Son Güncelleme: 15 Aralık 2016 12:18 Çorum Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Salim Uslu Bursa TV’de Osman Kenan Çapoğlu’nun hazırlayıp sunduğu “Meclis Özel” yayınına katıldı.
İstanbul’daki menfur saldırıyı kınayan Uslu,” Beşiktaş’ta karanlık ve kalleş yüzünü bir kez daha göstererek bomba patlatan insanlık düşmanı katilleri şiddetle lanetliyorum. Hiçbir gerekçe insanların canına kıymayı haklı kılmaz. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Geçmişte darbe ve muhtıralardan, terörden çok çekmiş birisi olarak sivil siyaset ve demokrasi konusunda samimi olanların, teröre ve şiddete karşı, kimden ve hangi misyon adına olursa olsun karşı çıkılması gerektiğini bir kez daha tarih önünde ifade etmeyi görev sayıyorum. Unutulmamalıdır ki, hiç kimse hukuktan muaf değildir. Suçu olan herkes yargı önünde er geç hesap verecektir. Hukuk devletinden, demokrasiden, özgürlüklerden herkes bahsedebilir fakat bütün bunları kötüye kullanmak özellikle insanlığı katleden bir anlayışla bunu politik bir malzeme haline getirmek ve terör sözcülüğüne soyunmak kimsenin hakkı değildir. Nitekim TBMM geçtiğimiz mayıs ayında dokunulmazlıkları kaldırmış bu konuda kim teröre, şiddete bulaşmış ise bunlardan bağımsız yargı hesap sormalıdır” dedi.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN KARARINI MİLLETİMİZ VERECEK
21 maddelik anayasa değişiklik teklifi AK Parti-MHP uzlaşmasıyla hazırlandı ve 316 imzayla Meclis’e sunuldu. Anayasa değişikliği ile ilgili Ana Muhalefet Partisinin tutumunu eleştiren Uslu, “Ana muhalefet partisinin de içinde bulunduğu Anayasa komisyonu 7 madde de uzlaşmışlardı. CHP her zaman yaptığı gibi katkı vermek, kendi inandığı doğruları söylemek yerine komisyondan çekiliyor, katkısını esirgiyor olması anlaşılır gibi değil. Bütçe görüşmelerinde “terörü görüşelim” diye teklif getiren CHP’nin daha sonra anlaşmaya yaklaşmamış, kendi teklifinin arkasında durmamış olması ayrı bir çelişkidir. CHP bunu hep yapıyor. Krizden, kaostan medet uman çevrelere selam gönderiyor. Diğer taraftan da Sivil Siyasetten yanaymış gibi tavır sergiliyor. Siyaset tutarlı olmayı gerektirir. Söyledikleri ile yaptıkları tutarlı olmayanların çıkıp ta ülkenin sorunları üzerine ahkam kesiyor olması çok garip. Tutarlı olmadıkları içinde aziz milletin teveccühüne mazhar olamıyor, bir türlü iktidar yüzü göremiyorlar. MHP burada çok sorumlu ve soğukkanlı davranmıştır. Özellikle geçiş sürecinde Türkiye’nin menfaatlerini siyasi parti çıkarlarının önünde tutmuşlardır. Nitekim Cumhurbaşkanımız da dokunulmazlık gibi bir zırhına sahip olmasına rağmen (vatan hainliği suçlaması hariç) hiçbir konuda yargıya, yasamaya ya da halka hesap vermeme konumundayken, “Hayır ben şeffaf, saydam bir yönetim istiyorum. Hesap vermek istiyorum” diyerek yürütme ile icra ya da temsil makamının Cumhurbaşkanlığı, yasama – yargı arasında kuvvetler ayrılığı ilkesinin belirginleşmesine ihtiyaç olduğunu görerek Başkanlık Sistemini savunuyor olması Türkiye adına övünülecek bir durumdur. Anayasa değişikliği Milletimiz adına gerekli bir ihtiyaçtır. “Egemenlik kayıtsız şartsız Milletin” ise o zaman milletin gücünü ve rolünü daha fazla öne çıkarma, belirleyici olmasını sağlayan bir Anayasal değişikliğe “hayır” demenin hiçbir anlamı yoktur. Anayasa değişikliği kararını parlamento ve millet verecektir. Her fırsatta “Anayasa değiştirilmelidir” diyenlerin anayasa değişikliğine karşı çıkmaları, her fırsatta takoz koymaları, komisyonlar kurulup komisyonlardan bir süre sonra çekiliyor olmaları kendileri açısından tam bir tutarsızlıktır. Gerek Meclis’ten gerekse referandumdan Anayasa Değişikliğinin onaylanacağına inanıyorum” diye konuştu.