Son Güncelleme: 28 Haziran 2016 16:00 Özgür-Der Şube Başkanı Murat İslam İsrail ile normalleşmenin asla kabul edilmeyeceğini belirterek konu ile ilgili bir açıklama yaptı.
İslam, yaptığı açıklamada şunları ifade etti;
“Uzun görüşmelerin, pazarlıkların ardından Türkiye ile İsrail arasında ilişkilerin düzeltilmesine yönelik anlaşmanın sağlandığı bugün karşılıklı atılan imzalarla resmen başlamış oldu. Bu bağlamda ambargo altındaki Gazze’ye bu haftadan itibaren yardımların sevkine başlanacağı da ifade edilmekte.
Her ne kadar Türkiye anlaşmayı bir başarı gibi görse ve ambargonun kırıldığını ifade etse de, mutabık kalınan şeyin ambargonun kırılması değil, hafifletilmesi olduğu, üstelik de bunun tümüyle İsrail’in inisiyatifine bırakıldığı açıktır.
Bu anlamda Filistin halkına yardım konusu öne çıkartılarak ve ekonomik ilişkilerin gelişeceği, İsrail’den Avrupa’ya gaz taşınacağı vb. kazanımlar dile getirerek İsrail’le çok boyutlu ilişkilere meşruiyet zemini sağlanmaya çalışılmaktadır.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu; ablukanın kalkması gerektiğini hatırlatarak, “İsrail’le ilişkilerimizin normalleşmesi demek ileride Filistinli kardeşlerimiz haksızlığa uğradığı zaman sessiz kalacağız, göz yumacağız anlamına gelmez.” açıklaması yapmış olsa da. Başbakan Binali Yıldırım’ın son açıklamaları eskiden stratejik ortaklık olarak anılan Türkiye İsrail ilişkilerini, şimdi bölgesel konjoktürel gelişmelere bağlayarak yeni bir ivme kazanma çabası olarak görülmekte, bu durum kesinlikle kabul edilemez.
Ayrıca; Hamas’tan Türkiye-İsrail mutabakatına ilişkin yapılan açıklamada, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türk halkının, Gazze’deki halkımıza olan destekleri ve ablukanın hafifletilmesi yönündeki çabalarını takdir eder, kendilerine teşekkür ederiz.” ifadelerine yer verildi. Gazze’de yaşanan amborga vesilesi ile çetin bir imtihandan geçen halkın, çok zor şartlarda hayatta kalma mücadelesi verdiğini de biliyoruz. Filistin halkının bu anlaşma ile bir nebze olsun nefes alacak olmasını önemsiyoruz. Ama yaşanan bu normalleşme süreci yıllardır büyük bir fedakârlıkla devam eden direnişe zarar vermesine izin verilmemeli.
Diğer taraftan Mavi Marmara katliamıyla ilgili olarak özür ve tazminat şartlarının yerine getirilmesiyle ve dava süreci akıbeti kamuoyuna net biçimde açıklanmamaktadır. Defalarca şehit aileleri taleplerinin tazminat değil, katillerin yargılanıp cezalandırılması olduğunu ilan etmiş olmalarına rağmen, ödeyecekleri paralar karşılığında katiller hakkında sürmekte olan davaların yasa ile düşürüleceği iddia edilmektedir. Oysa açılmış davalar mağdurların ve yakınlarının şahsi davalarıdır, Türkiye devletinin bu davaları tek taraflı bir düzenlemeyle iptal etmesi hukuk ve adalet ilkeleriyle bağdaşmaz.
İsrail İslam topraklarını gasp eden, Filistin’i sömürgeleştiren, Aziz Kudüs’ü ve ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’yı esir tutan işgalci, zalim bir güçtür. İsrail ile aramızda sadece Mavi Marmara sorunu yoktur. Mavi Marmara katliamı İsrail’in işgal ve katliamlar zincirinin sadece bir halkasıdır. Dolayısıyla sorunu Mavi Marmara katliamının acılarının tazmini zeminine oturtan bir anlayış İslam Ümmeti’nin maruz kaldığı büyük zulmü ve Filistin gerçeğini anlayamamış bir zihnin ürünüdür.
İsrail normal bir devlet değildir! Mescid-i Aksa’ya yaptığı baskınlarla ve sokak ortasında gerçekleştirdiği infazlar yapan gayri meşru bir terör örgütüdür. Dolayısıyla İsrail’e güvenmek yapılabilecek en büyük hatadır ve hangi gerekçeyle olursa olsun; karşılığında hangi menfaat, avantaj elde edilirse edilsin İsrail isimli Siyonist işgal çetesi ile yaşanan bu süreci dikkat ile takip edeceğimizi ve normalleşme çabalarını da kesinlik kabul etmeyeceğimizi bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.”