Son Güncelleme: 25 Nisan 2017 12:04 Eğitim Bir Sen Çorum Şube Başkan Yardımcısı Yusuf Bulanık, öğretmen ihtiyacının kadrolu olarak karşılanması, sözleşmeli, mülakatlı istihdamdan vazgeçilmesi çağrısında bulundu.

Bulanık, “Eğitime ilişkin reformların kalıcı hâle gelmesi, derslerin boş geçmemesi ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin bulunmasına bağlıdır. Bu nedenle, hem yeni öğretmen kadroları ihdas edecek hem de sözleşmeli öğretmen alımındaki hatayı telafi ederek sözleşmeli öğretmenleri kadroya geçirecek yasal bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Sendika olarak sözleşmeli öğretmenliğe de, adaletsizliğe yol açan mülakata da karşıyız” dedi.

DAHA İYİ BİR GELECEK İÇİN SORUMLULUK YÜKLENİYORUZ

Anayasa değişikliği referandumu sürecinde sorumluluk alarak önemli çalışmalar yaptıklarını ifade eden Bulanık, “Türkiye’nin koalisyon hükûmetleriyle yönetildiği dönemlerde ekmeği küçülen kesimlerin başında kamu görevlileri gelmektedir. Yakın tarihimizde bunun birçok örneğine şahit olduk. Bu dönemler istikrarın olmadığı, enflasyonun tavan yaptığı, paranın değerinin eridiği, cebimize giren ücretin pula döndüğü dönemlerdir. Üyesini, kamu görevlilerini, milletini ve ülkesini düşünen bir sendika ve sivil toplum kuruluşu olarak, elimizi taşın altına koyarak, istikrar getireceğine inandığımız yeni sistemi destekledik ve bu amaçla 81 ilde ve 350’yi aşkın merkezde programlar düzenledik. Önemli gördüğümüz üç eşikten biri olan anayasa değişikliği referandumunu geride bıraktık ama işimiz, mücadelemiz bitmedi” şeklinde konuştu.

FAALİYETLERİMİZİ HIZ KESMEDEN SÜRDÜRÜYORUZ

İkinci önemli eşiğin, sendikaların üye sayılarının belirleneceği 15 Mayıs olduğunu dile getiren Bulanık, şöyle devam etti: “Bu tarihe kadar çalışma tempomuzu artıracak, Ağustos ayında yapılacak 4. Dönem Toplu Sözleşme masasına daha güçlü oturabilmek için faaliyetlerimizi hız kesmeden sürdüreceğiz. Kritik süreçlerden alnının akıyla çıkan, bedel ödemekten çekinmeyen, mücadelesini kazanımlarla taçlandıran bir teşkilatız. Böyle bir teşkilatın hak ve özgürlük mücadelesi bitmez. Üyelerimizin, eğitim çalışanlarının sorunlarına çözüm bulmaya, bu uğurda emek harcamaya, nerede bir mağduriyet varsa, orada olmaya, mazlumların elinden tutmaya, haksızlıkları gidermenin çabasını göstermeye devam edeceğiz.”

SENDİKAL ALANDAKİ BAŞARILARIMIZI HAZMEDEMEYENLERİN YALANLARINA İTİBAR EDİLMEMELİDİR

Mayıs mutabakatında yeni üyelerle yetkilerini pekiştirmek, eğitim çalışanları adına yeni kazanımlar elde etmek, dik duruşlarını kararlılıkla sürdürerek sendikal alandaki başarılarına yenilerini eklemek için gece gündüz demeden çalışacaklarını vurgulayan Bulanık, “Özellikle işyeri temsilcilerimiz, öğretmenler odalarında bilgi kirliliği oluşturmak suretiyle eğitim çalışanlarını etkilemeye çalışanlara karşı dikkatli olmalı, gerçekleri anlatarak, kazanımlarımızı eğitim çalışanlarına ilk ağızdan aktararak manipülasyonların, tezviratın önüne geçmelidir. Sendikal alanda en önemli başarısı masa başında sendikamız aleyhinde laf üretmek olan malum sendikanın başkanı ve yöneticileri her 15 Mayıs öncesi yaptıkları gibi, yine alanı yalan yanlış sözlerle bulandırmanın çabası içerisindedir. ‘Çamur at izi kalsın’ anlayışını sendikacılıklarının merkezine alan bu zihniyeti iyi tanıyoruz. 15 Temmuz’da meydanlarda olmayanları, hainlerin püskürtülmesinin ardından saf değiştirenleri, 16 Nisan anayasa değişikliği referandumu sürecinde gizliden gizliye şer cephesinin yanında yer alanları, eğitim çalışanları için hiçbir kazanım elde edemeyenleri, 25 yıllık tarihi kazanımlarla dolu olan Eğitim-Bir-Sen’e dil uzatmak dışında bir başarısı olmayanları deşifre etmeli, maskelerini düşürerek gerçek yüzlerini dünya âleme göstermeliyiz. Bu konuda iş işyeri temsilcilerimiz başta olmak üzere, bütün teşkilat mensuplarımıza büyük iş düşmektedir” ifadelerini kullandı.

SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİĞE DE, MÜLAKATA DA KARŞIYIZ

668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile uygulanmaya başlanan sözleşmeli öğretmenlik istihdamına da, mülakata da karşı olduklarını kaydeden Yusuf Bulanık, Geçmişte denenmiş, sonuçları görülmüş ve sürdürülebilirliği olmadığı için vazgeçilmiş sözleşmeli öğretmenlik istihdamının tekrar hayata geçirilmesinin büyük sıkıntıları beraberinde getireceği açıktır. Tek başına sözleşmeli öğretmenlik uygulaması çok ciddi bir problem iken, atanacak öğretmen seçiminin mülakatla yapılması, yapılan mülakatlar çerçevesinde adayların kazanma ya da kaybetme nedeninin objektif bir şekilde izah edilememesi, birçok yazılı sınavdan geçmiş öğretmen adaylarının farklı komisyonlarca bir kaç dakikalık mülakatla elenmesi adalet duygusunun zedelenmesine neden olmaktadır. Bakanlık, yeni personel alımı tercihinde, mülakat uygulaması yerine daha adil, önce hakkaniyet, sonra ehliyet ve liyakat ölçülerine göre istihdamı yeniden düşünmelidir. Maşeri vicdanı yaralayan, hakkaniyet kriterleri tartışmaya açık sözleşmeli öğretmenlik istihdamı uygulamasına da, bunun yolu olan mülakatla öğretmen alımına da karşı olduğumuzu bir defa daha ifade ediyorum.”