Son Güncelleme: 16 Haziran 2016 23:51 TBMM Başkanı İsmail Kahraman, TBMM Şeref Kapısı önünde eski ve yeni tüm TBMM üyeleri onuruna iftar yemeği verdi.
İftara Başbakan Binali Yıldırım, TBMM eski Meclis Başkanları, Bakanlar, Çorum Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Salim Uslu ile eski ve yeni milletvekilleri katıldı.
TBMM Başkanı Kahraman, iftar yemeği programında yaptığı konuşmada, davete gelen tüm üyelere teşekkür etti. “Gelemeyen birçok arkadaşımızın kalbinin burada olduğuna inanıyorum” ifadesine yer veren Kahraman, “rahmet, bereket ve mağfiret ayı olan mübarek Ramazan’ınızı tebrik ediyor, sağlık, esenlik ve hayırlı başarılarla dolu nice mübarek günlere ve aylara kavuşmanızı diliyorum” dedi.
Kahraman şöyle konuştu:
“İçinde bulunduğumuz 26. Dönem’in Sayın Milletvekillerinin yanında bu yüce çatı altında hizmet vermiş olan değerli parlamenterlerimizi de davet ettik. Şu anda 1961-1965 yılları arasındaki 12. Dönem Milletvekillerimizden Bolu Milletvekili Sayın Kamil İnal Bey ve yine aynı dönemden Erzurum Milletvekili Mustafa Nihat Diler Bey ve 13. Dönem Milletvekilimiz Ramazan Tekeli bey aramızdalar. Kendilerine ve bütün katılımcılara iştirakleri dolayısıyla teşekkürlerimi sunuyorum.
Bugüne kadar, senatör, milletvekili ve atanan bakanlar dâhil, toplam 7 bin 443 kişiden vefat eden 4 bin 347 üyeye Cenab-ı Hak’tan rahmetler diliyor, yaşayan 3 bin 96 üyemize de sağlık, esenlik ve afiyet içinde hayırlı uzun ömürler diliyorum.
İftar soframızdaki bu güzel beraberliğimizde bazı hususları sizlerle paylaşmak isterim. Önce hafızamızı tazelemek adına, Meclisimizin mazisine, açılış günlerine bir göz atalım. 21 Nisan 1920, günlerden Çarşamba. Heyet-i Temsiliye Reisi Mustafa Kemal, bütün illere ve resmi dairelere bir tamim yayınlar. 23 Nisan 1920 Cuma günü Cuma Namazı Hacı Bayram’da kılınacak, dua ve tekbirlerle Meclis açılışına gelinecektir. Yokluklar içinde var olmaya çalışan bir milletin temsilcileri olarak 23’ü İstanbul’dan Meclis-i Mebusan’dan gelen ve 104’ü ise illerden davet edilen 127 kişi Ulus semtindeki bildiğiniz o küçük binada okullardan gelen sıralara otururlar, teneke sobalar iş yerlerinden, halılar evlerden, gaz lambaları kahvehanelerden temin edilmiştir. Aydınlatma, elektriğe ancak 1924 yılında kavuşmuştur. Mebusların yüzde 25’i en az bir üniversite bitirmiş, yüzde 60’ı yabancı dil biliyor, bunların yarısı da birden fazla dil biliyor. Son derece entelektüel bir seviyeye sahipler. İdealleri, hedefleri vardı. Tomurcuk derdindeydiler. Zira, tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur.
Bugüne kadar hizmet verenlerin gayretleriyle çok büyük mesafeler kat ettik. Türkiye’yi yüceltmek yolundaki azimli yürüyüşümüzü devam ettiriyoruz ve ettirmeliyiz. Bu uğurda bütün emek verenlere, imkan sağlayanlara şükranlarımızı sunuyor, vefat edenleri minnetle anıyor, rahmetler diliyor, yaşayanlara hayırlı başarılar, sağlık ve esenlikler temenni ediyorum.
İnanıyor ve güveniyorum ki Türkiyemiz, egemenliğin bir zümre, şahıs veya bir kuruma değil, kayıtsız ve şartsız millete ait olduğu bilincinde olan millet hakimiyetine dayalı, gücünü milletinden alan merkezinde ve öncesinde insan olan, çoğulcu bir demokrasiye, çağdaş hukuk devleti ilkelerine sahip bir devlet olarak birlik ve bütünlük içinde mutlu bir geleceğe emin adımlarla ilerleyecektir.
İnsanımız inanç, din, vicdan, fikir ve ifade hürriyetini hiçbir engel tanımadan tam anlamıyla yaşayacaktır.” diye konuştu.