Son Güncelleme: 22 Kasım 2017 19:50 Çorum’da “Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği” (KUSİ) projesi kapsamında makina imalat ve malzeme ve döküm grubu temsilcileri bir araya geldi.
Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Teknokent’te düzenlenen toplantıda kamu, üniversite ve sanayi işbirliği durum değerlendirmesi yapılarak çözüm önerileri üzerinde görüş alış verişinde bulunuldu.
Teknokent Müdürü Doç. Dr. İrfan Kurtbaş, bin 10 tane işletme 258 üretim sektörü, 186 tane makine sektöründe imalatçı ve tedarikçi firmanın bulunduğu Çorum’da bir tane Ar-Ge merkezi bulunduğuna dikkat çekti. 2017 yılında Ar-Ge merkezi sayısını 4’e çıkarmayı planladıklarını açıklayan Doç. Dr. Kurtbaş, bununla ilgili görüşmelerin başladığını, bu projeyi hayata geçirmeyi çok önemsediklerinin altını çizdi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Murat Ocak ise, Kamu-üniversite sanayi işbirliğini 2012 yılında başlattıklarını belirterek, bugünlere çok kolay gelmediklerini söyledi. Bilginin değerli olduğunu ancak tecrübenin daha değerli olduğunu dile getiren Ocak, üç kurum arasındaki işbirliğini daha ileri götürmek için çalışmaya devam edeceklerini söyledi.
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Başaranhıncal da, iş dünyasının kalkınmasının ülkenin, çocukların ve geleceğin kalkınması demek olduğunu söyledi. Başaranhıncal, üniversite-sanayi işbirliğinin flu bir tabir olduğunu ne kilosunun nede okkasının bulunduğunu belirtti.
Geçmişte işadamlarına sadece para yardımı yapan bir gözden, zihniyetten şimdi ‘iş dünyasına hangi katma değeri katarız’ düşüncesinin hakim olduğu bir yapıya kavuştuklarını anlatan Başaranhıncal, “Sadece AB projeleri değil bir çok konuda üniversitemizle beraber çalıştık. Çalışmaya da devam ediyoruz. İyi yerlere geldik. Bunun değerlendirmesi yok. Daha önce firmalara akademisyenleri zor girerdi. Şimdi bizim dışımızda firmalarla akademisyenlerimiz dostluklar kurmaya başladı. Herkese kapımız açık demekle olmuyor. O kapılardan içeri girişlerin olması gerekiyor. Belki bizim yöntemlerimizde aksaklıklar var. Ankara’da alınan kararlar bazen Anadolu’da uygulanamıyor. Biz erinmeyeceğiz. Bugün rakamları konuşuyoruz. Araların bağlarının kopuk olduğu bir kurum vardı. Şimdi sanayicilerimiz ve akademisyenlerimiz anlıyor. Buna kamuda katıldı. KUSİ’nin başarısında başarının ilk çıktısını iş dünyası alacak. İş dünyasının kalkınması demek geleceğimizin kalkınması demek. Format değişikliğine gitmemiz lazım. Bazen kantarın topuzu kaçıyor. Etkinliklerin çokluğu bazen sanayiciyi bezdiriyor. Bireysel ziyaretlerde o misafirperverliğin bir tık ilerisine gitmek lazım” ifadelerini kullandı.
Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan ise, savunma sanayi konusunda ünlü işadamı Ethem Sancak’ın Çorum iş dünyasına yaptığı daveti hatırlatarak, artık katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi için çağrıda bulundu.
Organize Sanayi’de faaliyet gösteren Teknokent ile Amerika’daki Silon Vadisi’nin kuruluş amacının aynı olduğunu dile getiren Rektör Prof. Dr. Reha Metin Alkan, 1950’li yıllarda kurulan Silikon Vadisinin şuanda tüm dünyanın önde gelen firmalarının Ar-Ge çalışmalarını yaptığını ve gelişmesine imkan sağlayan bir yapıya dönüştüğüne dikkat çekti.
Bunun bir kültür, Alışkanlık. Zamana ihtiyacı var. Burada ‘cebinde akrep var’ diyen rektör olduğu gibi ‘benim hocalardan öğrenecek bir şeyim yok’ diyen işadamlarını da gördük. Biz bunları bir kenara koyuyoruz. Bizim bazı şeylerden vazgeçmemiz lazım. Artık sayınlarla uğraşmayı bırakıp adım atmamız gerekiyor. Bu bir süreç. Zor bir süreç. İnanmamız gerekiyor. Burası yapılırken trajik süreçler yaşadık. Şimdi 3 firma gelecek. Yarın daha fazla gelecek. Bunu şov olsun diye yapmıyoruz. Sanayicimizde haklı. Yaşam devam ediyor. Bizde haklıyız çalışmalarımız var. Görevde olduğum sürece bu yöntemi denemeye devam edeceğim. İlk yaptığımız bina Teknokent. İkinci bina merkez laboratuarı. Bunları yapılması sebebi tesadüf değil. Yol kenarına 50 milyon liraya mal olan merkez laboratuarı yaptık ve yanına jet uçak koyduk. Bunun anlamı şuydu. İşte merkez laboratuarı işte hedef. İnşallah o jetin ilerde bir aksamını üretiriz. Kıymetli bir akademik orduya sahibiz. Daha önce öğretim elemanlarını liselerden alıyorduk. Şimdi üniversitemiz dünyanın 2 bin 300’cü üniversitesi olmayı başardı. Şimdi üniversitemizin Teknokenti var. Akredite laboratuarları var. Antarktika’da bilimsel çalışmalar yapıyor. Gücümüz yettiği kadar bu yöntemi uygulamaya devam edeceğiz” diye konuştu.