Son Güncelleme: 5 Nisan 2017 18:04 Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Çorum İl Temsilcisi Hayati Çam, TÜİK tarafından açıklanan Mart ayındaki % 1,02’lik TÜFE artışının, Ocak zammını geri alıp memurları alacaklı hale getirdiği yetmiyormuş gibi zorunlu dayatılan BES’in (Bireysel Emeklilik Sistemi) Nisan ayını kabusa çevirdiğini söyledi.
Çam, “TÜİK tarafından açıklanan rakamlara göre Mart ayı tüketici enflasyon oranı (TÜFE) bir önceki aya göre % 1,02, Aralık ayına göre ise 4,34 artmıştır. Memur ve emeklileri için bunun anlamı açıktır. 2017 yılının ilk altı ayı için memur ve emeklilerinin aylıklarına yapılan yüzde 3’lük artış geri alınmakla kalmayıp, memur ve emeklileri için % 1,34’lük alacak doğmuştur” dedi. Hayati Çam, konuya ilişkin açıklamasında şunları vurguladı:
“Altı aylık bir dönem için verilen artışın yılın ilk üç ayında eriyip alacaklı hale gelinmesi, önümüzdeki 3 ay boyunca memur ve emeklilerinin cepten yiyeceği anlamına gelmektedir. Hükümet ile Memur-Sen arasına imzalanan toplu sözleşmeye göre, memur ve emekliler enflasyon artışından doğan kayıplarını 3 ay daha sineye çekecekler, 3 ay kazandıklarını değil kayıplarını biriktireceklerdir. Konuya evli, iki çocuklu, eşi çalışmayan memurlar üzerinden yaklaşacak olursak durumun özeti şudur:
TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranı ile; Ocak ayında 12/1 derece ve kadrodaki bir hizmetli 84 TL zam almış iken, Mart ayı sonunda enflasyona 121,52 TL kaptırmış, 37,52 TL alacaklı hale gelmiştir. Aynı şekilde 9/1 derece ve kadrodaki bir memur 90 TL zam almış iken, Mart ayı sonunda enflasyona 130,20 TL kaptırmış, 40,20 TL alacaklı hale gelmiştir. 7/1 derece ve kadrodaki bir öğretmen 99 TL zam almış iken, Mart ayı sonunda enflasyona 143,22 TL kaptırmış, 44,22 TL alacaklı hale gelmiştir.
1/4 derece ve kadrodaki bir uzman doktor 162 TL zam almış iken, Mart ayı sonunda enflasyona 234,34 TL kaptırmış, 72,36 TL alacaklı hale gelmiştir. 12/3 derece ve kadrodaki bir hemşire 97 TL zam almış iken, Mart ayı sonunda enflasyona 140,33 TL kaptırmış, 43,33 TL alacaklı hale gelmiştir. 1/4 derece ve kadrodaki bir mühendis (büro) 143 TL zam almış iken, Mart ayı sonunda enflasyona 206,87 TL kaptırmış, 63,87 TL alacaklı hale gelmiştir. Emeklilerin aylıklarındaki kayıplar da aynı şekildedir. Benzer şekilde 1.300 TL’den 1.404TL’ye yükselen asgari ücret, yılın bitmesine 9 ay kala 60,93 TL erimiştir.
ÇALIŞANLARA İKİNCİ VURGUN BES’TEN
Memurlar, Mart enflasyonunu ile boğuşurken, Nisan ayı itibariyle kamuoyunda BES olarak bilinen zorunlu emeklilik sistemine yakalanmışlar, yağmurdan kaçarken doluya tutulmuşlardır. 15 Nisan itibariyle BES için yapılacak kesintilerin memurların bordrolarındaki emeklilik keseneği matrahının yüzde 3’ü oranında yapılacaktır. Bilindiği gibi; memurların aylıklarına, imzalanan toplu sözleşme gereği Ocak ayında % 3’lük artış yapılmıştı.
Zorunlu Bireysel Emeklilik sisteminin de Ocak ayında başlaması ve 46 yaşının altındaki memurlardan emeklilik kesintisi matrahlarının yüzde 3’ü oranında aylık kesinti yapılması gerekiyordu. Bu miktar bir hizmetli için 61,00 TL, bir öğretmen için 80,00 TL, bir mühendis için 100,00 TL olmak üzere memurlar için ortalama 60 ila 100,00 TL arası ek kesinti demektir.Ocak ayında yüzde 3’lük artış cebe girmeden, BES ile geri alındı denmemesi için, memurlar için uygulama 3 ay ötelenmiş ve Nisan ayına taşınmıştır. Ancak memurlar, zorunlu kesintinin amacını anlamakta zorlanmaktadır. Ticaretle veya gelir getirici işle uğraşması yasaklanan memurun ekonomik varlığını geliştirmesi gereken ancak görevini yerine getirmeyen Devletin ne hakla zorunlu bireysel emekliliği dayattığını anlamak mümkün olmamaktadır.
Canımızı ve can güvenliğimizi, geleceğimizi, çocuklarımızı, tapumuzu, diyanetimizi velhasıl Devletimizi teslim ettiğimiz kamu görevlilerinin kendi kazandıkları üzerinde tasarruf hakkına müdahale edip bu işi Devlet yıkmanın mantığı anlaşılabilir değildir. Bu dayatma, geçmişte yaşanan MEYAK, KEY ve Zorunlu Tasarruf uygulamalarından sabıkası olan Devlete duyulan güvensizliği artırmaktadır. Sisteme düzenli ve anlamlı Devlet katkısının olmayışı, tasarrufların amaç dışı yerlerde kullanılacağı veya aktarılacağı endişesi güven duygusunu yok etmektedir. Devleti yönetenlerin anlaması gereken; güvenmediklerinin kendilerine de güvenmedikleridir.
Nitekim 1 Ocak 2017 tarihi itibariyle zorunlu olarak sisteme girenlerin, % 54’ü 1 Mart 2017 tarihi itibariyle cayma haklarını kullanarak sistemden çıkmışlardır. Üst düzey yöneticiler hariç tamamı yoksulluk sınırının altında yaşayan kamu görevlileri, zorunlu BES kesintisini aylıklara yeni bir tırpanlama yöntemi olarak görmektedir. Bu itibarla; Nisan ayı, hem enflasyon kayıpları hem BES kesintileri nedeniyle memurların öfkelerinin kabardığı kabus ayına dönüşmüştür.”