Son Güncelleme: 9 Ekim 2019 09:05 Türk Tarım Orman-Sen Çorum Şube Başkanı Necati Gül, “2020-2021 yıllarını kapsayan 5. Toplu sözleşme süreci; yetkili ancak etkisiz Memnun-Sen’in beceriksizliği ile kamu çalışanları açısından hüsranla sonuçlandığı herkesin malumudur” dedi.
Gül, Kamu çalışanlarının her türlü taleplerini toplu sözleşme süreci sonucunda nihayete erdirdiğini söyledi.
Memur-Sen Genel Başkanını eleştiren Gül, “Bu beceriksizliğinin üstünü örtmek için il il dolaşan Memnun-Sen’in Sayın Genel Başkanı 21 Eylül’de Çorum’a geldi. Kendilerince bir dizi faaliyetlerde bulunan Genel Başkan; ilimizde yaptığı konuşmalarda kamu çalışanlarının özellikle içinde bulundu ekonomik durumdan hiç bahsetmedi. Çünkü kamu çalışanlarının iki yılını kaybettirdi. Bunu kendiler de çok iyi biliyor. O yüzden de ekonomik konularda cümleyi bırakın kelime bile kurmuyor” şeklinde ifade kullandı.
Kamu çalışanlarının sorunlar içerisinde boğulduğuna dikkate çeken Gül, açıklamasına şöyle devam etti;
“Peki neden bahsetti biliyor musunuz?
Kamu çalışanlarının onca problemi varken kılık kıyafet yönetmenliğinin kaldırılmasından. Sözde sivil itaatsizlik yapıp altı yıldır serbest kıyafet ile kurumlara gidiyorlarmış.
Önce şunu söyleyeyim. Devlete itaatsizlik olmaz. Daha neyi nasıl talep edeceklerini bile bilmiyorlar. Kimsenin kamu düzenini ve çalışma barışını bozmaya hakkı yok. Önce sendikacılığı öğrenin.
Gelelim konuya.
Peki serbest kıyafet uygulaması yapıyoruz derken tarım iş kolunda doğru söylüyorlar mı?
O zaman şöyle soralım.
Konfederasyonunuza bağlı ve konuşma yaparken de yanınızda bulunan TOÇBİR-Sen Şube Başkanınız ve aynı zamanda Tarım Orman İl Müdürlüğünde Şube Müdürü pozisyonunda olan kişi; her an araziye çıkma ihtimali olan personele takım elbise giyip kravat takacaksın diyor mu ? Demiyor mu?
Öğretmen, top sakalıyla,
Doktor, kulağındaki küpesiyle,
Bir başkası,
Yırtık bluejeans kot pantolonuyla,
Bir kucak kirli sakalıyla,
Burnundaki hızmasıyla,
kurumuna giderken; bu söylediğim şekilde bile değil; sadece, çalıştığımız kurumun çalışma şartlarına uygun kılık kıyafetle daireye gelmek istiyoruz. Yine arazi şartlara uygun kıyafet için;
-giyinme / soyunma odaları yok,
-elbise dolapları yok,
-duş alma kabinleri yok,
deyip;
Takım elbise giymesi gereken, rol model olan öğretmen mi ? Ziraat Teknikeri mi?
Takım elbise giymesi gereken, doktor mu? Veteriner Hekim mi?
Takım elbise giymesi gereken, veri hazırlama memuru mu? Tozlu raflar arasında iş yapan anbar memuru mu? diyerek Sendikacı tavrı mı gösteriyor?
Yoksa; Emret komutanım tavrı mı gösteriyor?
Yine hali hazırda idareci konumundaki eski ve mevcut Şube Yönetim Kurulu üyeleri ve işyeri temsilcileri; her an araziye çıkma ihtimali olmasına rağmen, bu söylediğiniz serbest kıyafet kararınıza katkı sağlıyor mu? Sağlamıyor mu? Yoksa grantuvalet arzu endam mı ediyorlar?
Tarım İl Müdürlüğünde yaşananları biliyoruz. 28 Şubat zihniyeti! Dün başörtüsünü çıkartmaya çalışıyordu. Aynı zihniyet ne olursa olsun bugün kıravat taktıracağım diye uğraşıyor. Arasında fark yok.
Şunu da söyleyeyim. Sizler de çok iyi bilirsiniz ki biz takım elbise giymeyi de kravat takmayı sever, nerede nasıl giyileceğini de iyi biliriz. Bunu cümle alem de iyi bilir. Bu konuda tevazu yok. İhtiyaç olana da dün olduğu gibi, bugünde ders de verir, ücretini de almayız.
Ancak; gerekçeniz ve yönteminize katılmıyor olsak da, aldığınız kararın arkasında durma erdemliği içinde, sendikacılık adına, bir dik durma cesaretini gösterin. Göz önünde başka, perde arkasında başka tiyatro oynamayın. Şube Başkanı dahil Yönetim kurulu üyeleriniz kararın arkasında değilse, üyeleriniz ne yapsın?
Biz; tarlada, bağda, bahçede, ahırda yada ağılda; takım elbise olmaz diyoruz, siz sivil itaatsizlik diyorsunuz.
Gerekçelerimiz farklı.
Haydi! var mısınız?
Gerekçelerimiz farklı olsa da kamu çalışanlarının aynı noktada buluştuğu hakları için ortak hareket etmeye.
Bizim önde olma gibi bir hastalığımız yok. Her türlü ortamda ön safta siz olabilirsiniz. Gerekirse ben yaptım da diyebilirsiniz. Biz yanımda olun diyorsanız yanınızda; arkamızda ol diyorsanız arkanızdayız. Yeter ki kamu çalışanları haklarını elde etsinler. Evet diyorsanız, zaman kaybetmeden her türlü iş birliğine hazırız.
Yok deyip, emret komutanım diyecekseniz, o zaman ortalıkta sendikacıyım diye gezmeyeceksiniz. Nokta!”