Son Güncelleme: 6 Aralık 2016 09:43 Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği ( TDED) Osmancık Şubesi Film Okuma Programında “ Küçük Gün Işığım” adlı filmi okudu.
Film Okuma Programının yöneticiliğini Eğitim-Bir-Sen Osmancık İlçe Temsilciliği Başkan Yardımcısı Hüseyin Aksungur yaptı.
Aile bağları, zorluklara rağmen aile olabilmek, sevgi konularının anlatıldığı bir film diyerek konuşmasına başlayan Hüseyin Aksungur, “ Karakterleri son derece özenle hazırlanmış bir film Küçük Gün Işığım: İnsanları “kaybedenler ve kazananlar” olarak ikiye ayıran bir baba, eroinman ve kadın düşkünü bir büyükbaba, insanlarla defterine yazdığı kısa ve genelde olumsuz notlarla iletişim kurarak istediklerinin gerçekleşeceğine inanan ergenlik çağında bir oğlan, güzellik yarışmasını kazanırsa başarıya tapan babasının kendisini seveceğini sanan ama dedesinin rahatlığıyla huzur bulan bir kız çocuğu, karşılıksız aşkı nedeniyle intihara teşebbüs edip başarısız olan eşcinsel bir Proust uzmanı dayı ve tüm bu karakterleri bir tutkal vazifesi görerek bir arada tutmaya çalışan anne. Yine bu karakterler aracılığıyla film ‘kazanmak’ ve ‘kaybetmek’ kavramları üzerine söyledikleri ve gösterdikleriyle izleyenler üzerinde etki bırakmayı başarıyor.” diye belirtti.
Kazanmanın olduğu gibi kaybetmekte bir erdemdir. Önemli olan dersler çıkarabilmek ve kaybetmekten korkmamaktır diye film okumasına devam eden Hüseyin Aksungur, “Kaybederken de kazanabilir insan. Karşıdakiler ne der, çevremdekiler ne der acaba endişesi içinde olup mücadeleden vazgeçenler kaybeder her zaman. Yaptığınız iş çok basit, sıradan bir işte olabilir ama sizin bir hedefiniz ve idealiniz varsa onun peşinden koşmalısınız.” diye film okumasına devam etti.
Hüseyin Aksungur konuşmasına yarışmada çocukların halinin bizleri çok düşündürmesi gerektiği ve filmdeki durumun da ülkemizde tekrarlarını görmenin insanı umutsuzluğa sevkettiğini söyleyerek, “ Çocukların abartılı kıyafet ve makyajla, otuz yaşındaki kadınlara özgü tavırlarla podyumda salındıkları yarışma sahneleri benim için korku filminden farksızdı. Çocukların bu akıl almaz görüntülerine bir de dünyanın en antipatik sunucusu eklendiğinde bu sahnelere katlanmam zorlaştı. Neyse ki kamera zaman zaman bizim tatlı Olive’imize çevirdi kocaman gözünü de bana da rahat bir nefes aldırdı. Çünkü Olive onlardan farklıydı. Onlar gibi giyinmemiş, onlar gibi makyaj yapmamıştı. Tek çocuk gibi görünen oydu. Ve tam da bu yüzden küçük gün ışığı olmayı hak ediyordu”dedi.
Filmdeki bazı replikler üzerinde duran Hüseyin Aksungur bu repliklerden örnekler sundu.
* “Dünyada iki tip insan vardır; kazananlar ve kaybedenler. Peki, farkları ne biliyor musun? Kazananlar asla pes etmez.”
*Şans kaybedenlerin kaçış noktasıdır.
*Gerçek kaybeden, kazanamamaktan korkup denemeyen kişidir.
*Şans, kaybedenler tarafından başarısızlıklara verilmiş bir isimdir.
*İğneleme, kaybedenlerin sığınağıdır.
Hüseyin Aksungur, hayatımızda nasıl dibe vurabilirizi bize net olarak aktaran, kendi bireysel hırslarımız için kendimizin ve çevremizin hayatlarını yok etmenin mantıksızlığına değinen bir güzel film diyerek konuşmasını bitirdi.
Daha sonra katılanların da yer yer yorum yaptığı film okuması gençliğin bu programlara daha fazla katılması temennisiyle son buldu.