Son Güncelleme: 5 Temmuz 2018 12:42
Enflasyon farklarının üzerine 2018 yılının ikinci altı aylık zam oranı olan %3,5’lik maaş artışının da ayrıca ekleneceğini ve böylece memur maaşlarının Temmuz ayında enflasyon farkı ile birlikte %8,7 oranında artacağını kaydeden Gül, açıklamasında şunları bildirdi:
“Memur maaşlarına Ocak ayında yapılan %4’lük zam ile %9,17 oranındaki altı aylık enflasyon arasındaki %5,17’lik erime, Temmuz’da enflasyon farkı olarak memur maaşlarına yansıtılacak. Buna göre memurlar ortalama 162,4 TL enflasyon farkı alacak.
15. derecenin 1. kademesindeki bir hizmetli 122,1 TL enflasyon farkı ödemesi alırken, bu rakam 16 yıllık hizmetlide 123,8 TL olacak.
mezunu bir memura 137,1 TL, üniversite mezunu memura ise 147,9 TL enflasyon farkı verilecek.
Her ne kadar kamu görevlilerine enflasyon farkı ödenmesi sevindirici bir durummuş gibi gösterilse de memurlara enflasyon farkı verilmesi aslında resmi olarak maaşların eridiğinin ve dönem sonunda yapılan bu ödeme ile ancak maaş zamlarının reel olarak %0’a getirildiğinin tescili anlamına geliyor. Dolayısıyla 2018 yılı ilk yarısı itibarı ile memur ve emekliler reel olarak hiç zam alamadıkları gibi bu süre içinde eriyen maaşları nedeniyle de zarara uğradılar.
Şimdi ise memur ve emeklilere 2018 yılının ikinci yarısı için yalnızca %3,5’lik bir zam yapılacak. Ekonomideki gidişata bakıldığında önümüzdeki altı aylık dönemin çok daha zorlu geçeceği ve maaşlardaki erimenin artarak süreceği görülüyor.
Bu durum elbette ekonomik gerçeklerden uzak bir şekilde imzalanan toplu sözleşmenin bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Yıllardan beri enflasyon karşısında maaşları eriyen tek kesim memur ve memur emeklileri oldu. Bunun yegâne sebebi iş bilmez sendikacıların büyük bir başarı gibi göstererek imzaladıkları toplu sözleşmedir.
2018 yılının ilk yarısı için ortaya çıkan %9,16’lık enflasyonla birlikte yılın ilk çeyreği için açıklanan %7,4’lük büyüme göz önüne alındığında memur ve memur emeklilerinin sadece 2018 yılında gelir pastasından aldıkları payın %12,6 oranında küçüldüğü görülüyor.
Gelir seviyesinde böyle bir erime, toplumun gelir dağılımında böylesine bir kötüleşme sürdürülebilir bir durum olmaktan çıkmıştır. Geçtiğimiz yıl imzalanan toplu sözleşmenin uygulandığı ilk altı ayda hiçbir yürürlüğü ve anlamı kalmamıştır. Yol yakınken memur ve emekliler için yeni ekonomik destek paketleri açıklanmalı, enflasyona dayalı ücret artışlarına artık bir son verilmeli büyüme ve refah payı uygulamasına geçilmelidir.”