Son Güncelleme: 18 Ocak 2017 09:22 Böbrek damarlarının dar olması nedeni ile yaklaşık 10 yıldır hipertansiyon hastası olan 44 yaşında ki kadın, Çorum Hitit Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sağlığına kavuştu.
Tansiyon yüksekliği ile hastane hastane gezmek zorunda kalan ve tedavisi bir türlü sağlanamayan hasta, Nefroloji ve Kardiyoloji kliniklerinin beraber çalışması ile sağlığına kavuştu.
Hastane tarafından böbrek darlığı nedeni ile yüksek tansiyon teşhisi konulan 44 yaşında ki kadının tedavisi ameliyatsız olarak yapıldı.
Konu ile ilgili Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden yapılan açıklamada; “Yaklaşık 10 yıldır hipertansiyonu olan 44 yaşında bayan hasta Nefroloji polikliniğine (Doç. Dr. Nihal Özkayar) tansiyon yüksekliği nedeniyle başvurdu. Hastanın uzun süredir 5 çeşit tansiyon düşürücü ilaç kullandığı fakat buna rağmen tansiyonlarının oldukça yüksek seyrettiği görüldü. Tansiyon yüksekliği yapan nedenler araştırılan hastamızda böbrek MR anjiografisinde her iki böbrek atardamarında %90 oranında daralma olduğu tespit edildi. Kardiyoloji bölümü tarafından (Doç. Dr. Yusuf Karavelioğlu) hastaya anjiografi yapılarak her iki böbrek damarına stent yerleştirildi. Böylelikle hastada mevcut olan böbrek damarlarındaki darlık giderilmiş oldu. Hastamızın kullanmakta olduğu tansiyon düşürücü ilaçların sayısı damara stent yerleştirilmesi sonrası 5 çeşitten 2 çeşide düşürüldü. Yapılan takiplerde tansiyon düzeyi normal sınırlarda olan hastanın tüm ilaçları sonlandırıldı. Hastamız sorunsuz bir şekilde taburcu edildi. Kalp damarlarında olduğu gibi hemen hemen vücudun her bölgesinde görülebilen damar tıkanıklıkları insanların böbrek damarlarında da görülebilmektedir. Damar sertliği ya da kireçleme denilebilen bu durum daha ziyade ileri yaşlarda görülmesine rağmen bizim hastamızda olduğu gibi orta yaşlarda da karşımıza çıkabilir. Çoklu tansiyon ilacı kullanılmasına rağmen tansiyon kontrol altına alınamıyorsa veya tansiyon yüksekliği ileri yaşlarda aniden karşımıza çıkıyorsa böbrek damarında daralma olabileceği akla getirilmelidir. Bu nedenle bu durumda olan hastaların tanı konulmasında gecikme yaşanmaması için bir Kardiyoloji veya Nefroloji uzmanı tarafından muayene edilmeleri önem arz etmektedir” şeklinde açıklamada bulunuldu.