Son Güncelleme: 24 Ekim 2017 21:56 Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Mehmet Akif Aras, Barzani ve Peşmerge çetesinin perişan olacağını bildirdi.
Irak’ın içinde bulunduğu kamaşa ve buhranın, peşmerge ve PKK’nın tutunduğu Türkmen yurtlarından kovalanmasıyla zayıfladığını belirten Aras, “25 Eylül’de yapılan korsan referandum, 21 günde gümlemiş, Barzani rezil rüsva olmuştur. Irak ordusu, federal polis güçleri ve Haşdi Şabi, 16 Ekim’de Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerin denetimini peşmergeden geri almak için operasyon başlatmıştı.
Sonunda mezkûr bölgelerin büyük bir kısmında kontrol sağlanmıştır. Türkiye, İran, Irak arasında kurulan sağlıklı ve istikrarlı diyaloglar etki gücünü göstermiş, Barzani’nin ve arkasındaki şer güçlerin manevra alanını daraltmıştır. Bu bölgemiz açısından olumlu bir gelişmedir. Barzani’nin bağımsızlık sevdası zorunlu olarak beklemeye alınmış, rafa kaldırılmıştır. Kerkük’e yuvalanmaya, Türkmeneli’ne konuşlanmaya çalışan hainler arkalarına bakmadan kaçmışlardır.” dedi.
Görünüşe bakıldığında yalnızlaşan Barzani ve peşmerge çetesinin tarihi bir hayal kırıklığı yaşadığını belirten Aras, açıklamasında şöyle dedi; “15 Ekim’de kanlarının son damlasına kadar savaşmaktan, Kerkük’ün Kudüsleri olduğunu söylemekten adeta nefesleri kesilen peşmerge fitnesi, tek bir mermi atmadan tabana kuvvet kaçmayı seçmiştir. Kerkük’ü terk etmeyecekleri iddiaları olanlar, çığlık çığlığa, bağıra çağıra kaçarken üzerlerindeki sözde resmi üniformaları bile çıkarıp atmışlar, ciğersizliklerini, naylon kimlik ve kişiliklerini afişe ve ilan etmişlerdir. Hani bir ara, fistan giymiş hainler ülkemizde sokaklara çıkıyor, zoru görünce tabana kuvvet çil yavrusu gibi dağılıyorlardı ya, bunların emmi çocukları da aynısını Kerkük ve mücavir bölgelerinde tekrarlamışlardır.”
Irak’ın Kuzeyindeki Talabani yandaşlarıyla Barzaniciler ters düşmüş, birbirlerinin altını oymuşlardır. Nitekim karşılıklı hain suçlaması bunun işaretidir. Gerçekte ise bunların hepsi hain, hepsi de Kürt kökenli kardeşlerimizin iliğini kurutan, hayatlarını ve hayallerini karartan cinayet ve suç ortaklarıdır. Hedef olarak birbirlerinden farkları yoktur. Ancak Barzani ve örgütü ne hikmetse çekile çekile kapana girmiştir.
Kerkük kurtarılmış, Türkmenler derin bir oh çekmişlerdir. Ne var ki, Barzani’nin çok kısa sürede, hiçbir karşı direniş göstermeden kaçıp gitmesi ister istemez şüphelere, soru işaretlerine neden olmuştur. Şayet, Kerkük özelinde yeni ve kabul edilemez siyasi bir tasarım ve planlama için düğmeye basılmışsa, buna da maşalık görevine talip peşmerge ön açmışsa pek yakında bunun kokusu elbette çıkacaktır.
Bilinsin ki, Kerkük’ün statüsü üzerinde kumar oynamak için masaya oturan güç ve çevreler mutlaka Türkmenlerin varlık ve tarihi haklarını da hesaba katmak, dikkate almak mecburiyetindedir.