Son Güncelleme: 30 Ekim 2016 08:32 Türk Eğitim-Sen Çorum Şube yönetimi iş yeri temsilcileriyle istişare toplantısı gerçekleştirdi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Selim Aydın, genel gündemi değerlendirdi.
BİZLER VARLIĞIMIZI, TÜRK MİLLETİ’NİN VARLIĞINA BAĞLADIK.
Sendikacılığin, sadece özlük, sosyal ve ekonomik hak mücadelesi olmadığını söyleyen Aydın, “Sendikacılığın bir de sivil toplum örgütü misyonu vardır. Zira bu ülke tok esirlerin ülkesi olacaksa sendika amacına ulaşmış mı olur? Bizim yıllardır sendikal mücadelemiz; bu ülke insanının her sorununa, bu vatanın her değerine sirayet eder. Bu yüzden Kamu-Sen, ülkenin ve Türk Milleti’nin milli meselelerinde durumdan vazife çıkarır. Hele ki Türkiye’mizin zor günler geçirdiği, ülkemizin Suriye ve Irak’a dönüştüğü şu günlerde; milletimizin geleceğine, devletimizin üniter yapısına ve vatanımızın birliğine her türlü katkı sağlamaktan geri kalmayacağımızı herkes bilmektedir. Bizi sadece ücret pazarlığı yapan ya da mesleki haklarla ilgilenen, ülkenin sosyal sorunlarına duyarsız bir teşkilat olarak kimse düşünmesin. Başka Türkiye yok!” dedi.
Sendikalarının ilkelerinden ödün vermeden yoluna devam ettiğini ifade eden Aydın,Kuruluşumuzdan beri “ilkemiz önce ülkemiz” dedik ve bu yolda, bu şiarla hak ettiğini mutlaka alan bir sendikacılık anlayışıyla yürüyoruz. İlkelerimizden ödün vermeden, aynı şevk, kararlılık ve inançla yürümeye devam edeceğiz. Hani şairin dediği gibi “hamallık ki sonunda ne rütbe var, ne de mal” . Evet biz bu yüce milletin tarihsel bakiyesinde her daim olan milli ve yerli değerlerinin hamallığını yapmaya devam edeceğiz. Çünkü bizler varlığımızı, Türk Milleti’nin varlığına bağladık. Ve bu varlığımız her zaman, seve seve Türk varlığına armağan değil kurban olsun dedik” diye konuştu.
Türkiye Kamu-Sen olarak bizim bir sloganımız var; ‘ilkeli, kararlı ve cesur sendikacılık”. Topluma, üyelerimize bütün kamu çalışanlarına verdiğimiz bu sözün her zaman arkasında olduk.
Türkiye’nin çok kötü günlerden geçtiğini belirten Aydın, konuşmasını şöyle sürdürdü;
“ 15 Temmuz gecesi yaşanan ihanet hareketinden bugüne özellikle kamuda büyük sıkıntılar yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz. Türkiye Kamu-Sen olarak bizim bir sloganımız var; ‘ilkeli, kararlı ve cesur sendikacılık’ sözümüz var. Mademki ilkeli, kararlı ve cesur sendikacılık yapıyoruz, bu sadece sözle olmaz. Bu; bütün davranışlarımıza, konuşmalarımıza yansıması gereken bir durumdur. Topluma, üyelerimize bütün kamu çalışanlarına verdiğimiz bu sözün her zaman arkasında olduk. Türkiye Kamu-Sen bütün teşkilatları ile ne söylenmesi gerekiyorsa, hem muhataplarına hem de tüm kamuoyuna doğru bir üslupla her şeyi söyledi.
Türkiye Kamu-Sen’in 19 Temmuz tarihinde açığa alınmalar ile ilgili yaptığı açıklamayı herkesin tekrar açıp okunması gerekir. O açıklama darbe girişiminden sadece dört gün sonra yapıldı. O tarihte adeta eline baltayı almış kafa kesmek sevdası içerisindeki birçok insan, birçok haberci, internet sitesi yakalım, keselim, öldürelim, yok edelim diyen birçok insan bugün, o tarihteki Türkiye Kamu-Sen’in yaptığı açıklamaya bugün ancak biraz yaklaşabilmiştir.
Elbette o darbenin sorumluları var. O darbenin yakınında, sağında, solunda kim var ise gerekli cezayı hak ediyorlar. 241 vatandaşımızın şehit edilmesine, 2 binden fazla vatandaşımızın yaralanmasına sebep olmuş, TBMM’yi bombalamış bu insanların elbette hakkı olamaz. Hukuk ve adaleti terk ederek de Türkiye bir yere varamaz. O günden bugüne yapılan tartışmalar hep hukuk ve adalet üzerinde yaşanmıştır. Türkiye Kamu-Sen olarak bizim istediğimiz nedir? Gerçekten suçluyu tespit mi etmek istiyorsunuz?
Amenna, biz de tespit edilmesini istiyoruz. Ama tespit metodu bu olmamalıdır. Kâğıt üzerinde olmaz. Mevzuatı çalıştırın. Gerçek anlamda o kişilerin FETÖ ile ilişkisini araştırmak için ciddi bir soruşturma yapın ve o insanlara savunma hakkı verin. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmelerde de belirtildiği gibi savunma hakkı asla ortadan kaldırılmaz. Olağanüstü hal yasalarının savunma hakkını ortadan kaldırılacak şekilde düzenlenmesi de hukuki değildir. Kim olursa olsun kişi yargılama ve savunma hakkına mutlak ve mutlak sahip olmalıdır. Biz bunu istedik.
SAYIN CUMHURBAŞKANINN SÖZÜ ASKIDA KALDI,
Sayın Cumhurbaşkanı’nın 15 Temmuz tarihinden sonraki açıklamaları, Yenikapı Ruhu ifadesini çok önemsiyoruz. Gerçekten Türkiye’nin ihtiyacı olan bir şeydir, doğru bir tespittir. Yenikapı ruhu dediğimiz olgu insanların tüm olarak kucaklanması esasına dayanan, ayrımcılığın ortadan kaldırıldığı, benim adamım senin adamın ifadelerinin yok edildiği, adaletin tesis edildiği, insan haklarına saygı duyulduğu bir ruhtur. Biz bunun devamını istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı bu sözü söyledi fakat bunun gereği bugüne kadar kamuda yapılmadı. 15 Temmuz öncesinden çok farklı bir anlayışı görebildiğimizi söylemek mümkün değildir.
“Sayın Cumhurbaşkanı ‘Yenikapı Ruhu’ diyor. Gerçekten 15 Temmuz’da yaşananlar Sayın Cumhurbaşkanı’na birlik ve beraberliğin önemini çok net anlattı. Cumhurbaşkanının bunu samimiyetle söylediğine inanıyoruz. Ama bir türlü gerçekleşmiyor. Bir sınır mı var, blok mu var? Birtakım menfaat grupları tarafından Yenikapı ruhunu oluşturmamak için bir gayret mi var?
Bu menfaat grupları oluşacak birlik, beraberlik ruhundan dolayı istismar alanlarının daralacağına inanıyor. Koltuk ise koltuk sayısı azalacak, ihale alıyor ise ihale sayısı azalacak. Bu gruplara göre insanlar kamplara ayrılmalı, herkes kendi kampını koruma derdine düşmeli, bunların alacağı koltuk sayısı, ihale sayısı artmalı. Dolayısıyla Yenikapı Ruhu bunların menfaatlerine engel teşkil ediyor. Bu nedenle en başta birlik ve beraberlik hedefini ortaya koyan Cumhurbaşkanı’nın bu engelleri ortadan kaldırmak adına çok daha büyük gayret sarf etmesi gerekiyor.
Kamuda evladını istihdam etmek isteyen insanlar, bırakınız alın teriyle girsin. 2010 yılında KPSS’de hırsızlık yapıldı. Soruları çaldılar, birtakım insanlar çalınan sorularla sınava girdiler ve diğerlerine fark attılar, öğretmen oldular, memur oldular. Ha KPSS’de soruları çalmışsın ha mülakatla insanların alın terini çalmışsın. Hiçbir fark yok. Bu nedenle artık bu söylemlerin içinin doldurulmasını istiyoruz.
Suçlayıcı şekilde yaklaşmayalım. Bu sözün içinin doldurulmasını isteyelim. Madem bu söz söylendi, madem bu söz bütün yüklendiği anlamlar itibariyle Türkiye’nin ihtiyacı olan bir ifade, o zaman içi doldurulmalıdır. Yoksa gerçekten Türkiye’nin gidişatı iyi değil. Ülke ekonomik ve sosyal anlamda ciddi sıkıntılar yaşıyor. İçte, dışta çetin mücadeleler veriyor. Bu coğrafyada yaşama hakkımıza birileri kast etmek istiyor. Türk Milleti’nin bu coğrafyada bağımsız yaşamasını yıllardır hazmedemeyen güçler yine harekete geçti.
Ey arkadaş, manevi değerlerimiz, ülkemizin geleceği, bağımsızlığımız, devlet olarak güçlü olmamız müdürlük koltuğundan, yandaşınızın memur yapılmasından daha önemsiz şeyler mi? Bütün milleti kucaklayarak birlik, beraberlik içinde mücadele sergilemek mümkünken bu hastalıklı anlayış neden?
İşte Türkiye Kamu-Sen bunu söylüyor. Türkiye Kamu-Sen sadece üyeleri adına konuşmuyor. Türkiye Kamu-Sen Türk Milleti adına konuşuyor. Konuşmaya devam edeceğiz. Günü yaşamadan, olaylara takılmadan nefsimizi aşarak devam edeceğiz. Bunu da yapacak güçteyiz.
Allah yar ve yardımcımız olsun. Hepinizi Allah’a emanet ediyorum.
TÜRKİYE İKİNCİSİ EMRAH KANLIKAMA HOCAMIZI TEBRİK EDİYORUZ.
Daha önce Bedri Rahmi Eyüboğlu Öykü yarışmasında üst üste iki derece, Ömer Seyfettin hikaye yarışmasında iki derece almıştı. Avrasya Yazarlar Birliği tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Kaşgarlı Mahmud hikaye yarışmasında ikinci olan Dr. Sadık Ahmet Ortaokulu Türkçe öğretmeni, iş yeri temsilcimiz Emrah Kanlıkama kardeşimizi tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum” şeklinde konuşmasını tamamladı.
Program sonunda Selim Aydın, Avrasya Yazarlar Birliği tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Kaşgarlı Mahmud hikaye yarışmasında ikinci olan Dr. Sadık Ahmet Ortaokulu Türkçe öğretmeni, iş yeri temsilcisi Emrah Kanlıkama plaket verdi.