Son Güncelleme: 12 Haziran 2017 18:45 Özgür Der Çorum Şubesi Başkanı Murat İslam, Katar’a yönelik abluka ve şer ittifakına karşı çıktıklarını bildirdi.
İslam, yaptığı yazılı açıklamada, müslüman halkların yaşadıkları beldelerde kendi özgür iradelerini hâkim kılma mücadelesinin hem içeriden, hem dışarıdan çok yönlü baskılarla ve kuşatma siyasetleriyle boğulmak istendiğini, özgürlük ve adalet talebiyle ayağa kalkan kitlelerin başlattığı Ortadoğu İntifadaları karşısında paniğe kapılan statüko güçlerinin her gün yeni zulümlere imza attıklarını ifade etti.
‘Yaşanan Katar krizi ve şahit olduğumuz manzara, aslında bir “dünya görüşü” kavgasıdır.’ Odiyen İslam, açıklamasının devamında şu görüşlere yer verdi: “
İşgali, darbeyi, her türden işkenceyi kirli iktidarlarının devamı için meşru gören yerli despotların ve küresel haramilerin zalimane statükoya karşı çıkışları bastırmada en sık başvurdukları baskı araçlarından biri de boyun eğdiremediklerini terör yaftasıyla karalamaya, tasfiyeye yönelmek! Son günlerde Suudi yönetiminin öncülük yaptığı koalisyonun Katar’a karşı başlattığı arsız kuşatma ve tecrit siyaseti de aynı mantığın bir uzantısı olarak karşımıza çıkmakta. Katar’ın despotik iktidarlara karşı mücadelelerinde mazlum Müslüman halklardan yana tavır alması teröre destek iftirasıyla mahkûm edilmeye çalışılmakta.
Katar’ı havadan, karadan ve denizden kuşatma altına alan Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve Bahreyn, ablukayı daha da daraltma adına, 59 şahıs ve 12 kurumun yer aldığı bir “terör listesi” yayımladı. Özellikle Müslüman Kardeşler Teşkilâtı (İhvân) destekçisi isimlere listede ağırlık verilmesi, Katar’la yaşanan krizde İhvân’ın ana nedenlerden biri olduğu gerçeğini bir kere daha hatırlatmakta…
Bizler, Trump gibi fanatik bir ırkçı ve İslam düşmanlarının tek dertlerinin zorbalıkla sürdürdükleri iktidarlarının ömrünü uzatmak olduğunu biliyoruz. Bu yüzden Sisi darbesini destekleyenlerin, Libya’da Hafter adlı işbirlikçinin arkasında duranların, Suriye’de, Tunus’ta, Filistin’de ve coğrafyamızın pek çok beldesinde statüko kalesini koruma uğruna İslami direniş güçlerine düşmanlık siyaseti yürütenlerin terörist sıfatını asıl hak edenler olduğundan da hiç şüphe etmiyoruz. Elbette emperyalizme hizmet eden ve işkenceci, darbeci, zalim yönetimlere destek verenlerin İhvan’a, Hamas’a, Suriyeli mücahitlere düşman olmalarına da şaşırmıyoruz.
Buradan Suudi yönetimine sesleniyoruz: Adaletsiz, hukuksuz ve mantıksız tavırlar takınarak, emperyalist ve Siyonist kâfirlerin elini güçlendiren politikalar izleyerek Müslüman halklar nezdinde her geçen gün biraz daha itibar kaybetmektesiniz. Mısır’da darbeci Sisi’ye verdiğiniz utanç verici desteği, İhvan hareketine düşmanlık adına işlediğiniz cürümleri şimdi de Katar’a yönelik ahlaksız abluka siyaseti ile daha ileri aşamalara taşımak zannettiğiniz gibi iktidarınızı daha güvenli kılmayacak, sadece İslam Ümmeti nezdinde bir nefret öğesine dönüşmenize neden olacaktır!
Katar’ın şahsında bastırılmaya, sindirilmeye, abluka altına alınmaya çalışılan şeyin İslami hareketlerden yana tavır almak, Müslüman halkların özgür iradelerine saygı göstermek olduğu açıktır. Bu yüzden Katar ile dayanışma Ümmet bilinci ve sorumluluğunun bir yansıması ve ayrıca erdemli bir tutum takınmanın gereği olarak değerlendirilmelidir. Katar’a yönelik operasyon aslında Türkiye’ye yapılmaktadır.
Tam bu noktada Türkiye’nin son derece zalimane ve utanç verici bir kuşatmaya maruz kalmış Katar devleti ve halkıyla dayanışma için attığı adımlar onur verici bir tutum olmuştur. Şüphesiz her yönden kuşatılmak, imha edilmek istenen İslami hareketlere karşı Körfez İşbirliği Konseyi’nin izlediği düşmanlık siyasetinin Amerikan emperyalizmine uşaklıktan başka bir kavramla karşılamak mümkün değildir. Bizler Türkiye’nin her koşulda halklardan yana tavır geliştiren tutumunun adaletin ve kardeşliğin bir gereği olduğunu hatırlatıyor, Türkiyeli Müslümanlar olarak emperyalist dayatmalara, zulme ve İslami hareketleri kuşatma politikalarına karşı kardeşlerimizle dayanışma içinde olacağımızı ilan ediyoruz.”