Son Güncelleme: 6 Mayıs 2017 10:18 Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Sungurlu İlçe Başkanı Yasin Şahin , “Türkiye’nin yürütme erkinde değişikliğe gitmesi, özellikle bu ülke ve bu milletle meselesi olanları çok ama çok rahatsız etti” dedi.
“Dağdaki hainler kan dökmek için sıraya girerken, bu katillerin asıl sahipleri de dışarıdan kuşatmayı daha da ileri götürmeye uğraşıyorlar” diyen Şahin Türkiye gündemini değerlendirdiği açıklamasına şöyle devam etti;
“Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin Türkiye’yi denetim sürecine alma kararı da bunun sonucudur, ABD’nin Sincar’daki katillere yönelik operasyona tepki göstermesi de bu rahatsızlığın tezahürüdür. Sadece bu kadarı, yapılanın ne kadar doğru olduğunu, Türk milletinin ne kadar isabetli bir karar verdiğini anlamaya da anlatmaya da fazlasıyla yeter.
SAMİMİYETSİZ VE ÖNYARGILI
AKPM’nin kararının ne kadar temelsiz ve çelişkili olduğu açıktır. AB’ye tam üyelik için verdikleri hiçbir sözü tutmadılar.Türkiye, tam üye olarak kabul edilen ülkelerin birçoğundan her alanda çok daha ileride, çok daha hazır ve hak edecek konumda bulunmasına rağmen oyaladılar, kandırdılar ve sonunda da rezil bir kararla itibarımıza suikast yaptılar.Ortaya koydukları gerekçelerin hiçbiri gerçekçi ve haklı değil. Çok daha ağır şartlar bugün başta Fransa olmak üzere AB üyesi birçok ülkede mevcuttur ve bunlara en küçük bir itiraz yapılmazken, Türkiye’ye açıktan tavır alınmaktadır. Avrupa’nın samimiyetsizliğini ve önyargılı yaklaşımını referandum sürecinde de gördük. İnsanlık dışı muamelelerle yetinmediler, referandumu takip için AGİT üyesi olarak Türkiye düşmanı sabıkalı terör destekçilerini gönderdiler.
TERÖRE DESTEK VERİYORLAR
Avrupa açık düşmanlıkta bu kadar ileri gider de, ABD geri kalır mı? Birbirlerini tamamlayarak gidiyorlar. Trump’la birlikte değişen hiçbir şeyin olmadığını, rezil ve ikiyüzlü yaklaşımın aynen devam ettiğini, hergün daha net görmeye ve anlamaya başladık. Kendileri terörle mücadele bahanesiyle 10 bin kilometre öteden gelip, bütün Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmekte en küçük bir tereddüt göstermediler. Milyonlarca insan öldü, ülkeler bölündü, çocuklar katledildi. Bu kan gölünden IŞİD gibi yeni terör örgütleri çıktı. PKK ve PYD gibi ihanet yapıları beslendi. Buna rağmen hiç utanmadan, sıkılmadan Türkiye’nin doğrudan varlığına yönelik bir tehdidi bertaraf etmek için yaptığı operasyonlara itiraz ediyorlar. Açık şekilde terör örgütlerine destek veriyor, kışkırtıyor ve üzerimize salıyorlar.
REZİLLİĞİN YENİ VERSİYONU
Sincar operasyonuna ABD’nin sudan bahanelerle karşı çıkması, bununla da kalmayıp oradaki teröristlerle birlikte görüntü verip, taziye ziyaretleri yapması kalleşliğin, rezilliğin yeni versiyonudur. Yapılan açıklamaları ne anlamak, ne kabul etmek, ne de cevapsız bırakmak mümkün değildir. Kağıt üzerinde NATO üyesi olan, stratejik ortaklık kurulan, ittifak yapılan ülke Türkiye’dir, ama uygulamada durum tam tersidir.Türkiye yok sayılmakta, terör örgütleri ile aleni bir işbirliği yapılmaktadır. PYD’nin korunum kollanması, silahlandırılıp eğitilmesinin açık düşmanlık dışında hiçbir izahı yapılamaz. Bu teröristlerle IŞİD’e karşı mücadele edildiği bahanesi, çok kaba ve alçak bir gerekçedir. Türkiye, bölgeyi en iyi bilen ülke olarak, ordusuyla, bütün imkanlarıyla böyle bir mücadeleye hazır olduğunu defalarca açıklamış olmasına rağmen, bunu görmezden gelip, terör örgütüyle yürünmesinin iyi niyetle izahı hiçbir şartta mümkün değildir. Nitekim, bu hainlere karşı, yaptığımız operasyondan rahatsız olmaları sözün bittiği yerdir.
KİME NE ANLATIYORLAR?
Ne AB ülkelerinin keyfi için taviz veririz, ne ABD rahatsız oluyor diye terörle mücadeleden vazgeçeriz. Menfaatlerimizi korumak, varlığımızı ve birliğimizi her şeyin üzerinde tutmak en doğal ve en vazgeçilmez hakkımızdır. Bu hakkın kullanılmasına itiraz edilmesi, hiçbir şekilde bizi bağlamaz ve hatta ilgilendirmez. En küçük bir taviz veremeyeceğimiz gibi, bu eleştirileri dikkate dahi alamayız. Kim ne anlatıyor, Türkiye gibi bir devleti ne zannediyorlar? Sıra kendilerine, kendi menfaatlerine gelince, kan dökmek, işgal yapmak, ülkeleri yıkmak, çocukları kat etmek mubahtır. Vahşetin her türlüsünü yaparlar. Ama Türkiye’nin doğrudan varlığına yönelik bir tehdidi ortadan kaldırmak için yaptığı, uluslararası hukuka da, vicdana da, ahlaka da ve dünya gerçeklerine de uygun operasyonlar kabul edilemez olur. Bir anda herkesin aklına insan hakları ve demokrasi gelir. Geçin bunları. Önce dönün aynaya ve kirli geçmişinize, arkanızda bıraktığınız kan ve vahşete bakın.
OYUNU KURALINA GÖRE OYNAYALIM
Türkiye artık durumu idare edecek açıklamalar yaparak, geri çekilerek, itirazları ciddiye alarak bir yere varamaz. Herkese bildiği dilden konuşmak ve oyunu kurallarına göre oynamak zorundayız. Zira, karşımızdakiler dürüst değiller. Niyetleri, terörle mücadele etmek değil, terörle ortaklık kurmak ve bunun üzerinden hain emellerini gerçekleştirmektir. Bize söylenecek her lafa misliyle verecek cevabımız vardır. Sicilimiz herkesten daha temizdir. Haklı olan, hakkı olan ve bedel ödeyen biziz. Dolayısı ile son sözü de biz söylemeli ve bunun sonuna kadar arkasında durmalıyız. Bu kararlı duruş kısa zamanda etkisini gösterecek ve Türkiye üzerinde oynanan oyunlar ifşa olacağı gibi, boşa çıkarılacaktır.
BAŞARMAK ZORUNDAYIZ
Gerek AKPM’nin kararına, gerek ABD’nin terörist PYD ile ortaklık kurup Sincar operasyonuna tepki göstermesine hükümetin verdiği karşılık doğru ve yerindedir. Bu bir milli meseledir ve günlük siyasetin dışındadır. Buradan bir siyasi fayda elde etmeye çalışmak, ihanettir. Tersine bütün siyasi partilerin MHP’nin yaptığı gibi, bu düşmanca tavırlar karşısında sert tepki göstermesi, hükümetin dik durması, bu kalleşlikler karşısında direnmesi ve ülke menfaatlerinden şaşmaması için teşvik edip desteklemesi gerekmektedir. Keşke bu duruma düşmemiş olsaydık, ama yeni bir kuruluş savaşı daha vermek zorundayız ve başarmaktan başka bir çaremiz yok.