı, yerel seçim çalışmaları kapsamında AK Parti’nin seçim afişlerinde ve araçlarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğraflarının kullanılmasına karşı çıktı.
Özsaçmacı, “İçerisinde bulunduğumuz yerel seçimlerde 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak olan mahalli idareler seçimlerinde AKP nin Çorum Belediye Başkan adayı olduğu, Belediye meclis adayı olduğu, İl genel meclisi adayı olduğu, izlenimi uyandıran her yerde belediyecilikle alakalı Çorum için afişleri olan gürültülü araçlarda fotoğrafları görücüye çıkan Ak parti genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan anlaşılan o ki Belediye başkan adayı. Aday olduğu içinde yerel seçimlerde siyasi rakibimiz oluyor doğal olarak” dedi.
“Memleket için taş üstüne taş koyandan Allah razı olsun” diyen Özsaçmacı konu ile ilgili açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Yol da yaptılar, köprü de yaptılar. Ama yaparken, bir dünya alengirli iş döndü. Bir liralık iş 3 liraya, 5 liraya mal oldu.
Yapılanı inkâr edecek değiliz. Ama madem çalışıyorlar, biraz da çalsınlar diyemeyiz. Sayıştay raporlarıyla tespit edilen yolsuzlukların hiçbiriyle ilgili soruşturma açılmadığını, milletimize tekrar hatırlatmak isterim. Anlaşılan bu arkadaşlar bütün yükü, iyi partinin sırtına bırakıyorlar. Gelsin, iyi parti temizlesin diyorlar.
Temizleriz elbette, cukka ortağın dediği gibi omo ile tursil ile değil hepinizi üst üste temizleriz meraklanmayın. Türkiye’nin bunları yapacak kaynakları var. Sadece kodaman müteahhitlere verilen ballı ihalelerin tutarı, 205 milyar lira. Eski parayla 205 katrilyon lira.
Bu kaynağı, har vurup harman savuracaklarına, millet için kullansalar, ferahlarız.
Bakın ne diyor Ak parti Genel Başkanı;
-Deniz kenarlarını, orman alanlarını betona çevirmişler. Dikey yapılaşmalar bu nedir böyle diyor. Doğa umurlarında değil diyor. Şaka değil, sayın Erdoğan söylüyor bunları. Dahası var, “Sanatta- kültürde geri kaldık” diyor. Eğitimdeki niteliksizliği anlatıyor. Günaydın. Ben de buradan soruyorum;
Kim yaptı bunları. Bunun sorumlusu kim?
Muhalefet mi? Bunların sorumlusu, 25 yıldır şehirleri, 16 yıldır ülkeyi yöneten Ak Parti’dir.
Uydurma rakamlarla enflasyonu düşük göstermeye çalışsanız da çarşıda, pazarda, markette hiçbir fiyatın düşmediğini biliyoruz. Soğanın kilosu hala 5 TL. Bir paket çay 30 TL.
Kombi dipte yanıyor. Eczaneler ilaç getirtemiyor. Hastalar ilaç bulamıyor.
Doktor diyor ki, ilaç yerine ıhlamur için. Ihlamurun kilosu olmuş 200 lira.
İşten de artmıyor, dişten de artmıyor.
Milletin liyakat sahibi evlatları, bu ekonomik şartlarda ayakta kalmaya çalışırken, devletin, gelinler, görümceler, damatlar, enişteler için, nasıl bir arpalık haline getirildiğini hep birlikte görüyoruz.
Birkaç sülalenin bütün fertlerinin, devletin en üst kademelerinde yerleştirilmesinin savunulacak yanı yoktur. Kızı danışman. Ablası danışman. Kuzeni politika kurulu üyesi, Teyzesi milletvekili. Annesi büyükelçi. Bu ne doymazlık kardeşim! Ayıptır ayıp!
Ak Partili kardeşlerime sesleniyorum; hanginiz kendinizi bu makamlarda hayal edebiliyorsunuz.
Bu imkânları nimet görüyorlar. Peki, kaçınız bu nimetlerden faydalanabiliyorsunuz?
Devleti bu kadar ayağa düşürmeyin. Milletle devletin arasını, bu kadar açmayın.
Millet çektiği sıkıntıya mı inanacak, damat Berat’a mı inanacak? Gelen faturaya mı inanacağız, damat berata mı inanacağız? Boş cebe, boş cüzdana mı inanacağız, damat Berat’a mı inanacağız?
Naylon poşetten medet umar hale gelmişler. 25 kuruşa poşet sattırıp 15 kuruşunu bütçeye aktarıyorlar. Geri dönüşüm için de kullanılmıyor bu para. 15 kuruşa muhtaç ettiler devleti İktidar ellerinde, yetki ellerinde. Ama sorumluluğu başkalarına yüklemeye kalkıyorlar.
Efendiler, siz yaptınız siz !
Ekonomik krize, hayat pahalılığına çözüm üretemeyen iktidar, kutuplaştırma taktiğini yeniden devreye soktu.
Bütün bu hukuksuzlukların, millete her gün hakaretler yağdırmalarının nedeni budur. Hizmet yok. Üretim yok. Refah yok. Huzur yok huzur.
Böyle olunca haliyle milletin de oy vereceği yok. Bunu kendileri de görüyor. Geriye tek yol kalıyor: Ger-kutuplaştır-kazan.
Yaptığımız güçbirliği için, “Sayın bahçeli zillet diyor, ben de illet diyorum” dedi Sayın Erdoğan.
Övündükleri şeye bakar mısınız? Milletimize hakaret ediyorlar. Marifetmiş gibi de, bununla övünüyorlar.
Bekliyorlar ki biz de aynı seviyeye düşelim. Bizim dağarcığımızda o kelimeler yok.
Ama şunu söylemeden geçemem;
Yakışıyor mu size. Mukaddes kitabımız der ki;
-Kimse kimseyi, yani bir yaratılan diğerini Aziz de kılamaz, zelil de kılamaz. Bu güç, ancak ve ancak Allah’a aittir.”
Bu kesin hükme rağmen, ne demektir zillet, illet.
“İslam’ın şartı beştir, altıncısı haddini bilmektir” diye bir söz var Anadolu’da.
Her şeyden önce haddinizi bilin, haddinizi!
Allah bizi Aziz kıldıklarından eylesin inşallah!!!
Allah kimseyi, öz milletine “illet-zillet” diye hakaretler yağdıracak kadar zelil kılmasın!
Allah kimseyi, üç-beş belediye uğruna, milleti birbirine düşman etmeyi göze alacak kadar hırslandırmasın..!
Bizim siyasette varlık sebebimiz, milletimize hizmet etmektir.
Milletin arasına fitne sokarak, milletimizin onuruna, şerefine, izzetine dil uzatarak elde edilecek bir başarı, bizden uzak olsun!
Küçük Hesaplarınız sizin olsun!
Kirli oyunlarınız sizin olsun!
Köpürmüş hırslarınız sizin olsun!
Eğer ölümümüz yaşatacaksa devleti,
Bu canı koruyan nefse yazıklar olsun!
Bakın buradan sesleniyorum;
Asıl zillet nedir biliyor musunuz?
Türk Milleti’nin binlerce yıllık değeri, kıymeti, Bozkurt işareti yapabilmek için, “Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına alanlardan izin almaktır.”