Son Güncelleme: 20 Ekim 2016 12:56 Saadet Partisi Çorum İl Başkanı Faruk Cıdık, Suriye ve Irak’ta yaşanan son olaylara dair açıklamalarda bulundu.
İslam coğrafyasının kanlı bir arenaya döndüğünü belirten Cıdık, “, bölgede Moğol istilasından bu yana görülmedik bir kargaşa ve kaos hakim durumdadır” dedi.
Cıdık, açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
“İslam coğrafyası kanlı bir arenaya dönmüştür, bölgede Moğol istilasından bu yana görülmedik bir kargaşa ve kaos hakim durumdadır “İslam coğrafyası kanlı bir arenaya dönmüş durumda. Bölgemizde, Moğol istilasından bu yana görülmedik bir kargaşa ve kaos hakim. Amerika Birleşik Devletleri bugünün Moğollarıdır. Kurtarıcı rolüyle girdikleri her yer, daha büyük bir felaketin, daha büyük bir karanlığın içine sürüklenmektedir. En son ABD öncülüğünde başlatılan sözde Musul’u kurtarma operasyonu da bölgede barış ve huzurun değil, tam tersine büyük kıyımın habercisidir. Çünkü bu operasyon Musul’u IŞİD’ten kurtarmak için değil, bilakis IŞİD bahanesiyle Musul’u işgal etmek için yapılmaktadır”.
SAADET PARTİSİ OLARAK ENDİŞELİYİZ
“Saadet Partisi olarak, endişeliyiz. Bu müdahalenin Irak’ta istikrarı ve bütünlüğü sağlamak bir yana, bölgeyi daha da istikrarsız bir hale getirmesinden endişeliyiz” Irak’ı Saddam’dan kurtarmak bahanesiyle 2 milyon Müslüman öldürüldü. “Nitekim Irak’ı Saddam’dan kurtarmak, 2 milyon Iraklı Müslüman kardeşimizin hayatına ve parçalanmış bir İslam ülkesine mal oldu. Libya’yı Kaddafi’den kurtarmak, binlerce Libyalı müslümanın ölümüne, parçalanmış bir İslam ülkesine mal oldu. Aynı şeyi Suriye’de yaşıyoruz. Suriye’ye demokrasi getirmenin maliyeti şimdiden 470 bin Müslüman’ın canına, 16 milyon Müslüman’ın mülteci olmasına, masum bedenleri kıyılara vuran Aylan bebeklere mal oldu. Endişemiz o ki, Musul’u kurtarma operasyonu da yine binlerce, belki de yüz binlerce Müslüman’ın canına ve milyonlarca Müslüman’ın yerinden yurdundan olmasına neden olacak”.
MEZHEP ÇATIŞMASI, BÜYÜK İSRAİL’E HİZMET EDER
Bu operasyonun bölgede bir mezhep çatışmasına zemin hazırlayacağından da endişe duyuyoruz. “Musul operasyonu, bölgede bir mezhep çatışmasını tetiklemektedir. Sorumsuzca yapılan açıklamalar bu konudaki endişemizi daha da arttırmaktadır. Unutulmamalıdır ki, tarihin en kanlı savaşları mezhep savaşları olmuştur. Bölgede yaşanacak bir mezhep kırılması, İslam âlemine değil, sadece Büyük İsrail Projesi’ne hizmet eder. Böyle bir savaşın tek kaybedeni Müslümanlar, tek kazananı ise sömürgeci emperyalizm olur. Böyle bir fitne, telafisi yüzyıllar alabilecek büyük yaralar açar. Herkesi bir kez daha akl-ı selim ve sağduyuya davet ediyoruz. Ey İslam âleminin yöneticileri, bölgemizde çok tehlikeli bir oyun oynanıyor. Musul üzerinden bir mezhep fitnesi ateşlenmeye çalışılıyor. Görmüyor musunuz? İslam ümmeti, “Kürt, Türk, Şii, Sunni, Arap, Acem” gibi her türlü etnik ve mezhebi farklılıklar tahrik edilerek birbirine düşürülmek isteniyor. Farkında değil misiniz? Lütfen bu oyuna gelmeyin.
İSLAM COĞRAFYASI ÜZERİNDE TEK PLAN VARDIR
Musul ile ilgili A planlarından, B Planlarından, olmazsa C planlarından bahsediliyor. tüm bunlar teferruattır ancak asıl plan ise çok farklıdır. “Batı’nın İslam coğrafyası üzerinde tek bir planı vardır. O da Büyük İsrail Planı. Bugün İslam coğrafyasında, ABD’den Rusya’ya, İngiltere’den Fransa’ya kadar tam 64 ülkenin askeri gücü mevcut. Namluları, topyekûn İslam dünyasını hedef almış bu askeri yığınağın amacı, İslam dünyasını daha da bölüp parçalamaktır. Yüzlerce mikro devletçikler kurmaktır.
O zaman İslam coğrafyası olarak bizim de tek bir plana ihtiyacımız vardır. Bu da, Büyük İsrail Planı’na karşı, Büyük İslam Birliği Planı. Bunu gerçekleştirmediğimiz ve bu hedef doğrultusunda çalışmadığımız sürece, Batı’dan medet ummaya, Batı’nın oyuncağı olmaya mahkûmuz.
6 MADDELİK KARDEŞLİK ÖNERİSİ
Bu kaos ortamı, silahla, füzeyle, topla-tüfekle, askeri güçle değil, ancak ve ancak, hakkı üstün tutan bir anlayışla önlenebilir.
*Bölgeye yönelik her türlü yabancı müdahale, sorunu çözmekten çok,kaosu daha da arttıracaktır.
*Bölgedeki bütün yabancı devletler, askeri unsurlarıyla birlikte, İslam dünyasını terk etmelidir.
*Savaşı başlatmak çok kolay, bitirmek ise çok zordur. Şartlar ne olursa olsun, barış için, diplomatik kanallar sonuna kadar zorlanmalıdır.
*İslam dünyası kendi sorunlarını kendi içinde çözebilecek tarihsel birikim ve tecrübeye sahiptir.
*İslam ülkeleri ile ilişkilerin güçlenmesi ve sağlıklı bir müzakere ortamının oluşması sağlanmalıdır.
*Bütün İslam dünyası temsilcilerinin yer aldığı geniş katılımlı bir “Barış Konferansı” tertip edilmelidir. D-8’ler, kuruluş amacı ve yapısı itibariyle bu konuda uygun bir zemin olarak değerlendirilmelidir.”