Son Güncelleme: 3 Mart 2018 00:09 Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Selim Aydın’ın Hitit Üniversitesi yönetimine yönelik sert çıkışına Eğitim Bir-Sen’den cevap gecikmedi.
Eğitim Bir Sen 2 Nolu Şube Başkanı M. Erol Çalmaz, yaptığı açıklamada, “itham ve iftira şahsımızla, kurumumuzla ilgili olsa belki cevap vermeye bile gerek görmezdik. Ancak hakkıyla elde edilen bir başarı, bilgisiz, belgesiz, sadece zanla bir yerlere çekilmeye çalışılırsa bir iki lafla da olsa cevap vermek zorunda bırakıldığımızı belirtmek isterim.” dedi.
Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Selim Aydın’ın, Hitit Üniversitesi’nde görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında adalet ve şeffaflığın olmadığı iddiasının iftira, hezeyan ve kabul edilemez olduğunu iddia eden Çalmaz, açıklamasında şu görüşlere yer verdi; “Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında başarılı olanları şu kadarı şu sendikadan şu kadarı bu sendikadan diye kategorize eden yaklaşım etik ve ahlaki değildir. Bu yaklaşım kamuda çalışma barışını ve huzurunu bozacak, çalışanlar arasında fitne oluşturacak, kamplaşmalara götürecek bir düşünce ürünüdür. Bu yaklaşım hastalıklı bir yaklaşımdır. Kurulduğumuz günden bugüne kadar çalışanlar arasında fitneye sebep olacak hastalıklı bir yaklaşımda olmadık ve olmayacağız. Üniversiteye alınan akademisyeninden idari personeline kadar herkes tek tek irdelensin, cemaziyel evvellerine bakılsın, farklı düşünce ve görüşte olanlar varsa liyakatlerine, ehliyetlerine bakılmaksızın hemen kapı önüne konsun. Bu zihniyet eski Türkiye zihniyetidir. O zaman tüm kurumlar kendi özgür iradeleriyle karar alma, karar verme iradesini kullanmasınlar, Türk Eğitim Sen yetkililerinin adalet ve şeffaflık anlayışı neyse onu hakim kılsınlar.
Geçmişte birilerinin yaptığı yanlışı nasıl tasvip etmediysek, bugünde tasvip etmiyoruz. Bu yanlışları yapmayarak farkındalığımızı ortaya koyduğumuz için çalışanlar bizleri tercih etmekte, bizlerin safında yer almaktadır. Çalışanların sendikamıza karşı büyük teveccühü Türk Eğitim Sen’i çok rahatsız etmeli ki, saldıracak yer aramaktadırlar. Bunun en son örneğini Hitit Üniversitesi yönetimine saldırmakla gösterdiler. Sizler çalışanları ne sanıyorsunuz. Yanınızda olanları iyi, karşınızda olanları farklı görmeyin ve göstermeyin. Bu hastalıklı tutum ve davranışlarınızdan dolayı her gün erimektesiniz. Hastalıklı zihniyetinizi değiştirmediğiniz sürece erimeniz ve bitmeniz kaçınılmaz olacaktır.
Görevde yükselme ve Unvan değişikliği sınavında başarılı olanların, başarılı olmaması gerektiği konusunda elinizde bilgi ve belge varsa açıklamak zorundasınız. Üniversite yönetimi tarafından yapılan sınavda başarılı olanlar, sizin yaptığınız sınavda mı başarısız oldular da böyle bir iftiraya başvuruyorsunuz. Bu kafa hangi çağa ait. O zaman bırakalım tüm kurumların sınavlarını Türk Eğitim Sen yapsın.
Bu sınavda başarılı olan arkadaşlara atılan bir iftira, yapılan bir hakarettir. Bu arkadaşlardan ve üniversite yönetiminden derhal özür dilenmeli veya başarılı olanların başarılarını kabul ettirmeyecek bir bilgi veya belgeleri varsa hemen kamuoyuna sunulmalıdır. 2 üyemiz kazandı diye endişe duyan Türk Eğitim Sen acaba kazananların tamamı Türk Eğitim Sen’li olsaydı yinede aynı endişeyi duyacak mıydı? Yoksa d zaman üniversite yönetimine şeffaflığından ve adaletinden dolayı teşekkür mü edecekti.
‘Hitit Üniversitesi eş başkanlıkla yönetilmiyor. Bilakis Vatanını, milletini ve şehrini seven insanlar tarafından yönetiliyor. Üniversitenin önceki haliyle günümüzü kıyaslamak bile mümkün değildir. Bu başarıda bu yönetimin başarısını, katma değerini görmemezlikten gelemeyiz.
Türkiye’de 15 Temmuz Ruhu ve Yenikapı ruhu devam etmektedir. Ve etmelidir. Ancak bölücü, kutuplaştırıcı, ayırıcı tutum ve davranışlarınızla, iftiralarınızla bu ruha zarar vermeyin.
Türk Eğitim Sen Çorum Şube Başkanı Selim Aydın tarafından belirtildiği gibi,”…Bizler Afrin’de bozkurt selamı verip savaşan, şehadet şerbetini içen arslanları alkışlayıp; aynı milli damar ve ruhtan gelen kişileri devlet kademelerinde yer edinmesini değil engellemek..” Afrin’de mücadele veren herkesi alkışlıyor, onlara vatanımız ve milletimiz adına minnettarlığımızı ve şükranlarımızı sunuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes devletimizin her kademesinde görev alma hakkına, onuruna ve şerefine haizdir. Farkımız ve farkındalığımız bu, tabii ki anlayana.”