Son Güncelleme: 21 Mayıs 2016 10:40 Kafkas Derneği Sungurlu Şube Başkanı Ahmet Özsaray, 152 yıl önce yaşanan Çerkes Soykırımı ve Sürgünü’nü asla unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını söyledi.
Ahmet Özsaray, gazetemize yaptığı açıklamada, bugün 152 yıl önce yaşanan fakat etkilerinin hala devam ettiği Çerkes Soykırımı ve Sürgünü’nün yıl dönümü olduğunu belirtti.
21 Mayıs’ın Çarlık Rusyasının politikaları ve stratejik hedefleri doğrultusunda Kafkasya’yı işgal etmesiyle başlayan ve 101 yıl devam eden Rus-Kafkas Savaşlarının bittiği tarih olduğunu ifade eden Özsaray, “21 Mayıs halkımızın dünyanın dört bir yanına dağıtılmasının, Kafkasya’nın Çerkessiz bırakılmasının, tarihin gördüğü en büyük sürgün ve soykırımın yıl dönümüdür.” dedi.
21 Mayıs’ın üzerinden tam 152 yıl geçmesine rağmen Çerkeslerin çektiği acılara her gün bir yenisinin eklendiğini vurgulayan Özsaray, “152 yıl boyunca sürdürülen sistemli politikalar sonucu azınlık durumuna düşen Çerkesler, kendi topraklarında dahi eşsiz dillerini ve kültürlerini kaybetme tehdidi ile karşı karşıyadır. Sürgün ve soykırım sonrası uygulanan inkar ve asimilasyon politikaları da Çerkeslerin Çerkes kimliği ile var olabilmelerinin önündeki önemli bir engeldir.
Özellikle son 15 yılda Rusya’da merkeziyetçi eğilimlerin güçlendiği görülmektedir. Bu doğrultuda anadil eğitimi ve kullanımı giderek azaltılmakta, Çerkesçe resmi dil olmasına rağmen seçmeli ders olarak okutulmakta ve eğitim kurumlarından dışlanmakta, Kafkasya’da bulunan cumhuriyetlerimizin yönetsel hakları azaltılmakta, güvenlikçi uygulamalar bahane edilerek soydaşlarımıza baskılar uygulanmakta ve demokratik hakları kısıtlanmaktadır.
Türkiye’de anadil eğitimi, kültürel hakların yaşama geçirilmesi, Abhazya ve Güney Osetya’nın tanınması gibi demokratik taleplerimize ilgili merciler sessiz kalmakta, sürgün ve soykırımın tanınması ve haklarımızın iadesi yönünde verilen sözlere rağmen gerekli girişimler yapılmamaktadır.
– “Uçak krizi kazanımlarımıza zarar verdi”
Tüm bunların yanı sıra iki ülke arasında gerginliğe neden olan uçak krizi hâlihazırdaki kazanımlarımıza da büyük ölçüde zarar vermiştir. Rusya’da soydaşlarımıza yönelik haksız uygulamaların yanı sıra Türkiye’de yaşadığımız sorunların çözümü için başvurduğumuz mercilerin tutumları, toplumsal taleplerimiz konusundaki mücadelemizi kararlılıkla sürdürmemiz gerektiğini bize bir kez daha göstermiştir. Zira Türkiye ve Rusya sürdürülebilir bir işbirliği ve istikrar için toplumumuza muhtaçtır.
Çarlık Rusyasının mirasçısı olan Rusya Federasyonu ve Osmanlı İmparatorluğunun mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyeti tarihte yaşanan acıları kabul ederek bu sorunların çözümüne dair ciddi ve somut adımlar atmalıdır. Fakat maalesef bu adımlar atılmadığı gibi hem diasporada hem de anavatanda yaşayan Çerkesler her geçen gün yeni sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır.
– “Suriye’deki iç savaş nedeniyle Çerkesler yeniden yollara düştü”
Suriye’de yaşanan iç savaş sonucu 152 yıl önce sürgünü yaşayan Çerkesler bugün yeniden yollara düşmüştür. Tarafı olmadığı kirli bir savaşın ortasında kalmış hiçbir devlet tarafından da desteklenmemektedir. Çerkeslerin kendi anavatanlarına dönmelerini engelleyen hukuki ve fiili her türlü engel kaldırılmalıdır.
Biz Çerkesler her şeye rağmen; hem anavatanımızda hem de diasporada kimliğimizle ve kültürümüzle var olma kararlılığındayız. 14 Mayıs’ta Kefken’de yaktığımız ve her zaman yüreğimizde yanan NART Ateşi oldukça geleceğimizin ve varlığımızın teminatı anavatanımızla bağlarımızı her koşulda devam ettireceğiz.
– “Çerkes soykırımı ve sürgünü tanınmalı”
Başta Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere tüm dünyaya sesleniyoruz: Çerkes soykırımı ve sürgünü tanınmalı, tarihsel haksızlıklar giderilmeli, adalet sağlanmalıdır.
Birlikteliğimizden aldığımız gücümüz ve kararlılığımızla haklı taleplerimizin takipçisi olacağımızı, Çerkes Soykırımı ve Sürgünü’nü asla unutmayacağımızı ve unutturmayacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz.”