Özgür-Der Çorum Şube Başkanı Murat İslam Rusya Federasyonu’nun Ukrayna’daki işgaline derhal son vermesi gerektiğini söyledi.
On binlerce asker ve devasa savaş mekanizmalarıyla Ukrayna sınırlarını aylardır kuşatma altında tutan Rusya Federasyonu Kırım’ın ardından Donetsk ve Luhansk bölgelerine yönelik de kanlı ve yıkıcı bir işgal başlattığını belirten İslam, “Rusya Devlet Başkanı Putin’in kameralar önünde Donetsk ve Luhansk’ın bağımsızlıklarını tanıma ve bölgeye barış gücü gönderme kararı basit fakat çirkin ve kanlı bir mizansenden ibarettir. Rusya açıkça ve resmen Ukrayna’yı parça parça yutmakta ve bizzat Putin’in cümleleriyle “Tarihi Rusya’yı canlandırma” referansıyla en yakın çevresinden başlayarak emperyalist yayılmacılığa yönelmektedir. Üstelik Rusya Donetsk ve Luhansk’ı da Kırım’ın işgal ve ilhakına benzer bir yutma sürecine tabi tutarken sürekli bir biçimde NATO kışkırtması gibi, barışçıl çözüm yöntemleri gibi çift yönlü işleyen hilelere de sık sık müracaat etmektedir” dedi.
“Hiçbir halk Amerika ve Rusya Rekabetinin nesnesi olamaz” diyen İslam yaptığı yazılı açıklamasından şu ifadeleri kullandı;
“Ukrayna veya başka bir ülke ve halka hiçbir surette Amerika ve Rusya arasındaki rekabetin nesnesi ve aparatı şeklinde bakılamaz. Ukrayna halkının iradesi, tercihleri ve kararları ne Rusya’nın ne Amerika’nın ne de bir başka gücün ipoteği altındadır. Rusya’nın Ukrayna halkını silah zoruyla, tehdit ve şantajla kuşatması, ülkesini parça parça edip diz çökmeye zorlaması klasik Çarlık ve Sovyet Rusya politikalarının hortladığına yeni bir delildir. Doğu Avrupa, Kafkasya ve Orta Asya’ya uzun yıllar tasallut etmiş kirli, kanlı ve yıkıcı bir gelenek hortlamaktadır maalesef. Ancak bu geleneğin hortlaması, ülke ve halkların üzerine çökmesi Ukrayna’dan önce başlamıştır. Çeçenistan’ı yakıp yıkan, Gürcistan’ı parçalayıp bölen ve Esed rejimini ayakta tutmak için Suriye’de eşi benzeri görülmemiş yıkım ve katliamlara girişen Rusya şimdi başka bir merhaleye geçmiştir. Bütün bu ülkeler yakılıp yıkılırken basit kınama mesajlarıyla geçiştiren Amerika, Avrupa ve NATO Suriye’de iyice önünü açtığı Rusya’yı artık Ukrayna’da hiçbir surette tutamamaktadır. Rusya’nın işgal ve katliamlarını cesaretlendiren hatta kışkırtan Amerika, Avrupa ve NATO’nun Afganistan ve Irak işgalleri sürecinde sergilediği en rezil sömürgecilik siyasetidir. Siyonist İsrail’in Filistin’i hücrelerine kadar, DNA’larına kadar işgaline sınırsız destek veren Batı’ya karşı oluşan haklı nefret kamuoyu nezdinde Rusya’nın işgal politikaları karşısında kekemeliğe, şaşkınlığa sebebiyet vermektedir.
Rusya’nın Ukrayna’da giriştiği işgal sürecine karşı Türkiye’nin takındığı tavır ahlaki ve hukuki açıdan yerindedir. Ancak bu işgalin bitirilmesi için Türkiye diğer ülkelerle birlikte daha etkin ve sonuç alıcı girişimleri de sonuna kadar sürdürmelidir. Ukrayna halkıyla dayanışmak, işgal ve kuşatmanın bitirilmesi yolunda somut adımlar atmak hem komşuluk hakkıdır hem de Türkiye’nin temsil etme iddiasında bulunduğu ahlaki misyonun gereğidir.
“Katil Rusya Suriye’den defol!” diyemeyen “Katil Rusya Ukrayna’dan defol!” diyemez!
Bunca hengâme arasında en çok dikkat çeken hatta mide bulandırıcı düzeyde seyreden işlerden birisi de Rusya’nın işgal, parçalama ve katliam politikalarına Türkiye’den çok sayıda çevrenin doğrudan veya dolaylı destekler vermesidir. İşgal ve katliam Rusya’dan gelince Türkiye’deki Kemalist ve sol-sosyalist kesimler bırakın karşı çıkmayı derhal amigoluk ve trollüğe soyunmaktadırlar. Rusya’nın Suriye’deki yıkım ve katliamlarına ideolojik, mezhebi ve İslamofobik gerekçelerle meşruiyet atfedenler şimdilerde aynı işi Ukrayna’da üstlenmiş durumdadırlar. “Katil Rusya Suriye’den defol!” ilkesini haykıramayanların “Katil Rusya Ukrayna’dan defol!” şeklinde sloganlar atması elbette ki mümkün olamamaktadır. Barış, sevgi, halkların kardeşliği masalı ya Rusya emperyalizmi ya Esed ve Sisi despotizmi ya da PKK-PYD işbirlikçiliği duvarına toslayıp tuzla buz olmaktadır. Türkiye’deki “Diren Esed Cephesi” ile “Diren Putin Cephesi”yle kardeştir ve Suriye halkına düşman olduğu gibi Ukrayna halkına da ölümüne düşmandır.
Söz konusu çevreler açısından esas itibariyle savaşa, işgale, tehcir ve katliama ilkesel olarak karşıtlık değil bir devletin hegemonyasına veya despotik bir rejimin bekasına hizmet esastır. Suriye ve Ukrayna halkının irade ve kararına düşman olanlar NATO karşıtlığı adı altında Rusya-Çin bloğu hesabına çalıştıklarını gizlemeye çalışmaktadırlar. Rusya’nın işgal ordusunu, katliam çetelerini “Barış Gücü” olarak takdim ve müdafaa etmek Suriye halkına da Ukrayna halkına da cephe açıp savaş ilan etmektir.
Rusya’nın ne Suriye halkı üzerinde ne de Ukrayna halkı üzerinde meşru ve makul bir hakimiyeti olabilir. Rusya, kan dökücü ve yıkıcı bir güçtür ve hem Suriye’deki hem de Ukrayna’daki askeri birliklerini derhal geri çekmelidir. NATO’yu bahane ederek Rusya’nın hiçbir ülkeye ve halka tasallut etme yetkisi yoktur. Rusya’nın Ukrayna’daki varlığı da Suriye’deki varlığı da gayrı meşrudur, gayri kanunidir ve insanlık suçudur. Ticaret, turizm, enerji, veya başka bir alanda yapılan anlaşmaların Türkiye’ye karşı birer şantaj ve tehdit unsuru olarak kullanılmasına da hiçbir surette izin verilmemelidir”