Son Güncelleme: 14 Eylül 2018 09:20 Hititlerin başkenti Hattuşa’da bulunan Boğazköy müzesi 6 medeniyete ev sahipliği yapıyor.
12 Eylül 1966 yılında açılan ve 2011 yılında yeniden düzenlenen müzede, Boğazköy-Hattuşa kazılarında açığa çıkan eserler sergileniyor. Müze teşhir salonlarında yapılan tematik ve kronolojik sergilemede Kalkolitik, Eski Tunç, Asur Ticaret Kolonileri, Hitit Çağı, Demir Çağı (Frig), Galat, Roma ve Bizans dönemine ait 12 binin üzerinde eser yer alıyor.
Müze de, en önemli eserlerin başında Boğazköy sfenksleri yer alıyor. Antik adı ‘Hattuşa’ olan Boğazköy ören yerinde 1906-1912 yılları arasında Almanlar tarafından yapılan kazılarda bulunan 2 sfenks ve yaklaşık 10 bin çivi yazılı tablet, temizlenip onarıldıktan sonra 1917’de Osmanlı İmparatorluğu’nun izni ile iade edilmek şartıyla Berlin’e gönderildi. Ancak 1. Dünya Savaşı sonrasında eserler iade edilmedi. 2 bin 943 tablet ve bir sfenks, 1924-1942 yılları arasında parça parça Türkiye’ye iade edildi. 1987 yılında ise Almanya’da kalan 7 bin 400 tabletin iadesi sağlanırken, Boğazköy Sfenksi iade edilmedi. Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın Boğazköy Sfenksi’ni iade etmemesi durumunda Almanya’nın Hattuşa başta olmak üzere diğer arkeolojik kazılarını iptal edeceğini açıklaması üzerine eserin vatanına dönmesi için gerekli sözleşmelerin imzalanmasının ardından sfenks 2011 yılında Türkiye’ye iade edildi.
Bir zamanlar Hititlerin başkenti Hattuşa’nın güney kapısının sağ tarafında bekleyen 3 bin 500 yaşında, 2.58 metre yüksekliğindeki eser, Boğazköy’ün Dünya Miras Alanı ilan edilişinin 25. yıl dönümünde 94 yıl aradan sonra ana yurduna ziyarete tekrar açılmıştı.
Çorum’da 1834 yılından itibaren başlayan arkeolojik araştırmalar ve devamında yapılan kazı çalışmaları, Anadolu’da var olan toplumların yaşamlarına ışık tutmuş, bu toplumlardan Hititlerin kurduğu büyük uygarlığa başkentlik yapmış Hattuşa ve yanı başındaki Alacahöyük, kentin dünyaya tanıtılmasında büyük bir rol oynuyor.
Bölgede yüzyıldır yapılan arkeolojik kazılar, ilin Hitit Uygarlığı’nın merkezinde bulunması nedeniyle son yıllarda yerli ve yabancılar tarafından yapılan araştırmalar yoğunlaşmış, bunun sonucunda da yeni arkeolojik kazı alanları açılmıştır. Turizm potansiyeli bulunan bu alanların yakın zamanda gelecek talepler doğrultusunda turizm arzına dönüştürülmesine çalışıldığı belirtiliyor. Ayrıca, bu kazı alanlarında açığa çıkartılan eserlerin sergilendiği üç müzesi bulunan Çorum, il merkezinde yer alan Çorum Müzesi ile ünik Hitit eserlerinin sergilendiği müze olması açısından da önemli bir konumdadır.
Boğazkale’nin küçük bir ilçe olmasına rağmen dünyanın en büyük imparatorluklarından Hititler’e başkentlik yaptığı için büyük bir değere sahip olduğunu belirten Çorum Müze Müdürü Metin Çakar, “1986 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası’na Hattuşa Antik ören yeri dahil oldu. Hattuşa’ya baktığınızda Anadolu’da kurulan ilk sistemli devlet olan Hititlerin başkenti. İlk kez 1834 yılında keşfedilmiş. Daha sonra 1906 yılından başlatılan kazılar o günden bugüne Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından devam ettiriliyor. 1986 yılında Hattuşa Antik Ören yeri dünya kültür mirasına alınan ülkemizdeki nadir değerlerden bir tanesi. Halen Alman kazı ekibi tarafından arkeolojik kazılar sürdürülmektedir” dedi.
Boğazköy müzesinin yaklaşık 12 bin 500 eser barındırdığını dile getiren Çakar, “ Ziyaretçiler tarafından son derece ilgiyle izlenen ve gezilen müze. Müzemizdeki eserlerin tamamına yakını Boğazköy kazılarından çıkan arkeloojik eserler. Bu eserler arasında müzenin teşhirlerinde bulunan tabletler var. Bu tabletler Hititler tarafından çivi yazısı ile yazılan tabletler” dedi. (İHA)