Son Güncelleme: 20 Ağustos 2017 11:44 Ziraat Mühendisleri Odası Çorum İl Temsilcisi Necati Gül, uygulanan tarımsal desteklerle çiftçinin üretimde kalamayacağını söyledi.
Necati Gül, “2014 yılında 12 Nisan, 2015 yılında 08 Nisan ve 2016 yılında 05 Mayıs açıklanan tarımsal destekler ne yazık ki bu yıl için gecikmeli olarak açıklanan 2017 yılında yapılacak tarımsal desteklemeler 18 Ağustos 2017 tarihli ve 30158 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı .” dedi.
Milli Tarım Projesinin 2016 Yılının Ekim ayında açıkladığını hatırlatan Gül, bu proje açıklanırken yerli üretime ağırlık verileceği, desteklerin havza bazlı dağıtılacağı, çiftçinin alın terinin ve nasırlı ellerinin karşılığını alacağı ve çiftçinin kullanacağı mazotun ise yarısını devletin karşılayacağının belirtildiğini ifade etti.
Tarımsal girdilerin desteklenmesi, çiftçinin üretim maliyetlerinin aşağıya çekilmesi ve halkın tarım ürünlerine daha ucuz bir şekilde ulaşabilmesinin en önemli araçlarından biri olduğunun altını çizen Gül, konu ile ilgili açıklamasını şöyle sürdürdü;
“2016 yılında mazot ve gübre desteği olarak herhangi bir ayrım yapılmadan dekar başına tüm ürünler için 11 ₺ ödenir iken, bu yıl hem ürün hem de mazot ve gübre için ayrım yapılmıştır. 2017 yılı için açıklanan destekler kapsamında dekar başına;
– Buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale için 13 ₺,
– Çeltik ve pamuk için 36 ₺,
– Yağlık ayçiçeği, soya, dane mısır ve patates için 17 ₺,
– Aspir, nohut, mercimek ve kuru fasulye için 11 ₺,
– Fındık, yem bitkileri, çay, kuru soğan, kanola ve diğer ürünler için 9 ₺,
– Nadas alanları için 5 ₺ mazot desteği verilecek.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü (TEPGE) yayınlarında da yer alan, mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün Türkiye’de Üretilen Tarım Ürünlerinin Üretim Girdileri Rehberi’nde 1 dekar buğday üretiminde 6,54 litre mazot kullanıldığı, bu miktarın çeltikte 20,40 litre, ayçiçeğinde 7,50 litre, mısırda 11,88 litre, patateste 23,28 litre olduğu belirtilmektedir.
Mazotun Türkiye genelinde ortalama litre fiyatını 4,60 ₺ kabul edersek, 1 dekar buğday üretmek için harcanan mazotun değeri 30 ₺’dir. Bu değer çeltikte 94 ₺, ayçiçeğinde 35 ₺, mısırda 55 ₺, patateste 107 ₺’dir.
Verilen desteğin gerçekte harcanan mazota oranı ise buğdayda % 43, çeltikte %38, ayçiçeğinde %49, mısırda %31, patateste %16 olmuştur. Görüldüğü üzere önemli pek çok üründe mazot desteği %50’nin altında kalmıştır.
Tarımsal girdilerin desteklenmesi, çiftçinin üretim maliyetlerinin aşağıya çekilmesi ve halkımızın tarım ürünlerine daha ucuz bir şekilde ulaşabilmesinin en önemli araçlarından biridir. Mazot bu konuda güzel bir örnektir. Çiftçi traktöründe yılda ortalama 3,5 milyar litre mazot kullanmaktadır. Parasal değeri yaklaşık 16 milyar ₺’dir. Sık sık beyan edilene göre mazot fiyatının yaklaşık %65’ini vergiler oluşturmaktadır. Bu noktada çiftçinin tek bir girdi olan mazota ödediği vergi yılda 10,5 milyar ₺’dir. Tarımsal desteklemeler için 2017 yılı bütçesinden 12,8 milyar ₺ ayrılmıştır. Görüleceği üzere çiftçiye ödenen desteğin neredeyse tamamı, kullandığı girdilerden sadece biri olan, mazot vergisi adı altında geri alınmaktadır.
Türkiye pek çok tarım ürününde giderek artan bir şekilde ithalata bağımlı hale gelmiştir. 2003 yılından Haziran 2017’ye kadar 44 milyon ton buğday ithalatına 12,2 milyar $, 11 milyon ton pamuk ithalatına 18,3 milyar $, 22 milyon ton ayçiçeği tohumu, yağları ve küspesinin ithalatlarına 14,4 milyar $, 28 milyon ton soya fasulyesi ve küspesinin ithalatına da 12,2 milyar $ ödenmiştir.
2017 yılı için üretimde verimi ve kaliteyi artırmaya yönelik destekler incelendiğinde;
– Organik tarım ile iyi tarım uygulamaları desteklerinin geçen yıl ile aynı kaldığını,
– Prim desteği verilen yağlık ayçiçeği, soya, kanola, aspir, buğday, arpa, yulaf, tritikale, çeltik, kuru fasulye, nohut, mercimek desteklerinde geçen yıla göre bir değişme olmadığı,
-Sertifikalı tohum ve fidan kullanım kullanma ve üretim desteğinde genel bir değişiklik olmakla birlikte standart meyve fidanı kullanımı desteğinde 50 ₺ azalma olduğu,
– Hayvancılığın olmazsa olmazı yem bitkileri ana ürünler desteklemelerinde değişiklik olmadığı hatta yapay çayır/mera oluşturmada 90 ₺ azalma olduğu,
-Hayvan Gen kaynaklarının korunmasında hiç bir değişiklik olmadığı,
-Bakanlıkça yapılan proğramlı aşı sonrası meydana gelen atıklarda büyükbaş için 200₺; küçükbaş için 25₺ lik bir artış olduğu ,
-Arı kovan desteğinin 10 ₺’de sabit kalıp değişmediği; 2017 yılına ana arı üretimi için 15₺, damızlık ana arı üretimi için 40₺ destek yapılacağı,
-Çoban istihdam desteğinin 5.000₺ olarak değişmediği,
– Düve alımlarında Bakanlıkça belirlenen fiyattan %30’lik bir destek sağlanacağı,
-Buzağı desteğinin değişmediği ancak manda için 250 – 400 ₺, malak için ise 150- 400 ₺ destek yapılacağı,
-Her üründe farklı miktarda gübre kullanımı olurken desteğinin 4 ₺ belirlendiği,
– Her yıl 500 bin ton ile 1,5 milyon ton arasında ithal ettiğimiz mısırın prim desteğinin sadece 1 kuruş artırıldığını görmekteyiz.
Tarım Yasası’nda tarıma verilecek desteklerin milli gelirin %1’inden az olamayacağı hüküm altına alınmasına rağmen verilen desteklerin bu oranın altında kaldığı açıktır. Eğer bu şekilde gider ise bu tarımsal destekle çiftçi üretimde kalmaz.
Yapılması gereken günübirlik politikalar yerine; uzun vadeli politikalarla kendi önceliklerimize dayalı, iktidarlar ve bakanlar değiştikçe değişmeyen tarım ve hayvancılık stratejisi çerçevesinde tarımımıza yön verilmeli, üretici ve tüketicinin memnun olacağı kalıcı çözümler üretilmelidir.
Hal böyle iken görevine yeni başlayan Sayın Ahmet Eşref FAKIBABA’nın kamuda ve Belediye Başkanlığı döneminde gösterdiği performans ve başarı dikkate aldığımızda ülkemiz tarımına yeni bir umut ve vizyon katacağına inanıyor, beklentileri boşa çıkarmama çabasında olduğunu görüyorum.”