Son Güncelleme: 13 Aralık 2017 09:19 Muhsini Tavır Eğitim Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Fatih Yücel, İlk kıblemizin bulunduğu yer olan Filistin’in 1948 yılından beri yüzlerce yıllık Büyük İsrail Projesi çerçevesinde adım adım işgal altına alındığını söyledi.
İslam coğrafyasının küresel sömürü düzeninin kıskacında kan gölüne çevrildiğini belirten Yücel, “Dün kendini muasır medeniyetler seviyesinde gören Avrupa’nın merkezinde Bosna’da yaşanan soykırım hafızalarımızda taze iken, Suriye’de her gün bir insanlık dramı yaşanırken, Arakan’da naklen soykırımlarda kimyasal silahlarla masum çocuklar ve kadınlar katledilirken, milyonlarca insan yerlerinden yurtlarından ayrılmak durumunda kalmıştır” dedi.
Dünyada çıkan savaşlardan ölenlerin çoğunun savunmasız Müslümanlar olduğunun altını çizen Yücel, “Silahların menşei dünyanın kan emici vampirleri olan sömürgeci ülkeler arasında değişirken; ölenlerin hep savunmasız Müslümanlar olduğu açık bir şekilde görülmektedir. Bir yandan gönül coğrafyamıza ölümler yağdırılırken; bir yandan da kutsallarımız çiğnenip topraklarımıza el uzatılmaktadır. Hadsizliğin, saldırganlığın ve hukuksuzluğun geldiği son nokta olarak siyonizmin bu devirdeki kullanışlı piyonu Trump aracılığıyla ilk kıblemiz Kudüs’ümüzü işgalci İsraillilerin Siyonist emelleri doğrultusunda başkent ilan etme cür’etinde bulunmuşlardır” ifadelerini kullandı.
Filistin’ in adım adım işgal edildiğinin hatırlatan Yücel, “İlk kıblemizin bulunduğu Filistin 1948 yılından beri yüzlerce yıllık Büyük İsrail Projesi çerçevesinde adım adım işgal altına alınmıştır. Televizyonlarda naklen Müslüman semtleri bombalanırken, masum kadınları, erkekleri, çocukları dünyanın gözü önünde cami avlusunda katledilirken bunu yapan işgalci güruhu “şımarık”lıkla nitelendirip şirin göstermeyi alçaklık olarak nitelendiriyoruz. İslam’ın ilk kıblesinde dahi ezan-ı Muhammedî’nin yasaklanması; son olarak da Kudüs’ün işgalci Siyonistlerin başkenti olarak ilan edilmesi cüretinde bulunmuş bir eşkıya ordusuna karşı dik duruşun bir Müslüman için namus meselesi olduğunu tüm İslâm âlemine hatırlatıyoruz. Âlem-i İslam’ı reel politik kaygılardan arınarak, Amerika’dan, İsrail’den değil Allah’tan korkmaya ve O’na (cc) teslim olmaya çağırıyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu.