Son Güncelleme: 29 Ağustos 2017 11:34 Çorumlu fotoğrafçı Abdullah Ağah Öncül Çorum’da Bayram Arifesi’nde yapılan hazırlıkları fotoğrafladı.
Çorum doğumlu fotoğraf sanatçısı Abdullah Ağah Öncül, hangi bayram arifesi olduğu çok önemli çünkü bu bayram kurban bayramı ise hepimizin gözünde, sokakta kaçan bir kurbanlık ve arkasından yakalamak için koşan vatandaşlar canlandığını söyledi.
Kendisinin fotoğraflarla belgeleyip ve anlatmaya çalışacağım durum, kaçan kurbanlıkların olmadığı, bayram öncesi arka planda yaşanan alışılmış bayram hazırlıkları olduğunu kaydeden Öncül, “Anadolu’da hâlâ en güzel ruhuyla bayram hazırlığı yapmaya çalışan insanların öyküsüdür bu. Bu öykünün anlatılabileceği yerlerden birisi de Çorum’da Ayakkabıcılar Arastası diye bilinen ama sadece ayakkabıcıların ve ayakkabı tamircilerinin değil bakırcıların, bıçakçıların, kahvehanecilerin, lokantacıların, davulcuların, zurnacıların, saatçilerin, hırdavatçıların, konfeksiyoncuların, kumaşçıların, terzilerin, leblebicilerin daha nice zanaatkârların küçüklü büyüklü ticarethanelerinin olduğu bir mekândır arasta denilen bu yer. İşi de parası da olan gelir, olmayan da gelir buraya” dedi.
ÇORUM’UN KALBİ HÜRRİYET SOKAKLARDA ATAR
Öncül, konu ile ilgili açıklamasına şöyle devam etti;
“Halkın değimiyle Ulu Camii’nin arkasında, Hürriyet Parkının karşısında, meşhur Çorum Saat Kulesi’nin dibinde, şehrin göbeğindedir. Kayıtlarda ise Çöplü Mahallesi’nin Hürriyet Sokaklarıdır burası. Hürriyet Sk.1-2 diye başlar, 3–4–5–6 derken Hürriyet Sk.11 diye biter. Aslında her gün telaşlıdır bu daracık sokaklar, ama asıl neşesini hep bayram öncesi bulur. Hele bir de kurban bayramı ise işte tüm esnaf bayramı, bayramdan önce yaşar. Diğer günler biraz durgun olan bıçakçıların sokağı, bu bayram tüm esnafı kıskandırır. Eşin, dostun kurbanını kesecek acemiler, usta kasaplar buradan bir geçer bir kez daha geçer bıçakları yoklar, eller, sorar, eder derken dükkânların birinde artık kararı verir, alırlar. Ya da bıçağı olan biletmeye getirir. Bileme işinin de bir düzeni vardır. Usta bıçağı alır, tabi son günlerde talep çoğalınca bıçakçılar ancak yetiştireceği için güzelce gazete kâğıdına sarıp, üzerine sahibinin adını yazıp sıraya koyarlar. Sahibine de bir saat söylenir, o arada bıçak sahipleri de diğer işlerini hallederler.
KURBAN BAYRAMI NEDENİYLE BIÇAKÇILAR ÇOK İŞ YAPAR
Ustalar sırası gelen bıçağı güzelce biler, tekrar sarıp sarmalayıp teslim edileceklerin arasına koyarlar. Bu sırada da kazancılar Çorum tabiri ile “masaf” denilen büyük tepsilerden almak için gelenlerle pazarlık halindedirler. Kimi bayram önü yapılacak börekler için kimi de et koymak için alacağı tepsi ihtiyacını buradan karşılar. Bıçağı bileyciye verenler, tepsi kalayı bekleyenler bu kısıtlı vakitte saç sakal işini de aradan çıkartmak için berberin yolunu tutarlar.
BAYRAM TIRAŞI İÇİN BERBERLERDE KUYRUK OLUŞUR
Küçük küçük dükkânları olan berberler de el çabukluğuyla tıraşı kısa kesip bekleyenleri bir an önce göndermekle meşgullerdir. Dükkânlarda kışın hâlâ soba yakılmaktadır ve saç yıkanacak su, sobaların üstünde ısınmaktadır. Bekleyenler de, Çorumun kuru soğuk havasından kaçmış gibi sobanın etrafına doluşmuş, aslında beklemekten de hiç şikâyetçi değillerdir. Bu arada saçlar sakallar makas seslerine karışmış kesilirken, akıllar evin diğer siparişlerindedir. Çorum’da bayram misafirlikleri pek kısa kesilmez. Gelene börek, çay derken muhabbet çerez gelene kadar devam eder. Leblebi cenneti denilecek kadar birçok çeşit leblebinin olduğu bu memlekette, hemşeriler her şeye doyar ama ne leblebi yemeye, ne de ikram etmeye doyamazlar. Bu sebeptendir ki bu arastanın etrafında bulunan kuru yemişçilerin de yüzü hep güler bayram öncesi. Hazır gitmişken vatandaş çikolata ve şeker ihtiyacını da kuru yemişçilerden karşılarlar. Bu koşuşturmalar sürerken terziler de elbiselere son düğümleri atmaktadırlar. Halkın kimi yeni kıyafet diktirirken, kimisi de sökülmüş ya da daraltmaya, genişletmeye getirdiği kıyafetleri bayram öncesi almak için terzi dükkânlarının yolunu tutarlar.
ÇORUM OLUR DA GELEN MİSAFİRE LEBLEBİ İKRAMI OLMAZ MI?
Civardaki konfeksiyonculardan alış veriş yapan vatandaşlar da üzerlerinde bel-paça ölçüsünü aldırır, hemen bu sokaklardaki küçücük dükkânları olan terzilere getirirler yenilerini. Bu telaşların arasında yine bugüne sığdırmak zorunda olunan son işlerden birisi de ekmek fırınlarının önünde banka kuyruklarını anımsatan ilginç kuyrukların oluşmasına sebeptir. Bayramın 3. gününe kadar kapalı olacakları için, halk ekmeğini beşer onar alır. Tabii ki bu talep de fırıncılara 3 günlük ekmek yaptırır. Bayram bir de et bayramı ki türlü çeşit ekmek alınır. Kimisi vakfı kebir alır, kimisi tandır, kimisi lavaş, kimisi de somun ekmek. Aile kaç kişilikse hazırlıklar da ona göre yapılır. Kimi annesini babasını bırakır kuyruğa, kimi çocuğunu derken, ekmek ihtiyacı da halledilmiş olur. Ekmekler sıcak sıcak çıkar, çıktığı anda da biter.
FIRINLARDA SOMUN EKMEK İÇİN KUYRUK OLUŞUR
Bu arastanın diğer daimileri de davulcular çay evinde oturanlardır. Çoğu davulcudur, iş çıkarsa diye hali hazırda beklerler burada. İş çıkmazsa da beklemek bazen biraz da bahane, sohbet eder, vakit geçirirler. Bayramda düğün nişan yapan çok olur Anadolu kentlerinde. Çorum’da da bayramlarda davul zurna sesi duymak hiç de tuhaf değildir. Hem de düğün bayram bir arada kutlanmış olur. Davulcuya, zurnacıya işi düşen de yine bu arastanın yolunu tutar. Davulcuların toplandığı özel kahvehaneler vardır burada, hatta en meşhuru “Davulcular Arasta Çay Evi” dir. Sadece davulcular değil inşaatçısı, şoförü, hamalı, pazarcısı, tesisatçısı birçok günlük çalışan emek işçisi de bu sokaklarda bekler kısmetini, bu kahvehanelerde iş bulurlar. Esnafın çoğunluğu ise ayakkabıcılardır. Sokakların çoğunu ve merkezinde onlar yer alırlar. Zaten onlardan dolayı ayakkabıcılar arastası diye de bilinir burası. Geneli hazır ayakkabı, terlik, bot, çanta gibi deri ürünleri satarken, küçük bir kısım da ayakkabı tamiri ile uğraşır. En şenlikli ve kalabalık sokaklar da ayakkabıcıların olduğu bu iç sokaklardır. En genel ihtiyaçlardan birisi olduğundan kadın, erkek, yaşlı, genç herkes gezer bu sokakları. Alım gücüne göre de herkese uygun bir şeyler bulunmaktadır esnafta.
ARASTADAN TOPLANMA YERİ “DAVULCULAR ÇAYEVİ”
Bir bayram arifesi Çorum’da yıllardır arasta hep bu hazırlıklara şahitlik yapar. Yazdıklarım aslında sadece gösterebildiklerimle sınırlı ki bu mevzular tamamıyla ne anlatılır ne de fotoğraflanabilir aslında. Bir gün yolunuz düşerse bir bayram arifesi Çorum’a ve bulamazsanız o mekânı, mutlaka arasta nerede diye sorun halktan birisine. O telaşta bile emin olun adresi göstermezler, size eşlik eder kendileri götürürler. Yine böylesi içten insanların kurduğu arastada istediğiniz kadar vakit geçirebilir, ne ararsanız her şeyi orda bulabilirsiniz. Zira insanıyla, kültürüyle, yemekleriyle arasta demek, küçük Çorum demektir”
Abdullah Agâh ÖNCÜL Kimdir?
1984′de ÇORUM ‘da doğdu. 1998 yılında ortaokulda basit bir fotoğraf makinesi almasıyla bulaştı fotoğraf işine. 2003 yılında üniversite eğitimi için gittiği Eskişehir’de, EFSAD’ la (Eskişehir Fotoğraf Sanatı Derneği) tanıştı, ilk fotoğraf eğitimini alarak çalışmalarına başladı (2003).
Çalışmalarını, fotoğraf derneklerinde, üniversitelerde ve galerilerde sundu, sergiledi. Fotoğrafla ilgili yorum ve düşüncelerinden bahsettiği ‘An’ı Naftalinlemek‘ ve yayınlanmış makalelerinden oluşan ‘FOTO-MAK-ÂLEM’ adlı iki kitabı yayınlandı. Sinema eğitimini aldığı İFSAK (İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği) üyesi oldu (2009). FIAP (The International Federation of Photographic Art) üyeliğine kabul edildi(2013). Meslek edindirme amaçlı özel kurumlarda temel fotoğraf seminerleri verdi.
Çektiği fotoğrafları, sadece beğendirmek için değil; ayrıca farklı insanlarla tanışmak, insanları fotoğraf çalışmaları ile alışılmış sohbetlerin dışında değişik olgularla ve değerlerle tanıştırmak için kareliyor. Her yaştan, her kesimden insanları bulundukları an’la ve ortamla kaydetmeye çalışıyor. İnsanların ve nesnelerin dünyasına dair belge nitelikli fotoğraf çalışmaları yapıyor. Sosyal bir yaşantısı olup, evli ve bir çocuk babasıdır.