Son Güncelleme: 17 Ocak 2018 08:04 Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Osmancık Şubesi ‘Gidenlerden Kalanlar Cem Karaca Anısına’ programı düzenledi.
Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Çok Amaçlı Salonunda düzenlenen programı Cem Örtün sundu.
Cem Karaca’nın hayatı hakkında bilgiler vererek konuşmasına başlayan Cem Örtün, ‘5 Nisan 1945’te doğan Muhtar Cem Karaca, annesi Ermeni kökenli ünlü tiyatro oyuncusu Toto Karaca ile İran’ın Azeri Türkü kökenli olan yine ünlü tiyatro oyuncusu Mehmet İbrahim Karaca’nın çocuğudur.’ diye konuştu.
Konuşmasının aralarında Cem Karaca’nın müziklerinden de örnekler dinleten Cem Örtün, ‘Sanatla iç içe büyüyen Cem Karaca ilk müzik eğitimini annesinin teyzesi Rosa teyzesinden alır. Kolej yıllarında arkadaşlarını etkilemek için müzikle ilgilenmeye başlamış, sahneye çıkınca çok etkilenmiş ve müzisyen olmaya karar vermiştir. Dünyada Rock müzik zirvede iken bu tarzda guruplarla birlikte yabancı müzikler seslendirmiştir. Askerde ana, eş ve sıla özlemi çekerken saz sesi duyar ve hiç bir yabancı müzikte böyle hissetmediğini anlar. Artık yerli duygularla milli şeyler yapacaktır. Anadolu ezgileriyle Rock müzik tarzını sentezler ortaya çok güçlü eserler çıkar. Babasının dediği gibi “Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz” bu düsturla hareket edecektir. Türk Rock müziğinin kurucusu kabul edilir.
60’lı yıllarda Türk Müziği hor görülürken Robert kolejinde eğitim görmüş tiyatrocu bir ailenin çocuğu olarak Emrah’tan ve Dadaloğlu’ndan eserler icra etmesi büyük ses getirir yurtiçi ve yurtdışında büyük bir hayran kitlesine kavuşur. Bir çok ünlü gurupla çalışan sanatçı Apaşlar, Kardaşlar, Moğollar ve Dervişan guruplarıyla çalışır ve dönemine damga vuran; resimdeki gözyaşları, namus belası, tamirci çırağı ve Dadaloğlu gibi bir çok eser ortaya koyar. Zaman içinde Cem Karaca politik söylemlerle şarkılarını icra etmeye başlar ve bir gurubun marşları gibi okunur şarkıları. 12 Eylül darbesinde yurtdışında turnede olan sanatçı hakkında ki davalar sonucu vatandaşlıktan çıkarılır.
Sıla hasreti çeken Cem Karaca 8 yıl vatan hasreti çektikten sonra dönemin başbakanı Merhum Turgut Özal’ın girişimleriyle yurda döner. Döndükten sonra çalışmalarına devam eder ve Allah yar yar eseriyle tasavvuf tarzında da eserler verir. Çeşitli sinema filmlerinde film müziklerini yapar. 8 Şubat 2004’te Ankara da bir konser sonrası kalp krizi geçirir ve hayata veda eder. Vasiyeti gereği tekbirlerle uğurlanır. 59 yıllık ömrüne 41 plak, 27 albüm, 18 kaset ve 8 yılı sürgünde olmak üzere fırtınalı yıllar sığdırır.
Şarkılarının hepsinde dolaylı ya da direk bozuk düzeni eleştirmiş , toplumsal sorunları dile getirmiştir.’ diye belirtti.
Daha sonra katılanlarında katkıda bulunduğu program Cem Karaca’nın müziklerinin dinletilmesiyle son buldu.