Son Güncelleme: 22 Mart 2017 09:30 Memur-Sen İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Çorum Şube Başkanı Ahmet Saatci, 18–24 Mart Yaşlılara Saygı Haftasını kutladığını söyledi.
Dünya Nüfusunun her yıl artan oranlarda yaşlandığını ve Türkiye’nin de bu kervana katıldığını ifade eden Saatci, “Biz millet olarak adetlerimiz, inançlarımız, geleneklerimiz gereği yaşlılarımıza yılda bir gün değil 365 gün hürmet ve saygı göstermek, onları baş tacımız olarak görmek anlayışının hâkim olduğu bir düzen içerisinde bugüne kadar geldik. Bundan sonra da değerimizi kaybetmeden, bu geleneğimizi inançla azimle kararlılıkla sürdürmek durumundayız” dedi.
Yaşlılığın hayatın çok özel bir dönemi olduğuna değinen Saatcı, açıklamasında şunları vurguladı:
“Her insan için önem ifade eden yaşlılık, hayatın çok özel bir dönemidir. Hayatta esas olan yaşama sevincini kaybetmemektir. Öyleyse yaşlanma sürecini doğal bir olgu olarak karşılayıp bu dönemin de yaşama aktif katılarak geçirilmesi gerekir. Yaşlılarımızın toplumsal yaşama aktif olarak katılmalarını sosyal, kültürel ve ekonomik haklara sahip, kimseye muhtaç olmadan yaşamalarını sağlamak kişi, kurum ve devlet olarak öncelikli görevimizdir. Tarihsel köklerimiz ve inançlarımızdan uzaklaştıkça, toplumumuzda yaşlılarımıza yönelik olumsuz tutum ve davranışlar yaşanır, ailesinden kopartılan, sokağa terk edilen, ya da aile içinde huzur ortamı bulamadığı için kendisi ayrılan vakalara daha sık rastlanır olmuştur. Bir ömrün büyük kısmını topluma ve ülkeye hizmetle geçirmiş insanların, yaşlandıkları ve bakıma muhtaç oldukları dönemde ömürlerinin sonuna kadar insan onuruna yakışır bir şekilde bakım talep etme hakları vardır. Ailelerinden ve çocuklarından bu hizmeti çeşitli nedenlerle alamayanlara bu hizmet imkânlar ölçüsünde Devletimiz tarafından verilmektedir.
Devleti halka hizmet etme aracı olarak gören hükümetler, bir sınıf ve kesimin değil, bütün vatandaşlarımızın refah ve mutluluğunu sağlayacak sosyal politikalar yürütmeyi, bu bağlamda yoksullar, bakıma muhtaç yaşlılar, çocuklar ve işsizler için özel programlar oluşturmayı, zor durumdaki vatandaşlarımıza, terkedilmiş ve kimsesizlik duygusu yaşatmamayı hedeflemelidir. Bu durumda bulunan yaşlılarımıza bir yuva ortamı oluşturmak amacıyla devletin kurduğu sosyal hizmet kurumlarına her geçen yıl daha fazla yaşlımız başvurmaktadır. Bir toplumun geleceği açısından tehlikeli bir süreç olan bu sosyal yaranın tedavisi için, millet olarak bizi biz yapan değerlerimize daha fazla sahip çıkmamız zaruridir. Yeni nesilleri batının bireyselliği ön planda tutan bencil kültüründen korumak ve tarihsel değerlerimiz ile genç kuşak arasında köprü kurmak adına eğitsel, kültürel ve sosyal projeler geliştirilmelidir.
Bizleri bugünlere ve geleceğe hazırlayan yaşlılarımız için hayatı kolaylaştırmak ve kimseye muhtaç olmadan yaşamalarını sağlamak devletimizin öncelikli görevleri arasındadır. Unutmayalım ki bir gün herkes yaşlanacaktır. Ancak devletimizin çalışmaları yaşlılarımızın sorunlarının çözümü ve toplumda hak ettikleri yeri almaları konusunda tek başına yeterli değildir. Toplumda bu bilincin yerleşmesi, bugüne kadar olduğu gibi gönüllü kuruluşlarımızın ve yurttaşlarımızın katkıları ile yaşlılarımıza daha iyi yaşama koşullarını sağlayabiliriz. Yaşlılarımıza ve onların sorunlarına sahip çıkmak insanlık ve yurttaşlık görevimizdir.
Devletin sosyal hizmet kurumlarında koruma altında bulunan yaşlılarımıza en iyi koşullarda hizmet sunabilmek için gereken ihtiyaçların oluşturulması da ayrı bir önem arz etmektedir. Bu noktada, sosyal hizmet kurumlarında, ailelerinden çeşitli nedenlerle kopan yaşlılarımıza bir evlat mertebesinde hizmet eden sosyal hizmet çalışanlarımızın fedakârlıkları da unutulmamalıdır. Gerek sosyal hizmet kurumlarının başta personel ihtiyacı olmak üzere yapısal sorunlarının çözümü, gerekse bu kurumlarda özverili bir şekilde çalışanların çalışma koşulları ve ekonomik hakları açısından yaşadıkları sorunları çözüme kavuşturmak devlet için ertelenemez bir sorumluluktur.
Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmağa hakkı yoktur. Bu nedenle tüm yaşlılarımıza saadet ve huzur dolu ömürler diliyor, bu vesile ile Sendikamızın, türlü zorluklara fedakârca göğüs geren sosyal hizmet çalışanlarımızın sorunlarının çözümü için her koşulda mücadelesini sürdüreceğinin bilinmesini istiyoruz.”