Son Güncelleme: 17 Mart 2017 16:32 Atatürkçü Düşünce Derneği Çorum İl Başkanı Uğur Demirer, ülkenin ve ulusun ‘’Evet’’ ile ‘’Hayır’’ arasına sıkıştırıldığı bir süreçten geçildiğini söyledi.
Demirer, “Çanakkale Zafer’inin 102. yılında egemenliğin milletten tek bir kişiye verilmeye çalışıldığı, denge ve denetim unsurlarının yok edildiği; kişisel gücün ülkeyi ve toplumu dilediği gibi biçimlendireceği bir idari sistemin halka kamu imkanlarıyla ve kişisel populerite ile onaylatılmaya çalışıldığı bugünlerde Çanakkale Zaferi daha anlamlı hale gelmektedir” dedi. Çanakkale Zaferi’nin 102 yaşında olduğunun altını çizen Demirer, konuya ilişkin açıklamasında şunları vurguladı:
“Çanakkale Zaferi, emperyalist güçlerin bir yandan dünyayı yeniden paylaşmak, diğer yandan Osmanlı Devletini yıkarak, Türkleri Anadolu’dan atmak isteyenlerin planını bozan bir başarıdır. İtilaf Devletleri, gemilerini Çanakkale Boğazından geçirerek, Çarlık Rusya kuvvetleri ile birlikte Alman ittifak cephesini bozguna uğratmayı hedefliyordu.
Düşman gemileri 18 Mart’ta Çanakkale Boğazı’nı geçemeyeceklerini acı bir şekilde anladılar. Fakat bir an önce İstanbul’u işgal etmek istiyorlardı. Denizden geçemeyeceklerini anlayınca, karaya çıkmayı denediler. Aslında hem denizden hem de karadan geçmek için kendilerini çok avantajlı görüyorlardı. Donanımlı gemileri, son model silahları ve sahip olduğu maddi olanakları, dünyanın çeşitli yerlerinden toplanmış askerleriyle, bir cepheden diğerine koşan yorgun Türk askerlerini yenmenin kolay olacağın düşünmüşlerdi.
Ancak Vatan savunması yapan kahraman Türk askerleri, geceden Nusrat Mayın Gemisinin döktüğü mayınlar ve kıyı topçumuzun başarısı ile dev savaş makinelerini Çanakkale Boğazının serin sularına gömerken, denizden İstanbul’u işgal hevesleri de yok edildi.
25 Nisan 1915 başlayan kara savaşları, Anafartalar’da, Conkbayırı’nda, Seddülbahir ve bütün cephelerde olmak üzere 8 ay 14 gün sürdü. Savaş, göğüs göğüse yapılıyordu. 500 metrelik bir alanı geçmek için 8-10 bin şehit veriliyordu. Türk Ordusu binlerce şehit verdi. Ama düşmanın Çanakkale’yi geçmesine izin vermedi. İngiliz, Fransız emperyalizmi ilk yarasını Çanakkale’de aldı. Savaş yorgunu askerlerimizi ayağa kaldıran güç, onların kendi vatanlarını savunuyor olmaları, geleceğimizi kuracak bir kumandanın, Mustafa Kemal’in olağanüstü önderlik yeteneği idi.
O Mustafa Kemal ki, Koçaçimen’de, Conkbayırı’nda cephanesi biten askerlere “süngü tak” emrini verdikten sonra “Ben size taarruzu emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum” diyerek tarihin kaderini değiştirmişti. İngiliz, Fransız orduları Çarlık Rusya ordularıyla İstanbul’da buluşamadılar. Rusya’da Sovyet Devrimi oldu. Sovyetler Birliği daha sonra Kurtuluş Savaşına destek verdi. Amerika Birleşik Devletleri’nin savaşa girmesiyle Alman tarafı yenildi. Dolayısıyla Osmanlı Devleti de bu savaşta yenilmiş sayıldı. Çanakkale’yi geçemeyenler, Sevr Antlaşmasıyla Anadolu’yu paylaşmak, böylece Türkleri Anadolu’dan silmek istediler.
Türkleri Anadolu’dan atmak isteyen emperyalist güçler, şahlanan Türklük bilincini ve Anafartalar’da bir yıldız gibi doğan Mustafa Kemal liderliğini görmezden geliyorlardı. Çanakkale savaşları dünyanın kaderini değiştirdiği gibi, yeni bir Türk kurtuluş savaşının doğmasına neden oldu. Cumhuriyet kuşakları olarak, Çanakkale’yi ve Kurtuluş Savaşı’nı kazanan bilinci koruyacağımıza ve bu bilinci genç nesillere aktaracağımıza söz veriyoruz. Çanakkale zaferinin yaratıcısı Mustafa Kemal Atatürk’ü Çanakkale tarihinden silmek isteyenler asla amacına ulaşamayacaklardır. Ne mutlu bize ki şanlarla dolu bir tarihimiz, Mustafa Kemal gibi bir önderimiz var.
Çanakkale Zaferi’nin 101. yıldönümünde, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, Türk vatanının ve milletinin bölünmez bütünlüğünü dün savaş cephelerinde, bugün teröre karşı mücadelede savunan aziz şehitlerimizi saygıyla anıyoruz.”