Son Güncelleme: 13 Ocak 2017 16:43 Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, yarıyıl tatilinde telafi eğitimin yapılmayacağını ve öğrencilere yarıyıl tatilinde ödev verilmeyeceğini kaydetti.
Milli eğitim Bakanı Yılmaz, Bakanlığın Başöğretmen Salonunda Güncellenen Öğretim Programlarıyla ilgili bilgilendirme toplantısı düzenledi. Bu taslak programı hazırlanırken yenilerek askı sürecine çıkan öğretim programlarıyla ilgili çalışmaların başlangıcında öğrencilerin üniversitede, çalışma hayatlarında, günlük yaşantılarında başarılı olmaları için gerekli görülen ve talep edilen temel beceri ve yeterliliklerin tespit edildiğini vurgulayan Bakan Yılmaz, “Bu çerçevede izleme değerlendirme çalışmalarının sonuçları farklı kurumlar tarafından yapılmış araştırmaların sonuçları, tespit ve öneriler, literatüre dikkatli bir şekilde incelendi. Dünya ölçeğinde eğitimde başarı göstermiş olan ülkelerin programlarıyla karşılaştırmalar yapıldı, onların tecrübelerinden faydalanıldı. Elde edilen bilgiler ile ülkemizin 2023 hedefleri, hükümet programları dikkate alındı ve bunların ışığında bu taslak program milletimizin görüşlerine açıldı. Bizim için gerçekten her bir öğrencimiz değerli ve kıymetlidir. Bilgiyi edinmek, becerileri geliştirmek ve bunları günlük yaşantısında kullanmak şeklinde ifade edilebilecek 3 sütunu yükseltmekle herkes için iyi eğitimi sağlayabileceğimize inanıyoruz. Öğrencilerimizin edinmesi ve geliştirmesi gereken beceri ve yeterlikler nedir? Diye de sorulabilir. Bunun da çerçevesini Türkiye Yeterlikler Çerçevesi belirlemektedir. Türkiye Yeterlikler Çerçevesi, Milli Eğitim Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurulu başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşları, işçi ve işveren sendikaları, meslek örgütleri ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının katkısıyla ulusla ve uluslar arası uzman ve akademisyenlerin çalışmasıyla hazırlanmıştır” şeklinde konuştu.
“Taslak öğretim programlarında öğrenci yeterliklerini Türkiye Yeterlikler Çerçevesinde tanımlamış, 8 yetkinliği kuşatacak şekilde farklı, ulusal ve uluslar arası birikimlere dayanarak belirledik”
“Biz, kamuoyunun görüş ve önerilerini almak üzere askıya çıkardığımız taslak öğretim programlarında öğrenci yeterliklerini Türkiye Yeterlikler Çerçevesinde tanımlamış, 8 yetkinliği kuşatacak şekilde farklı, ulusal ve uluslar arası birikimlere dayanarak belirledik” ifadesini kullanan Yılmaz, “Milli Eğitim Bakanlığı kalite çerçevesi, Milli Eğitim Bakanlığının 2015-2019 stratejik planı, 2023 TÜBİTAK vizyon belgesi, 21. yüzyıl becerileri, bilgi toplumu stratejisi ve eylem planı, değerler eğitimi, hayat becerileri bu çalışmada yol gösteren dokümanlar oldu. Alınan bu belgelerden yararlanılarak 15 başlık altında Milli Eğitim Bakanlığı öğrenci yeterlilikleri oluşturulmuştur. Öğrenci yeterliliklerinin hepsi önemlidir çünkü her biri mutlu ve başarılı bir hayata katkıda bulunmaktadır. Bu yeterliliklerin pek çoğu birbiri ile uyuşmakta birbirini kapsamakta ve birbirini de desteklemektedir. Yenilenmiş eğitim-öğretim programlarımızla çıkacağımız bu yeni yolda öğrencilerimizin bilgiye ulaşabilecekleri, becerileri ve yeterliliklerini geliştirebilecekleri yolculukta tüm halkımızın katkısının bizler için önemli olduğunu bir kez daha vurguluyorum” açıklamasında bulundu.
“Ders sayıları ile ilgili de arkadaşlarımızın çalışmaları var ancak nihai olarak belirlemedik”
Bakan Yılmaz, Güncellenen Öğretim Programları ile ilgili bilgi vermesinin ardından basın mensuplarının sorularını da cevapladı. Bir gazetecinin, yeni müfredatla birlikte ders sayılarının azaltılmasına içeriğin hafifletilmesine yönelik yapılan çalışmaların ve yeni müfredatla öğrencilere ne gibi katkılar sağlayacağının sorulması üzerine, “Bunu taslak olarak sunduk. Bu taslak muhakkak ki diğerinden gereksizce efradını cami ayarını mani yapma diye bir şey var. Eğitimde bunun sınırını belirleyebilmek mümkün değil. Ama öğrencilerimize Türkiye yeterlilikleri çerçevesinde alması gerekenleri almasını, almaması gerekenleri de bu sistemin dışında tuttuk. Bu çalışma halkımızın da görüşlerini aldıktan sonra bir hale getirilirse o zaman soruya tam cevap verilecektir. Ders sayıları ile ilgili de arkadaşlarımızın çalışmaları var ancak nihai olarak belirlemedik. Önümüzdeki dönemde istiyoruz ki alması gerekenleri verelim ancak yardımcı kaynaklar veya yardımcı dersler konusunda da öğretmenlerimize alternatif seçme ve esneklik sağlayalım. Biz bunu sağlarsak inşallah önümüzdeki dönemdeki eğitim bir önceki dönemden daha iyi olacaktır diye düşünüyorum. Son olarak ders sayılarını henüz daha belirlemedik. Çünkü her öğretmen veya her alan kendi ders saatinin arttırılmasını istiyor. Kendi ders saatinin arttırılması aynı alandaki öğretmen sayısının da arttırılmasıyla bir yakınlığı, bağlantısı var. Bunu da dikkate alaraktan öğretmen sayımız talepler ve hangisi uygun olur bir orta optimum noktasını bulmaya çalışıyoruz ” değerlendirmelerinde bulundu.
“Ders saati azaltılması söz konusu değil. Ancak içeriğinin hafifletilmesi ve azaltılmasının sağlanması daha doğrudur”
Öğrencilerin ders saatlerinin azaltılmasını istediğini söyleyen Yılmaz, “Ders saatinden azalmasından ziyade OECD ülkeleri ortalamasına baktığımızda Türkiye’nin aldığı ders saati diğerlerinden daha az. Mümkünse ders saatini arttırmak lazım ama alabileceği dersler hangi gerekiyorsa gereksiz ders, konulardan ayıklamak lazım. İşte müfredatın sağlayacağı katkı da bu olacaktır diye düşünüyoruz. Öz olarak ders saati azaltılması söz konusu değil. Ancak içeriğinin hafifletilmesi ve azaltılmasının sağlanması daha doğrudur diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“Askıya çıkan dersler arasında Atatürkçülük ve İnkılap tarihi vardır”
Eğitim Bir-Sen’in inkılap tarihi dersinin kaldırılmasına yönelik talebi hatırlatılarak, bununla ilgili MEB’e bir başvurularının olup olmadığı sorusuna Yılmaz, “Kamuoyuna yönelik bir açıklama yapıldı. Bizde bu askıya çıkan dersler arasında Atatürkçülük ve İnkılap tarihi vardır. O konuda da vatandaşlarımızın katkısını bekliyoruz” dedi.
“ İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır”
Büyük patlama ve evrim konularının çıkarıldığına yönelik iddiaların sorulması üzerine Yılmaz, “Taslağı inceleyelim, herkes kendi görüşünü söylesin ondan sonra ortaya bir metin çıkacaktır. İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. İlim ne söylüyorsa biz onu takip edeceğiz” açıklamasında bulundu.
“10 Şubattan 20 Şubata kadar Talim Terbiye Kurulu onay süreci var”
Müfredatın nihai halinin ne zaman paylaşılacağı sorusuna Bakan Yılmaz, şunları kaydetti:
“ 2017-2018’deki bu yeni hazırlanmış şeyler 1.5.9.sınıflarda uygulanacak. Diğeri ise 2018-2019 yılında da 2.sınıflarda, 2019-2020’de 3.sınıflarda kademeli bir geçiş olacak. Şimdi biz askıya çıktık bugün 13 Ocak, il milli eğitim müdürlüklerine bugün yazılar gönderildi. 13 Ocak ile 20 Ocak arası okullardaki öğretmenlerin inceleme ve raporlamaları var. 21 -29 Ocak ilçelerdeki ilçe zümlerinin incelemesi ve raporlamaları var. 30 Ocak-10 Şubat arası ilçelerde ilçe zümrelerinin inceleme raporlamaları var. 11 Şubatta görüntülü yayın yoluyla komisyonlarla birlikte değişiklikler tartışılacak. 6 Şubatta sivil toplum kuruluşlarından görüş almak için son gün. 20 Şubatta ise Talim Terbiye Kurulu onay için makama çıkaracak ve 20 Şubat ders kitabı yazım sürecinde başlaması olacak. 10 Şubattan 20 Şubata kadar Talim Terbiye Kurulu onay süreci var. Onay sürecinden sonra ders kitabı yazım süreci başlayacak.”
“Böyle bir dağıtım yapılmadan bu konuda bir şey söylemek eksik olur”
Şubat ayında öğretmen atamasının olup olmayacağının sorulması üzerine Bakan Yılmaz, “Şuanda buna cevap verebilmek mümkün değil. Tek başına Milli Eğitim Bakanlığımızın yapacağı bir husus değil, Çalışma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Başbakanlığın da biraraya geleceği toplam 60 bin personelin bir yıl içerisinde atanması düşünülüyor. Bunların içerisinde polisi, sağlık personeli, doktoru, hakimi, öğretmeni var. Henüz böyle bir dağıtım yapılmadı. Bunun için herhangi bir sayıyı verebilmek mümkün değildir. Hiç olmayacak anlamda değil ama böyle bir dağıtım yapılmadan bu konuda bir şey söylemek eksik olur” açıklamasında bulundu.
“Onlardan alınmış bir şey yok”
FETÖ’nün yardımcı kitaplarını MEB’in müfredatında kaldırdığını, yeni müfredatta FETÖ’ye ait bazı konuların çıkarılıp çıkarılmadığı sorusuna Yılmaz, “MEB’in yardımcısı kitabı diye hiçbir kavram yok. MEB olarak hiçbir kitabı yardımcı kitabı önermiyoruz. MEB olarak bütün illere talimat gönderdik. Hiçbir öğretmenimizin de öğrencilerine yardımcı kitabı tavsiye etmemesi, alınmasını istememesini istedik. Ancak bizim kitaplarımızda olup da bazı konular bu yapıya ilişkin kimselerden alıntılar yapılmış veya subliminal mesajla işte ‘Pensilvanya’daki şöyle bir kimse bütün insanlara ilişkin görüşünü açıklayan bir yapıda’ oraya bir atıf varsa biz bunu metinlerden çıkarmıştık. Biz mevcut şuan ki olan da çıkardık. Hala eksiklik varsa bu taslak programların askıya çıkarılmasının bir amacı da varsa bir hata, yanlışlık ancak bu yanlışlığında biz olmadığını düşünüyoruz. Bizde böyle bir program yok. Onlardan alınmış bir şey yok. Onların hazırlamış olduğu kitapları yardımcı kitap olarak da tavsiye etmiyoruz” diye konuştu.
Öğrencilere yarıyıl tatilinde ödev yok
MEB’in yayınladığı genelgenin hatırlatılması üzerine Bakan Yılmaz, şunları kaydetti:
“Öğrencilerimize hiçbir ödev vermeyin” diyerekten hiçbir ödevin verilmemesini istedik. İlla bir şey yapılması istenecekse kendisini zenginleştirecek kitap okuma, sinemaya gitme, kendi bulunduğu ilin kültürel mekanlarını gezme, müzeleri, gezsin kitapları okusun. Ama bunlar hakkında da okul açıldıktan sonra da 5 dakika her bir öğrencimiz hangi kitabı okuduğu nasıl zenginleştirdiğini arkadaşlarına anlatmasını isterlerse daha doğru olacağı doğrultusunda bir talimatı yazdık. Bütün milli eğitim müdürlüklerimize, öğretmenlerimize iletmek üzere gönderdik.”
Yarıyıl tatilinde telafi eğitim yapılmayacak
Kar tatili nedeniyle eğitimde yaşanan aksaklıkların giderilmesi için yarıyıl tatilinde telafi eğitimin olup olmayacağı sorusuna Yılmaz, “Hayır, tatil tatildir. Kesinlikle araya bir başka okul telafi hiçbir şey koymuyoruz. Onu önümüzdeki süreçte Şubattan sonra okul süreci başlayacak öğretmenler o ders saatleri içerisinde o günlerde bu kayıpları telafi edeceklerdir” dedi.