Son Güncelleme: 31 Mart 2016 19:27 Çorum Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Salim Uslu, TBMM Güvenlik Koordinasyon Kurulunda, Meclisi içerisinde ve çevresinde alınan Güvenlik tedbirlerini Kanal A televizyonunda Tuğba Dalkılıç’a değerlendirdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde alınan Güvenlik Önlemlerinde ihtiyaç halinde teknolojideki son gelişmeleri yakından takip ediyoruz diyen TBMM İdare Amir Salim Uslu, “Ne kadar güvenlik önlemi alırsanız alın eğer alınan kararlara, kurallara ilgili arkadaşlar saygı göstermez, uymazlarsa alınan kararların çok fazla önemi olmuyor. Herhangi bir resmi kuruma, Bakanlığa ya da AVM’ye gittiğinizde aracınızı nereye park etmeniz gerektiği, x-ray cihazından geçilmesi konusunda nasıl kurallara uymak zorundaysanız Mecliste de uymak zorundasınız. TBMM halka açık bir kurumdur. Bu hassasiyeti bilerek ona göre kararlar alıyoruz. Hiç kimse kendisini denetimden ya da alınan güvenlik önlemleri ile ilgili kararlardan muaf sayamaz. Meclise giriş yasağı bazı milletvekillerinin yazılı talebiyle bir kısmı da çeşitli olaylara bulaşmış, Meclis’te pankart açmaya kalkmış, hakkında tutanak tutulmuş kişilere verilmiştir. Yaklaşık 641 kişi hakkındaki yasağın devam etmesini kararlaştırdık. Bu konuda bir de ilke kararı aldık. Kimin yasağının kalkması ya da kalkmaması gerektiğine ilgili milletvekiline bağlı olarak değil tam tersine onların işledikleri suçların içeriğine bakarak karar vereceğiz. Milletvekilleriyle gelip dolandırıcılık yapmaya çalışan, para istemeyi gelenek haline getiren ya da Meclis’e kullanımı yasak madde ve yayınlar getirenlerle ilgili çeşitli tutanaklar varsa işlenen suçlara ya da yanlışlara bakarak, yasağın devamı yönünde karar veriyoruz. Alınan kurallara, konulan kararlara uymak konusunda uymazsak bu memleketi karar ve kural çöplüğü haline getiririz ” dedi.
Terör olaylarının yoğun yaşandığı bir süreç yaşıyoruz diyen Uslu, Terör serseri mayın gibi sadece bu Türkiye’nin sorunu değil. Şuanda Brüksel’de, Paris’te, Londra’da da olsanız benzer sorunlarla karşı karşıya kalırsınız. Artık coğrafyanın bir önemi kalmadı. Çünkü her ülkede terörist faaliyetlerinin bir şekilde arttığını görmekteyiz. Şiddet ve terör kimden gelirse hangi misyondan olursa olsun karşı çıkmak gerekir. Sorunun tarafı ya da çözümün tarafı olabilirisiniz öneriler olabilir vs. ama onun dışında şiddetle, silahla sizi korkutarak yaparım derseniz bunun dünyada çıkış yolu olmadığı, başarı getirmediği görülmüştür. Mecliste bütün kanallar açıktır. İstediği gibi konuşabilir, dilediği görüşü, öneriyi getirebilir ama belindeki silaha arkasını yasladığı silaha güvenerek toplumu korku tüneline hapsetmek istiyorsa bunun sadece o kişi hakkında değil aynı zamanda toplumsal bakımından ekonomik ve siyasal sonuçları vardır” ifadelerini kullandı.
Milletvekillerinin dokunulmazlık zırhına bürünerek la yü’sel davranmanın doğru olmadığını belirten Uslu, “Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda çok haklı gerekçeler orta yerde dururken tamamını kaldıralım öyle diyorsanız dediğimizde, bu sefer geçici madde ile olmaz kalıcı madde ile olsun gibi sudan bahanelerle ipe un sermek doğru ve inandırıcı bir yaklaşım değildir. Siyasetin ve siyasetçinin güven katsayısını çürütmektedir. Sizi teröristle, askere kurşun sıkanla, polise tuzak kuranla, hendek kazanla bir tutan anlayış var. Buna itiraz ediyoruz. Teröre, şiddete bulaşanları ayıklayıp göndermek gerekir. Hiç kimse dokunulmazlık zırhına girerek ağzına, aklına geleni sorumsuzca beyan edemez. Terör cenazesine, taziyesine gidemez. Bu toplumu incitir” şeklinde konuştu.
CHP Şiddet ve terörle arasına mesafe koymuyor diyen Uslu, “Sayın Kılıçdaroğlu konuşmalarında “şiddete karşıyım” diyor ama kendi içerisindeki partililerinin söylediklerini, sosyal medyadaki paylaşımlarını, terörist cenazesindeki ağlamalarını önce bunları görmesi gerekiyor. Bunlara yönelik bir adım atması gerekir. Yoksa toplumun gözünde HDP ile CHP arasında isim değişikliğinden başka bir fark yok gibi gözüküyor. Bundan en çok CHP’liler rahatsız olmalı” dedi.