Son Güncelleme: 10 Ocak 2018 08:21 Ziraat Mühendisleri Odası Çorum İl Temsilcisi Necati Gül, 10 Ocak 1846 tarihinde Ziraat Mektebinin kurulmasıyla tarımsal eğitim, öğretim alanında ilk adımın atıldığını ve bu tarihin her yıl Türkiye’de ‘Ziraat Mühendisleri Günü’ olarak kutlandığını söyledi.
1846 yılından bugüne çok yol aldıklarını belirten Gül, “O günden bugüne her geçen gün, gelişen bilimsel ve teknolojik imkanlarla birlikte, dünyada tarımsal üretim, tüketim ve iktisadi dengeler; çok çabuk değişmekte ve gelişmektedir. Son yıllarda tarımda rekabet ve sürdürülebilirlik ön plana çıkmış; iklim değişikliği, gıda fiyatlarındaki artış, hızlı nüfus artışı ve küresel ticari ilişkiler dünyada olduğu gibi ülkemizde de tarıma yön veren unsurları oluşturmuştur. Dünya ülkeleri ile rekabet edebilmek için kaynaklarımızı etkin, ekonomik ve verimli kullanarak yeni politikalar üretmek zorundayız. Bu yolda başarıya ulaşmak için iyi yetişmiş kadroya ihtiyacımız vardır. Bu kadro tarım sektörünün talebine cevap verecek ve bilgilerini sahaya aktarabilecek donanımda olmalıdır” dedi.
Tarımda Türkiye’nin dışa bağımlı olmaktan kurtarılması gerektiğini ifade eden Gül, “1846 yılından bugüne kadar çok yol kat ettik. Ancak yeterli olmadığı apaçık ortadadır. Tarımı istenilen yere taşıyabilmek için bulunduğumuz noktanın tespitini iyi yapmalıyız. Ortaya çıkan tespite göre durumumuz ne yazık ki yeterli değildir. Dışa bağımlılık her geçen gün daha da artmaktadır. Tespit edilen bu noktayı bir başlangıç olarak kabul edip başarıya ulaşmak için tarıma ve Ziraat Mühendisine geçmişten daha çok önem vermeliyiz.” İfadelerini kullandı.
“Başarıya ulaşmak için yeni tarımsal politikalar üretmeliyiz” diyen Gül, konu ile ilgili açıklamasına şöyle devam etti;
“Dünya ve Ülkemiz insanına kaliteli ve güvenli gıda arzının sağlanması için sektör paydaşlarının görüşleri mutlaka dikkate almalı; farkındalık adına STK’lardan etkin yararlanmalıdır.
Çünkü değişimin kurumsallaşmasında ve toplum tarafından benimsenmesinde, kabullenilmesinde STK’lar çok önemlidir. Adeta toplumun sinir uçlarıdır, yeniliğin- değişimin getireceğini avantaj ve dezavantajlarını ilk onlar hissederler. Bilindiği üzere STK’lar sistemin ‘erken uyarı’ mekanizmasıdır. Görevlerini daha stratejik ve daha dinamik bir şekilde yerine getirmeye gayret içindedirler. Türkiye’nin kalkınmasında stratejik önemi olan, Tarım, güçlü irade konularak yürütülecek bir faaliyettir.Söyleyenin kim olduğuna değil söyleme bakılmalıdır. Ne acıdır ki ilimizde bu konuda başarı sağlanmış değil. Paydaşların birlik olma konusundaki çabası sürücü aktör birinin kişisel hırsı yüzünden gerçekleşememektedir.
Türk Milletine; sektörün akademik ve ekonomik hayatına mal olacak temel felsefesi, vizyonu ve kalkınma programı olan bir ‘Tarım Politikası’ için gerekli tüm katkıyı sağlamak, işin mutfağından-akademisine; üreticisinden-tüketicisine bütün tarafların ortak bir noktada buluşturacak bir platform oluşturmak zorundayız.
Türkiye’nin, dışa bağımlı kaynaklarda rasyonel ve rekabetçi; doğal ve yerli kaynaklardaise milli ve destekleyici bir Tarım Stratejisi benimsemesi elzemdir. Sektörün daha hızlı gelişmesini, biyoçeşitliliğin korunmasını ve katma değerli ürünlerin imalatını, yatırımını ve ihracatını artırmak ve tarım ekonomisinde sıçrama sağlamak istiyorsak TarımStratejisi oluşturmak tüm paydaşların bu millete borcudur.
Türkiye’nin kalkınması için temel ve stratejik sektörlerden biri olan Tarım ve Hayvancılık konularında yapacağı teferruatlı ve derin çalışmalarla tarımsal konularda bir tavsiye ve çözüm merkezi olma Ziraat Mühendisleri Odası başta olmak üzere tüm paydaşların görevidir.
7472 sayılı Kanunun 2. maddesinde “Ziraat Mühendisleri mesleki iştigal ve ihtisas sahaları dahilinde olmak üzere araştırma, ıslah, yetiştirme, toprak muhafaza, zirai mücadele, ziraat alet ve makineleri, bahçe mimarisi, toprak tasnifi, toprak, su, gıda, yem, kimyevi gübre, nebat tahlilleri, teknoloji, zootekni, zirai ekonomi gibi bilumum zirai hizmet ve faaliyetlerde bulunmaya, bütün bu sahalarda gerekli kontrol, muayene yapmaya”` yetkilidir diyor.
Öncelikle ülkemiz olmak üzere tüm insanlığın aç kalmaması, sağlıklı dengeli ve yeterli beslenmesi için uğraşan, üretim ve kaliteyi artıran mühendislik disiplinleri yanlış uygulanan politikalar nedeniyle mesleki ve toplumsal sorumluluklarını yerine getirememektedir. Bu nedenle akılcı, ayrımsız, sürdürülebilir ve ihtiyaçlara uygun istihdam politikalarının ve yeni bir Tarım Stratejisinin uygulanması kaçınılmaz bir zorunluluktur.”