Son Güncelleme: 16 Haziran 2017 16:56 Eğitim Sen Çorum Yürütme Kurulu, Türkiye’nin her geçen gün daha fazla haksızlığa, hukuksuzluğa ve zorbalığa sahne olunduğunu söyledi.
Eğitim Sen Çorum Yürütme Kurulu, “Muhalefet partilerinin başkanları ve milletvekilleri, gazeteciler, belediye başkanları, akademisyenler, sanatçılar, öğrenciler, emekçiler, kadınlar, gençler kısaca hükümetin politikalarını eleştiren ve muhalif duruş sergileyen herkes çeşitli düzeylerde baskı ve tehditle karşılaşıyor” dedi. Eğitim Sen Çorum Yürütme Kurulu’ndan yapılan açıklama şöyle:
“Çünkü herkesi susturmak ve sindirmek istiyorlar. Muhalif ekranların karartılması, derneklerin, gazete ve dergilerin kapatılması, sosyal medyadaki eleştirel ifadelere dahi dava açılarak sosyal medya hesaplarının kapatılması iktidar sahiplerinin hakikatin gücü karşısında kapıldığı korkuyu gösteriyor.
Dolayısıyla sadece muktedire yakın olmayı kendinde bir vasıf olarak görenlerin konuşmasını, “ver mehteri” şovlarıyla toplumu sığ bir ideolojik propagandayla teslim almayı arzuluyorlar. Irkçılık yaparak, dini duyguları sömürerek iktidarlarını korumak istiyorlar. Böylesi bir tabloda, OHAL ve KHK’ler ile haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilen, işsiz bırakılan yüz binin üzerinde insanı ve ailelerini açlıkla terbiye etmeyi, sahip oldukları gücün karşısında boyun eğdirmeyi hedefliyorlar.
Bu nedenledir ki “işimi geri istiyorum” diyerek süresiz, dönüşümsüz açlık grevine başlayan ve bugün açlık grevinin 100. gününde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yı da gözler önünden kaçırmak, bir hakikatin dile gelmesini engellemek istiyorlar! Sağlıklarının bozulmasına, yaşamlarının ciddi anlamda tehdit altında olduğuna aldırmaksızın hükümet nezdinde yapılan tek şey, aynı sığlıkla ve yalana dayalı propagandalarla gencecik iki insanın göz göre göre ölüme sürüklenmesi oluyor! Üstelik her fırsatta “Gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar, dilleri var hakikati konuşamazlar” nidasıyla dolaşanlar, “gözleri kapalı olarak gündüz dolaşmakta” ve gencecik iki insanın sağlığını yitirmesi, ölüme sürüklenmesi pahasına OHAL hukuksuzluklarında ısrarcı olmakta, çözüm üretmek yerine sorunu büyütmeyi tercih etmektedir.
Eğitim Sen olarak hükümete yaptığımız çağrımızı yineliyoruz. Gözleriniz var görün, kulaklarınız var duyun! Üyelerimiz Semih Özakça ve Nuriye Gülmen’in hemen serbest bırakılmasını ve taleplerinin süratle karşılanarak yaşamlarına sağlıklı biçimde devam edebilmelerini istiyoruz! Ayrıca KESK’e bağlı sendikalardan, sendikal faaliyetleri nedeniyle hukuksuzca tutuklanmış olan yaklaşık yetmiş kamu emekçisinin de serbest bırakılmasını ve haksız, hukuksuz biçimde ihraç edilen tüm kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesini istiyoruz.”