Son Güncelleme: 22 Ekim 2016 22:19 Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Dr. Hakkı Gürsöz, internetten satışa sunulan ilaçların çoğunun sahte olduğunu belirterek, halkın bu konuda duyarlı olması için çağrıda bulundu.
Hitit Üniversitesi ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) arasında laboratuar hizmetleri alanında işbirliği protokolü için Çorum’a gelen Hitit Üniversitesi ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Dr. Hakkı Gürsöz, son yıllarda artış gösteren sahte ilaç satışı ve Sağlık Bakanlığı’nın 2017 yılında hayata geçirmeyi planladığı ve dünyada ilk kez Türkiye’de uygulanacak olan ürün takip sistemi hakkında açıklamalarda bulundu.
En çok internet üzerinden satılan ilaçlar konusunda sorun yaşadıklarını dile getiren Gürsöz, ilaçların tek yasal satış yerinin eczaneler olduğuna dikkat çekti. İlaç takip sistemi ile kendilerinin tedarik zincirinin tamamen güvenli olduğunun altını çizen Gürsöz, “Bu işin başındaki kişi olarak, ilacı yöneten kişi olarak bu konuyu rahatlıkla söyleyebiliyorum. Bunu dünyada bu kadar rahatlıkla söyleyebilecek başka bir ülke yok. Üretimden hastaya ulaşana kadar bu sürecinde bir sıkıntı yok. Ancak bir ilaç eczane dışına çıkarsa özellikle bilmediğimiz internet mecrasından satılmaya başlarsa sorun olmaya başlıyor. İlaç Takip Sistemi’ne (İTS) tabi olan ürünler ne kadar güvenliyse internetten satılan ürünler de o kadar güvensizdir. Zaten en başta bu işin yasal olmadığını söylemem gerekiyor. İnternetten satışı yapılan ürünlerin büyük çoğunluğuna yakalamalar yapılıyor, savcılıklara suç duyurunda bulunuyoruz ve internet sitelerini kapattırıyoruz. İnternet üzerinden satılan ilaçların çoğu sahte ilaçlardır, kaçak ilaçlardır. Yaptığımız tespitlerden çıkan sonuç budur. Biz bununla yoğun bir şekilde mücadele ediyoruz. Halkımızın da bu konuda bizim yanımızda olmasını istiyoruz” diye konuştu.
Dünyada ilk kez Türkiye’de uygulanacak olan Ürün Takip Sistemi 2017 yılında hayata geçecek
Dünyada ilk kez Türkiye’de uygulanacak Ürün Takip Sistemi’ni (ÜTS) 2017 yılında hayata geçirmeyi planladıklarını belirten Gürsöz, “Artık bizim takip edemediğimiz hiçbir tıbbi cihaz ve kozmetik ürün kalmayacak. Bizim açımızdan denetlemesi de son derece kolay hale gelecek. Piyasa gözetimi ve denetimini etkin bir şekilde yapacağız” dedi.
Gürsöz, sistemin, şu anda uygulanmakta olan İlaç Takip Sistemi’nin benzeri olduğunu söyledi. İTS ile her bir ilaç kutusunun, üzerindeki barkod sayesinde üretim yerinden itibaren hastaya ulaşana kadar geçirdiği her aşamayı takip ettiklerini belirten Gürsöz, bu sistemin kendileri için çok kıymetli bir veri kaynağı olduğunu işaret ederek, böylelikle ilaç alanını da çok rahat yönetebildiklerini kaydetti.
Şimdi aynı şeyi tıbbı cihaz ve kozmetik ürünleri için yapacaklarını anlatan Gürsöz, “ÜTS adını verdiğimiz bu projede temel de İTS’nin benzer mantığıyla yürütülecek. Özellikle tıbbi cihaz alanında tekil bazlı bir takip yapabileceğiz. Örneğin bir protezin kat ettiği yolları izleme şansımız olacak. Üretilen protez hangi hastaya kullanıldı, sonuçları ne oldu, tüm bunları takip edebileceğiz. Bu anlamda bizim için çok kıymetli bir veri kaynağı olacak. Bunu TÜBİTAK ile ortak bir proje şeklinde yaptık. Bakanlığımız ile TÜBİTAK arasındaki bir işbirliğinin ürünü olacak. Şu anda hızlı bir şekilde ürünler sisteme kaydediliyor. Belli modüller de bitti. Önümüzdeki yılın yaz aylarında, Haziran ya da Temmuz gibi, en geç 2017 sonunda bu sistemi devreye sokacağız” dedi.
ÜTS ile takip edemeyecekleri hiçbir tıbbi cihaz ve kozmetik ürünü kalmayacağına dikkati çeken Gürsöz, “Artık bizim takip edemediğimiz hiçbir tıbbi cihaz ve kozmetik ürün kalmayacak. Bizim açımızdan denetlemesi de son derece kolay hale gelecek. Piyasa gözetimi ve denetimini etkin bir şekilde yapacağız. Halkımıza güvenli ürünleri oluşturma konusunda ya da güvensiz ürünleri hızla piyasadan çekme konusunda bu sistem bize çok büyük kolaylık sağlayacak. Devreye almayı 4 gözle bekliyoruz. Ekibimiz büyük bir gayretle çalışıyor. Belki de yıllar değil aylar içerisinde sistemi çalışır vaziyette görebiliriz” diye konuştu.
“90 kişilik bir doktor grubu, bitkilerle tedavi alanında eğitim alıyorlar”
Reçetelere bitkisel ürünler yazılabilecek Türkiye’nin muazzam bir bitki zenginliği olduğunu dile getiren Gürsöz, Avrupa kıtasında yetişenden daha çok sayıda bitkinin Türkiye’de yetiştiğini ifade etti. Türkiye’de yaklaşık 11 bin 800 bitki türü bulunduğunu ve bunların yaklaşık 3 bin 500’ünün sadece Anadolu coğrafyasında yetiştiğini kaydeden Gürsoy, Anadolu’nun yaylalarında ve dağlarında yetişen 350 civarında da tıbbi bitki olduğunu belirtti.
Söz konusu bitkilerin, sağlık alanında kullanılması için çalışma yapıldığını anlatan Gürsöz, “Bunlar yaylalarımızdan, dağlarımızdan, tarlalarımızdan ürüne gitsin istiyoruz. Güvenli ürün haline gelsin, ambalaja girsin, eczanelerimizden ya da ilgili satış yerlerinden satılsın ve halkımızdan güvenli bir şekilde kullansın istiyoruz. Bu konuda bir çalışmamız var. Biz bir yandan kurum olarak tıbbi bitkilerden elde edilen ürün sayısını arttırmaya çalışıyoruz, diğer yandan da doktorlarımız, yani reçete yazabilen hekimlerimiz bunun eğitimini almaya başladılar. Şu anda yaklaşık 6 aydır 90 kişilik bir doktor grubu, bitkilerle tedavi alanında eğitim alıyorlar. Bu eğitimin sonuna yaklaştık. Kısa bir süre sonra ilk grup mezun olacak. Sonrasında bu hekimlerimiz artık bu bitkilerin özelliklerini, kullanım alanlarını, etkilerini yan etkilerini çok iyi öğrenmiş olacaklar ve artık reçetelerine bu tıbbi ürünleri yazmaya başlayacaklar, hastalarına artık bitkisel karışımlar tavsiye edecekler. Bunun ehil ihsanlar eliyle, hekimlerimiz eliyle olması çok önemli. Almanya’da aktif kullanımda olan 800 tıbbi ürün var ve Almanya’da her iki reçetenin birinde tıbbi ürün yazılıyor. Biz de bu yolda ilerlemek istiyoruz” şeklinde konuştu.