Son Güncelleme: 1 Temmuz 2019 13:57 Yeniden Refah Partisi Çorum İl Teşkilatı’nın 1.Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, 17 yıllık iktidarın Çorum’a üvey evlat muamelesi yaptığını söyledi.
17 yıllık hükümetin Çorum’u unuttuğunu aktaran Erbakan, yarım bırakılan havalanından ve hızlı tren projesinden ne ses ne de seda çıkmadığını belirterek; “Çorum’da kişi başına ortalama milli gelir Türkiye ortalamasının yüzde 35 altında. 17 yıldır iktidar tarafından Çorum’a üvey evlat muamelesi yapılmış. Çorumlular Gelir Verigisi Matrahı’nda Türkiye ortalamasının yüzde 56 altında. Bu Çorumluların Türkiye ortalamasının yüzde 50’sinden daha az kazanıyor demek. Bu rakamlar Çorum’a üvey evlat yapıldığını bir göstergisi. İşte rakamlar ortada. Çorum’da sigortalı çalışanların oranı, Türkiye ortalamasının yüzde 40 altında. Türkiye zaten gerilemiş, Çorum Türkiye’den daha fazla gerilemiş. Bunun manası da hükümet Çorum’u unutmuş demek. Çorum eriyor, yok oluyor, bitiyor demek. Yarım bırakılan havaalanından ne ses geliyor ne seda, projesi yapılan Ankara-Çorum-Samsun hızlı trenden ne ses geliyor, ne seda. Bu hızlı giderse hızlı treni ancak torunlarımız görür. Bütün bunlar Çorum’un üvey evlat muamelesi gördüğünün en büyük göstergesi. Yeniden Refah iktidarında Çorum da Çorumlu da hak ettiği hizmeti alacak.” şeklinde konuştu
‘ÇORUMLUNUN GEÇİM KAYNAĞI BİRER BİRER ELİNDEN ALINIYOR’
Çorum’da tarım ve hayvancılığın yok olmak üzere olduğunu dile getiren Erbakan; “Büyükbaş hayvan sayısı bakımından Türkiye’de 22.sırada olan Çorum, 17 yıllık iktidar döneminde 26.sıraya düştü. Küçükbaş hayvan sayısında 49.sırada iken 54.sıraya düştü. Kümes hayvancılığında 18.sırada olan Çorum, 21.sıraya kadar düştü. Bu rakamlar Çorum’da tarımın da bittiğini, hayvancılığın da bittiğini, bütün geçim kaynağı Çorumlunun birer birer elinden alınıyor ve yok oluyor.” diye konuştu
Konuşmasında Yönetimde Adalet ve Paylaşımda Adalet vurgusu yapan Erbakan, iktdarı adalet ve ekonomi üzerinden eleştirdi.
‘Bir ülkede ehliyet, liyakat yerine akrabalık, hemşehrilik, yandaşlık varsa o ülkede adaletten bahsedebilirmisin?’ diyen Erbakan; “Elbette sadece meselemiz ekonomi değil, sadece paylaşımda adalet değil aynı zamanda yönetimde adalet. Yönetimde adalet demek, kamuda, büroraside ve belediyelerde adaletin tesis edilmesi demek. Yargıda adalet olsa bu ülkede Fetö borsası diye bir şey olurmuydu? Fetö borsası demek hak, hukuk pazara düşmüş demek. Böyle adalet mi olur? Avukatın tecrübelisinin hukuku iyi bilenin değil, ilişkileri iyi olanın, bağlantıları iyi olanın makbul odlupu bir ülkede adalet söz edebilirmisiniz? Avukat tutacağımıza, hakim tutsak daha iyi diye konuşulan bir ülkede yargıda adaletten bahsedebilirmisiniz? Ankara’da dosya takibi yaparak, milyonlar kazanan ofislerin gün yüzü gibi oldupu bir ülkede adaletten bahsedebilirmisiniz? Bağlantın varsa, ilişkin varsa, yukarı ile bağlantı kurabiliyorsan parayı bastırıp işini çözüyorsun. Böyle adalet olur mu? Paylaşımda adalet kadar hukukta, yargıda, yönetimde adalette huzurun, mutluluğun ve barışın şartlarından biridir. Eğer bir ülkede gençler, ‘kardeşim bu ülkede 3 tane diploman olacağına, 5 tane sertifikan olacağına, dünyanın en iyi üniversitelerinde doktora derecen olacağına bir tane adam gibi dayın olsunda daha iyi’ diyorsa o ülkede adaletten söz edebilirmisin? Bir ülkede ehliyet, liyakat yerine akrabalık, hemşehrilik, yandaşlık varsa o ülkede adaletten bahsedebilirmisin?” ifadelerini kullandı.
‘2024’TE İSTANBUL’U CHP’DEN GERİ ALACAĞIZ’
İstanbul seçimlerini de değerlendiren Erbakan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü;
“Seçimlerde bizim kazandığımız yerlerde oylar bir daha sayılamaz. Bizim kaybettiğimiz yerlerde oylar tekrar tekrar sayılır, hatta seçim yenilenir. Böyle adalet olmaz. İtirazlar varsa senin kazandığın yerlerde de oylar sayılır. Benim kazandığım yerde sayamazsın anlayışı yönetimde adalet anlayışına uyar mı? Sözüm ona hukuksuz sandık kurulunun onayladığı 4 tane oydan 3 tanesi hukuka uygun 1 tanesi uygun değil. Böyle adalet olur mu? Aynı Seçim Kurulu geöen seneki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hukuka uygun, aynı adamlar İstanbul seçimlerinde hukuksuz ve gayri meşru anlayışı ile adalet olur mu? Bunun adına adalet denmez, tiyatro denir. Ben bunları muhalefeti sevdiğim İstanbul seçimlerini tasvip ettiğim için anlatmıyorum. Vatandaş alternatifsizlikten dolayı, çaresizlikten dolayı yağmurdan kaçarken dolya tutuldu. Seçimlerin özeti bu. Ama biz nasıl 1994’te, SHP’den İstanbul’u nasıl aldıysak, tarih tekerrür edecek ve 2024 seçimlerinde CHP’den İstabul’u alacağız.
‘3 TANE OY ALABİLMEK İÇİN ÖCALAN’A SARILDILAR’
Bir seçim dönemi boyunca muhalefeti PKK ve terör örgütleri ile işbirliği yapmak ile suçlayacaksın, arkasından 23 Haziran’dan önce 3 tane oy alabilmek için terörist başının mektubunu televizyonlarda yayınlatacağız. Böyle adalet olur mu? Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin talebiyle bütün dünyada kırmızı bültenle aranan terörist başının kardeşi Osman Öcalan’ı devletin televizyonlarına çıkarıp, seçimden önce konuşma yaptıracaksın. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. 6 aydır bizim dışımızda herkese teröristle işbirliği yapıyor türküsü söyleyeceksin, 6 ay beka beka diyeceksin ama 23 Haziran’da başın sıkışınca Abdullah Öcalan’a, Osman Öcalan’a sarılacaksın. Böyle adalet olur mu? Şu tiyatroya bakın devletin kırmızı bültenle aradığı terörist, devletin televizyonunda konuşma yapıyor. Bunun adına çifte standart denir, tiyatro denir.
‘MAĞDUR OLA OLA MAĞDUR ETTİLER’
17 sene sonunda ne adalet, ne kalkınma kaldı. Bu sebepten sonra 17 sene sonra milletimizin bu iktidardan umudu kalmadı. Mağdur ola ola, mağduriyet yaşaya gönüllerde karşılık buldular ama bu karşılığı mağdur ede ede maalesef heba ettiler. Zulme uğrayarak elde ettikleri mercileri, yaptıkları adaletsizliklerle birer birer kaybettiler. İşte 17 senenin özeti bu.
‘SİZ SİRKE OLDUNUZ’
Metal yorgunluğu çıkardılar 17 sene sonra. Yorulan bir metal dinlenmekle düzelmez. Yorulanın metalin tamiri de olmaz. O yorulan metalin acilen yenisiyle değişmesi gerekir. Kendi ağızlarından temel değerlerimizden uzaklaştık diyorlar. Fabrika ayarlarından uzaklaştık diyorlar. 94 ruhundan uzaklaştık, orfinal fabrika ayarlarına dönmemiz lazım, temel değerlerimize geri dönmemiz lazım diyorlar. Bizde onlara üzümden şıra olur, şıradan sirke olur ama sirkeden tekrardan üzüm olmaz. O iş artık bitti. Siz sirke oldunuz bir kere. Eski halinize geri dönemezsiniz ne kadar uğraşırsanız uğraşın. Eğer fabrika aylarına dönmek, 94 ruhuna geri dönmek istiyorsanız yapacağınız tek şey hep birlikte gelip Yeniden Refah kervanına katılmalısınız. Orjinal fabrika ayarları ‘Yeniden Refah’tadır. 1994 ruhu, 1995 54.hükümet ruhu, 1969 ruhu Yeniden Refah’tadır. Efsane hizmetler ortaya koyarak dünya şampiyonu olan 54.Hükümet ruhu Yeniden Refah’tadır. Öyleyse gelin katılın siz de kurtulun millet te kurtulsun. Yeniden Refah iktidarında sadece inanç özgürlüğü, ibadet özgürlüğü tesis edilmeyecek aynı zamanda Paylaşımda Adalet, Yönetimde Adalet tesis edilecek. Yeniden Refah iktidarında milletimiz mutluluğu ve huzuru bulacak. Herkesin işi, aşı olacak. Sosyal yardımla, zekatla değil, alnın teriyle, bileğinin hakkıyla kendisinin ve ailesinin geçimini temin edecek. Bu milletin evlatları, bu aziz millet belediyenin verdiği oduna, kömüre, yardım paketine değil, Allah’tan başka kimseye muhtaç olmayacak. Biz bu ülkedeki yoksullara yardım etmek için değil, bu ülkede yoksulluğu ortadan kaldırmak için geliyoruz. Yeniden Refah iktidarında tek bir sorunumuz olacak o da zekatlarımızı, sadakalarımızı yurt dışına göndermek zorunda kalacağız. Çünkü Türkiye’de zekat verecek, sadaka verecek memleket evladı kalmayacak.”