Son Güncelleme: 1 Mart 2019 07:38 Çorum İmam Hatipliler Derneği (ÇORİMDER) Başkanı Ayhan Boyraz, 28 Şubat postmodern darbesinin yıldönümü ile ilgili bir basın açıklaması yayımladı.
Çorum İmam Hatipliler Derneği Başkanı Ayhan Boyraz,” “28 Şubat postmodern darbe sürecinde, Türkiye’nin daha adil, daha sivil, daha müreffeh ve daha özgür bir ülke olması için kendi mevzisinde mücadele veren ve bedel ödeyen genç-yaşlı, kadın-erkek her ferdi, çok tarihi bir görevi yerine getirmiştir. Bugün özellikle haklar ve özgürlükler alanında elde edilen kazanımlar, onların çabalarının sonucudur” dedi.
Boyraz, 22 yıl önce 28 Şubat 1997’de Türkiye Cumhuriyeti’ne kurulan tuzağın, yerli iş birlikçilerin gönüllü çaba ve gayretleriyle hayata geçirilmeye çalışıldığını ifade ederek, “Görev ve yetki alanlarını aşan darbe heveslisi asker ve bürokratlar, halkın iktidara layık görmediği siyasiler, faizden ve ranttan beslenen iş ve ekonomi baronları, işçi ve memurun sırtından geçinen sendika ağaları, topuk selamıyla ‘hazır ol’ vaziyette bekleyen medya mensupları, ülkenin seçilmiş hükümetine ve bin yıllık kadim manevi değerlerine her türlü enstrümanla savaş açmıştır.” diye konuştu.
Avrupa başkentlerinde ve okyanus ötesinde hazırlanıp onaylanan bu kirli planın uygulamaya konulması ile tüm ülke sathında bir “cadı avı” başlatıldığını belirten Boyraz, şöyle devam etti: ”
“Ancak cadı niyetine avlananlar başörtülü üniversiteliler, imam hatip okullarında okuyan gencecik kız çocukları, başörtülü memurlar, namaz kılan asker ve bürokratlar olmuştur. 28 Şubatçı zihniyet, “İrtica” ve “kamusal alan” diye uydurduğu iki kavram üzerinden, menfur niyetlerini uygulamaya engel gördükleri herkesi bir şekilde bertaraf etmiştir. Öğrenciler okullarından, askerler ordudan atılmış, kendileri gibi düşünmeyen hiçbir memura hayat hakkı tanınmamıştır. Mütedeyyin iş adamları iflas ettirilmiş; milyonlarca insan, kendi vergilerinden maaş alan darbeci asker ve bürokratlar tarafından horlanıp hakir görülmüştür. Yüzbinlerce vatandaşımız yapılan zulüm ve haksızlıklardan doğrudan etkilenmiş ve mağdur edilmiştir. Devletin etkili makamlarını ele geçirip işgal etmiş bu bir avuç zalim, zulümlerinin 1000 sene sürmesi için kararlar alıp planlar yapmıştır.
Fakat acı çeken, horlanan, hakları elinden alınan ve hesapların dışında tutulmak istenen Halk, inancı ve feraseti sayesinde tüm planları boşa çıkarmasını bilmiştir. Gerek halk tarafından desteklendiği halde post modern bir darbeye maruz kalan hükümet, gerekse akıl almaz uygulamalarla karşı karşıya bırakılan millet nazarında, 28 Şubat süreci tarihin akışında bir nokta mesabesinde görülmüştür. Hukuk tanımayan ve sivil olmayan darbecilerin beklentilerinin ve planlarının aksine, dönemin kanaat önderleri ve millet, oyuna gelmeyip mücadelesini hukuki zeminde ve sivil tepkilerle göstermiştir.
Yaşanan çok derin sarsıntılar ve acılardan sonra yakalanan ilk fırsatta, dönemin siyasetçileri halk tarafından cezalandırılıp siyasetin karanlık sayfalarına ve sandıklara gömülmüştür. Yıllar sonra başlatılan davalarla birlikte darbeci asker ve bürokratlar yargılanmış ve bir kısmı cezalandırılmıştır. Ancak darbecileri destekleyen ve onlara akıl veren iş adamları, medya mensupları, sendikacılar gibi unsurlar henüz yargı karşına çıkmamıştır. O dönem haksızlığa uğrayan ve zulme maruz kalan insanımızın haklarının ödenmesi ise ahirete kalmıştır.
28 Şubat’ı organize eden aklın Türkiye’nin üreten, güçlü ve lider bir ülke olmaması için eğitim alanında attığı adımlar zannedildiğinden daha etkili ve derin olmuştur. Geride kalan yirmi yılı aşkın bir sürede, gerek meslek liseleri alanında gerekse din eğitiminde yaşanan sıkıntılar, darbecilerin uzun vadeli sinsi planlarının kısmen tuttuğunu göstermektedir. Meslek Liselerini ve İmam Hatip Okullarını, aldıkları akıl almaz kararlarla kapanma noktasına getiren darbeci zihniyet; yerli ve milli bir üretimin önünü tıkamış, gençlerimizi manevi değerlerinden ve özünden koparmıştır. Gösterilen onca çaba ve gayrete rağmen bu tıkanma açılamamış ve bağ tam manasıyla onarılamamıştır.
28 Şubat post modern darbe sürecinde; Türkiye’nin daha adil, daha sivil, daha müreffeh ve daha özgür bir ülke olması için kendi mevziisinde mücadele veren ve bedel ödeyen genç-yaşlı, kadın-erkek her ferdi, çok tarihi bir görevi yerine getirmiştir. Bugün özellikle haklar ve özgürlükler alanında elde edilen kazanımlar, onların çabalarının sonucudur. Bu vesileyle darbe sürecine direnen, mücadele eden herkese şükran borcumuz vardır. O gün vermiş oldukları mücadele ve kararlılığı minnetle anıyor ve onları saygıyla selamlıyoruz.
Ümit ederiz ki; devletin güçlü bir şekilde devamına ve milletin dinini özgürce yaşamasına kasteden 28 Şubat benzeri süreçler bir daha yaşanmaz”